Konu: | Genel Kurulu yönetme usulüne ilişkin konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 9 |
Tarih: | 18.10.2023 |
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kurula hitap ediyorum.
Sayın arkadaşlar, tutumum hakkında bir açıklama yapma ihtiyacı hasıl oldu. Sayın Özlem Zengin söz hakkı talep ettiğinde oyunun rengi gerekçesi hakkında konuşacağını bilmiyordum. İlkesel olarak bir grup başkan vekilinin söz talebi buraya düştüğünde bugüne kadar parti farkı gözetmeksizin tamamen öncelik tanıdım ve sözlerini de hiç kesmedim. "İç Tüzük'e birebir uygun mudur?" derseniz, değildir. İstiyorsanız o sınırlara rahatlıkla çekebilirim fakat ben burada -Meclis Başkan Vekilliği yapamadığımız dönemlerde de ben milletvekilliği yaptım- burayı bir sınıf öğretmeni edasıyla ya da hiyerarşik bir ilişki kurarak yönetmeyi doğru bulmuyorum. Aslolan başta Grup Başkan Vekilleri olmak üzere bütün milletvekillerinin derdini, meramını, düşüncelerini yeterince ifade edebilmesidir. Ben bir Başkan Vekili olarak "Görevimi yaptım mı?" kriterinde buna bakıyorum. Çok basit bir örnek vereyim: Yarın gündem hakkında bir konuşma talebi vardı. Konuşma yapacak olan bir sayın vekil, bir cenaze dolayısıyla gelemeyeceğini beyan etmiş. Bu kotayı Mecliste grubu olmayan bir siyasi partinin sayın liderine kullanmayı tercih ettim. Yani herkesin bir yoğurt yiyişi var, bizimkisi bu. Eğer çok muazzep oluyorsanız İç Tüzük sınırlarına rahatlıkla çekebilirim ama bunun çok da bir Parlamento şeyine uygun olduğunu düşünmüyorum fakat tutumumu da bu anlamda tartıştırmak niyetinde değilim. Dediğim gibi, söz hakkını bir sataşma olarak gördüm ama öyle olmasa da buraya bir Grup Başkan Vekilinin söz hakkı düştüğü anda onu konuşturmaktan yanayım. Konuşmaktan hiçbir zarar gelmez, kimse kimseye gol atmış ya da yemiş olmaz çünkü maddi gerçeklik ortadadır ve halkın ferasetine de güvenmek lazım. Neyin ne olduğunun kamuoyu en az bizler kadar idrakinde, görüyor ve görecektir diyorum. Bunu bir tartışma başlatmak için yapmadım, tutumuma açıklık getirmek için...