Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 12 |
Tarih: | 25.10.2023 |
CHP GRUBU ADINA SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partimizin 2018 yılında olağanüstü hâl kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle ihraç edilen ancak hakkında soruşturma ve kovuşturma açılmayanların, açılan kovuşturma ve soruşturmalar da lehlerine sonuçlananların görevlerine iadesi amacıyla vermiş olduğu kanun teklifindeki görüşlerimizi aynen muhafaza ettiğimizi öncelikle belirtmek isterim.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 150 bine yakın kişi kamudan ihraç edilmiştir. Olağanüstü bir dönemin koşullarında darbe girişimine katılanlar için bir önlemin alınması gerekliliği makul olmakla birlikte, iktidar bu durumu âdeta bir imkân olarak değerlendirerek darbeyle ilgisi olmayan çok sayıda kişiyi de bir hukuki ihlaller zinciriyle baş başa bırakmıştır. İhraçlara ilişkin etkili bir başvuru mekanizması oluşturulamamıştır. Her ne kadar OHAL Komisyonu gibi hukuken yargı organı olarak kabul edilemeyecek bir mekanizma kurulduysa da Komisyon ancak yüzde 10'lar civarında iade kararı vermiştir. Komisyonun görev süresi defalarca uzatılmış, böylece insanlar yıllarca gerçek yargı yollarına başvurmak için beklemek zorunda bırakılmışlardır. Komisyonun kararında ret kararı verdiği pek çok kişi hakkında dava bile açılmış değildir; bir kısmı, haklarında açılan davalardan beraat etmişlerdir. Örneğin, barış bildirisi imzacısı olan akademisyenler için Anayasa Mahkemesi bu bildiriyi imzalamanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğu yönünde kararlar vermiştir. Buna rağmen Komisyon kabul veya ret kararları için hukuki niteliği olmayan keyfî kıstaslar belirlemiştir; nitekim bu kıstasların bir kısmının farklı ceza yargılamalarında tek başına delil niteliğinde olmadığı tespit edilmiştir. En son AİHM, Yalçınkaya Türkiye davasında Komisyonun da kullandığı bazı önemli kıstasların temel alınamayacağına karar vermiştir. Komisyonun haklarında ret kararı verdiği kişiler idari yargı yollarında haklarının takibini yapmaktadırlar ancak uzun yargılama süreleriyle, istinaf ve Danıştay aşamalarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Haklarına kavuşsalar dahi geçen zamanı geri getirmek mümkün değildir. Bu insanların bir kısmı hayatlarını kaybetmişlerdir. İhracın çok sayıda ikincil sonuçları da olmuştur; pasaport alamamışlardır, işe girememişlerdir, hatta seçilme hakkından bile yararlanamamışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - Devlet göz göre göre hak ihlali yapmaya devam edemez. KHK'lilerin yaşadıkları ihlallere derhâl çözüm bulunmalıdır. Özellikle darbe girişimiyle hiçbir ilgisi olmayan, ceza soruşturması ve kovuşturması süreçlerinde haklarında takipsizlik verilmiş, beraat etmiş kişilerin bu ihlallere maruz bırakılmaya devam edilmesi kabul edilemez. Başta temel bir insan hakkı olan ifade özgürlüğü haklarını kullanan ve OHAL'e sebebiyet veren darbe girişimiyle en küçük bir ilgisi olmayan, Anayasa Mahkemesinin de haklarını teslim ettiği, tamamı ceza yargılanmasından beraat etmiş, ceza yargılaması süreçlerinde hüküm giymeyen kişilerin görevlerine iade edilmesi gerekmektedir. Bu inançla verilmiş olan araştırma önergesini grubumuz adına kabul ettiğimizin altını çizmek isterim.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)