GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:9
Tarih:18.10.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA HALİDE TÜRKOĞLU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, İsrail'in Gazze'de bir hastaneye düzenlediği hava saldırısı sonucu yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyor, Orta Doğu halklarının da başı sağ olsun diyorum ve bir kez daha, partimiz adına bu katliamı kınadığımızı, lanetlediğimiz belirtmek isterim.

Filistin halkının özgürlük mücadelesini ilk günden beri savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Sivillere yönelik dün akşam gerçekleştirilen katliam bir savaş suçudur, insanlık suçudur demeye devam edeceğiz.

Biliyorsunuz, 7 Ekimden bu yana binlerce insan yaşamını yitirdi, katliamlar gerçekleşiyor, insanlık suçu işleniyor, savaş suçları işleniyor. Elbette ki bu katliam son birkaç gün içerisinde gerçekleşmedi, aslında yüz yıla yakındır, Orta Doğu topraklarında, ulus devlet temelli gelişen, neredeyse kendi içindeki halklarla barışamayan bir sistem inşa edildi. Bu sistemle ne yazık ki başta İsrail devleti olmak üzere Orta Doğu'da birçok devlette, kendi halkıyla barışamayan, yeri geldiğinde mezhepçilikle, yeri geldiğinde milliyetçilikle, yeri geldiğinde ırkçılıkla, tam da o militarist politikaları hayata geçirmek için bir savaş coğrafyası inşa ediliyor ve inşa edilmek üzere de kararlar alınıyor. Eğer ki bugün biz Filistin'de yaşanan bu katliamlara karşı çıkıyorsak diğer topraklarda kendimizin üretmiş olduğu ayrımcılığa dayalı bakış açımızı da sorgulamamız gerekiyor. Bu şu demek: Hakikat nedir? Hakikatler nasıl çarpıtılır? Bugün İsrail Devleti Filistin'i bombalarken aslında bin bir türlü yalan bin bir türlü senaryo çizebilir ama bizler, özellikle Orta Doğu halklarında yaşayan kesimler bu gerçekliği çok iyi biliyoruz. Bazen katliama uğrarız, orada o katliama ne derler? "Biz terörist katlettik." derler. Bir çocuk terörist olarak ilan edilebilir, bir kadın terörist olarak ilan edilebilir, 70 yaşındaki bir nine terörist olarak ilan edilebilir; bunu İsrail Devleti de yapıyor, bunu Türkiye devleti de yapıyor, bunu Orta Doğu'daki bütün ulus devletler ne yazık ki yapıyor, bir politika hâline getiriyor. O yönüyle, biz Filistin halkıyla dayanışırken onurlu bir barışı savunuyoruz. Onurlu barışı savunurken de ülke devletlerine çağrımız elbette ki var: Savaş rejiminden vazgeçin, savaş politikalarına destek vermekten vazgeçin; bugün İsrail devletine karşı yapılacak olan yaptırımları ele alırken halkların barışını esas almak üzerinden politikalar geliştirin diyoruz. Yani bir yandan İsrail'in yaptığı katliamlara karşı çıkarken ama bir yandan Rojava'da, Şengal'de, Mahmur'da nelerin yaşandığını da aslında bilmemiz gerekiyor. Buna dair savaş politikalarından vazgeçilmesini istiyoruz demiştik ki dün burada bir savaş tezkeresi onaylandı; bu, aslında, tam da savaşa karşı onurlu bir barışı savunmaktan ziyade savaş kararlarında ısrar etmek demektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Türkoğlu.

HALİDE TÜRKOĞLU (Devamla) - O yönüyle son kez şunu söylüyorum: Orta Doğu'da, özellikle başta dünya halkları olmak üzere, bu savaşların son bulabilmesi için halkların birlikte yaşamını savunmak gerekiyor, onurlu bir barışı savunmak gerekiyor. Buna dair kararları... Bu Meclis de dâhil olmak üzere dünyanın bütün meclislerinde savaşa karşı aslında tek ses olmamız lazım ve bu tek sesi hayata geçirirken de çok renkliliğe, farklılıklara saygı duyup savaş rejimlerini ortadan kaldırmamız gerekiyor diyorum.

Teşekkür ederim. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)