| Konu: | YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU (S.S.:310) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 21.03.2013 |
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugünkü sözlerim, AKP'nin Millî Görüş kadrosuna değil, AKP'de bulunan sosyaldemokrat, eski Doğru Yol Partili, eski Cumhuriyet Halk Partili ve eski Milliyetçi Hareket Partili kim varsa sözlerim ona.
Bugün, önce eş başbakan konuştu, sonra da Başbakan konuştu.
Değerli arkadaşlar, aslında Türkiye egemenlik devrine 2005 yılında, Eruh'un kutlandığı yılda başlamıştır. Orada, Eruh'ta, ilk baskını yapan PKK'lı teröristi bir masanın üzerine çıkardılar ve 20 bin kişi önünde resmî geçit yaptı ve AKP'yi yöneten devlet, savcısıyla, jandarmasıyla, polisiyle, hâkimiyle bu işe sessiz kaldı. İlk egemenlik devri oradan başlamıştır.
Sonra bu egemenlik devri Habur'da devam etti, Oslo'da ise bir anayasal darbeye dönüştü. Yani gayrimeşru bir ortamda, gayrimeşru bir örgütle, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi gereken Anayasası başka mahfillerde görüşüldü. Bu, esasen, Anayasa'yı tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüstür.
Değerli arkadaşlar, bundan bir süre önce yapılan cenaze töreninde, 3 teröristin yapılan cenaze töreninde, yine bugün olduğu gibi meydanlarda bayrak yoktu, güvenlik kuvveti yoktu, yine egemenlik devri vardı.
Şimdi, bugün bu heyecanla yaptığımız konuşmaların dışında önemli bir tespitte bulunmak istiyorum: Bugün itibarıyla sözler bir yana, sembollere baktığımızda, eğer bir ülkenin egemenliğini güvenlik güçleri temsil ediyorsa, bugün Diyarbakır'da güvenlik güçleri yoktu. Eğer bir ülkede o ülkenin istiklalini ve hürriyetini sembolize eden, bağımsızlığını sembolize eden bayraksa, bugün Diyarbakır'da Türk Bayrağı yoktu. Bu hâliyle, bugün orada fiilen defakto alarak bir federatif Kürt devleti kurulmuştur; hiç kimse kendisini aldatmasın. Devlet de buna göz yummuştur.
Değerli arkadaşlar, bu "savaşsız toprak kaybı ve işgal" demektir. Tarihe not düşmek için söylüyorum, bir gün gelecek, bütün bu süreçler bittiğinde hep birlikte bu kayıtsız kaldığınız süreçler için hesap vereceksiniz, hesap soracağız. Bu dönem için devrisabık yaratılacaktır, kurtuluşunuz yok.
Ayrıca ortada çözüm mözüm filan da veya geri adım atma diye bir şey de yok. Herhâlde bebek katilinin sözlerini dikkatle okumamışsınız. Bebek katili "Silahları bırakın." filan demiyor, "Silahlı olanlar yurt dışına çıksın." diyor. Ben size olacağı söyleyeyim. Silahlı olanlar Suriye'ye gidecek, orada yeni bir tampon devlet oluşturulacak ve arkasından oluşturulacak büyük devletle bunların hepsi bir araya getirilecek.
İkinci şey, ne diyor Apo? "Bu bir son değil, mücadeleyi bitirmek değil, daha farklı bir alanda mücadeleyi yeniden başlatmaktır." diyor ve daha da önemlisi arkadaşlar, İslami demokratik siyasetten söz ediyor. Şimdi, buradan öyle anlaşılıyor ki, Sayın Başbakan kafasındaki siyasi İslamist totaliter rejimi getirebilmek için Kürtleri kullanıyor, Kürtler de federatif bir devlet elde etmek için millî görüşçüleri kullanıyor. Buradan hayır çıkmaz, buradan sonuç çıkmaz, buradan bu memlekete birlik, beraberlik, kardeşlik filan çıkmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) - İslam'ı eli kanlıların malzemesi hâline getirenler utansın.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Sonuç itibarıyla, öyle bir ortam yarattınız ki kardeşlik bağlarını gevşettiniz. Artık yeni bir sorunumuz var. AKP'nin millî görüş yöneticileri yüzünden Türkiye'nin kardeşlik ve sevgi bağları zayıflamaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) - Gayrimillî görüş.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bütün bunlar öyle ulvi duygular için yapılmıyor. Önümüzdeki günlerde bunu çok önemli bir şekilde Meclise getireceğiz. Bütün bunların arkasında AKP'nin oynadığı petrol oyunları var. Biraz önce yukarıdaki Komisyonda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının Türk devleti adına petrol arama yetkisi alındı ve isteyen herkes Türkiye adına artık petrol arayacak.
Bakın, ben bundan bir süre önce bir konuşma yapmıştım.
Bu arada Apo'nun "Millî Misak"tan kastettiği Kuzey Irak'ı da içine alan bir federasyondur. Hiç kimse kendini "Atatürk'ün mesajlarını veriyor." diye avutmasın. Bu bir planın ön açıklamasından ibarettir. Ben Türk basınından içtenlikle rica ediyorum, Türkiye, Irak'ın parçalanmasıyla bitecek ve tüm Arap dünyasını bize düşman hâle getirecek bu siyasete Türk milletini alet ederse ve bu siyaseti överse yazık olur.
"Ne mutlu Türk'üm diyene." diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)