Konu: | Azerbaycan'ın 18 Ekim Bağımsızlık Günü'ne, milletvekiline yurt dışı çıkış yasağı konulmasının hukuk garabeti olduğuna, birleşimi yöneten Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'in İç Tüzük 60'a göre milletvekillerinin söz taleplerini karşılamasına, Gazze'de yaşanan insanlık dramına, AKP iktidarının çiftçiden ÖTV'yi, KDV'yi son kuruşuna kadar aldığına, açıklanan şeker pancarı alım fiyatına, TMO'nun çiftçinin ürününü zamanında almamasına, emeklilerin zor durumda olduğuna ve ülkedeki işsizliğe ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 9 |
Tarih: | 18.10.2023 |
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, "Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir." diyen Büyük Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izindeyiz. Kardeş ve dost ülkemiz can Azerbaycan'ın 18 Ekim Bağımsızlık Günü'nü kutluyor, Azerbaycanlı kardeşlerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir milletvekiline yurt dışı çıkış yasağı konulması ayrı bir hukuk garabetidir, bu yanlıştan da acilen dönülmesini bekliyoruz.
Ayrıca, sizin Genel Kurulda milletvekili arkadaşlarımıza söz hakkı vermenizden bir Grup Başkan Vekili olarak son derece memnunum. Bugüne kadar İç Tüzük 60'a göre bir dakikalık söz taleplerini karşılamış olduğunuzdan dolayı da teşekkür ediyorum, bundan sonra da milletvekili arkadaşlarımızın İç Tüzük 60'a göre bir dakikalık söz taleplerini karşılayacağınızı ümit ediyorum.
Sayın Başkan, Gazze'de yaşanan, bir insanlık dramıdır. Masum insanların öldürülmesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Dün akşam Gazze'deki hastane saldırısında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. O topraklarda Gazzelilere yapılan saldırıların bir an önce durmasını ümit ediyorum. Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, cihanda barış." sözünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Sayın Başkan, çiftçilerimiz bugünlerde büyük zorluklar yaşıyor, zor günler geçiriyor. AKP iktidarı, bu ülkenin topraklarını kalkındıran, üreten çiftçimizden ÖTV'yi, KDV'yi son kuruşuna kadar almaya devam ediyor. Biz, çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV alınmaması gerektiğini defalarca bu Mecliste, sahada, birçok yerde dile getirdik, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisine önergeler verdik bu konuyla ilgili ama maalesef iktidar tarafından reddedildi. Şimdi, her gün gelen zamlarla baş edemez hâle gelen, sürekli artan üretim maliyetleri karşısında ezilen çiftçinin elini kolunu bağladılar ve tarımı bu ülkede bitirme noktasına getirdiler.
Geçtiğimiz günlerde şeker pancarı fiyatları açıklandı. 2002'de tonu 1.450 lira olan şeker pancarına yüzde 27'lik bir zam yaptılar, 1.855 liraya çıkardılar. A kotası pancar fiyatı 1.855 lira, C kotası pancar fiyatı 16 polar gelmek koşuluyla 1.200 lira fiyat verildi ama polar ortalaması 12-13 gibi geliyor. 1 polar düştüğünde de 115 lira para düşüyor yani polar ortalaması 12 olan bir pancarın fiyatı 950 lira ediyor. Her şeye yüzde 100'ün üstünde zam gelirken pancara verilen bu fiyat, pancar üreticisine "Artık üretim yapma." demektir. Pancar üreticisi, A kotası pancarın en azından 2.500 lira olmasını istiyor, "Başka türlü ben üretim yapamam, kurtaramam." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Başkan.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Ben de soruyorum, geçen hafta da sordum: Pancar üreticisine garazınız nedir, onların üretim yapmasını istemiyor musunuz? Çiftçinin üretimde kalabilmesinin temel koşulu gübre, mazot, yem, tohum, ilaç kullanabilmek ama bunlarda da biz yurt dışına bağımlıyız. Seçim öncesi litresi 19 lira olan mazot bugün 40 lirayı aşıyor, yüzde 100'lük bir fiyat artışı var. Çiftçinin traktörü özel tüketim aracı değil, onun ekmek teknesi; onun için onun ekmek teknesi olan traktörden KDV'nin ve ÖTV'nin alınmaması gerekiyor ama maalesef şu anda dünyanın en pahalı mazotunu bizim çiftçimiz kullanıyor.
2024 tarım desteği açıklandı, 63,4 milyardan 91,55 milyara çıktı; enflasyonun yüzde 100 olduğu bir ülkede çiftçiye yüzde 44 destekleme vermek yani çiftçiye verilen desteklemeyi yüzde 44 oranında artırmak o çiftçiyi cezalandırmak demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Köksal.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Toprak Mahsulleri Ofisi yılbaşında diyor ki: "Tüm buğdayı alacağım, ton fiyatı da 9.250 lira." Yılın ilk beş ayında Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Toprak Mahsulleri Ofisi depolarını doldurmuşsa, stoklarını aşmışsa buradaki çiftçinin ürününü zamanında almıyor; çiftçi, ürününü geçen yılın bile altındaki fiyatlara satmak zorunda kalıyor. 6 liradan buğday satıldı bu ülkede, bir bardak çayın fiyatı 5 lirayken 1 kilo buğdayı 6 liraya sattı bu çiftçi; buna da yazıklar olsun diyorum. Şu anda kışlık ekimler yapılıyor, çiftçi bu mazot, gübre fiyatıyla nasıl ekim yapacak? Üretim maliyeti düşmeden tüketicinin alacağı fiyat da düşmez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım Sayın Köksal.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Emekliler de zor durumda. Şimdi, emekli ikramiyesiyle ilgili Bakan diyor ki: "Mücbir sebeplerden dolayı kısıtlama yaptık." Yani "Çalışan emeklilere, banka emeklilerine vermiyoruz." diyor. Dullar ve yetimler de zaten 5 bin lira alamayacak; dullar 3.750 lira, yetimler 1.250 lira alacak. Eğer hem dul ve yetim maaşı alınıyorsa ölen kişiden, dul 2.500 lira, yetim 1.250 lira alacak. Böyle kısıtlamalara gitmişler. Şimdi soruyorum, saray günde 21 milyon lira harcarken kısıtlama akla gelmiyor, makam araçları yenilenirken, uçaklar, helikopterler alınırken kısıtlama akla gelmiyor, yandaşlara üç beş yerden maaş bağlanırken kısıtlama akla gelmiyor, sıra çalışan emeklilere, banka emeklilerine, dul ve yetimlere gelince kısıtlama akla geliyor.
Ve bir de işsizlik sorunu var. Geçtiğimiz hafta Türkiye Taşkömürü işe alım kurası yapıldı; 1.500 kişi alınacak işe 26.054 kişi başvuruyor ve bunların içerisinde bir de Mısırlı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın, bağlayalım lütfen.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Amacımız ırkçılık yapmak filan değil ama bu vatan evlatları işsiz gezerken başka bir yerden gelen birinin o kurada işe girmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Ayrıca, ülkede bu kadar büyük bir işsizlik varken, üniversite mezunu gençlerimiz iş bulamazken, bu Mecliste -biliyorum ki- 600 milletvekilinin telefonu her gün işsiz gençlerimiz yüzünden aranırken eski bakanın çocuklarına üçer koltuk, üçer maaş verildi; AKP'li eski Kültür ve Turizm Bakanı Attila Koç'un 2 çocuğu da 3 koltuklu 3 maaşlı oldu. Bakın, eski Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, KARDEMİR ve KARÇELİK'in Yönetim Kurulu Üyesi ve İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi Genel Direktörlüğü görevini yürütüyor; 3 koltuktan da maaş alıyor. Oğlu Taha Koç, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı, TÜRKSAT Uydu ve Kablo TV'deki görevinin ardından Turkcell Genel Müdürü oluyor; ona da 3 koltuk ve 3 maaş veriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, son defa, toparlayın.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Acaba keramet nerede? Bu kadar yoğun bir işsizlik yaşanırken eski bakanın kendisi de zaten Global Tower'da Yönetim Kurulu Üyesi ve 65 bin liralık da milletvekili emekli maaşı alıyor. Bunun da takdirini yüce Meclise ve kamuoyuna sunuyorum.