Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 12 |
Tarih: | 25.10.2023 |
HEDEP GRUBU ADINA ADALET KAYA (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maalesef ki bazı kamu personeli kişilerin çetelerle iş birliği yaptığı ve devlet yurtlarında yetişen çocukların çeşitli suç örgütlerinin eline düştüğü haberleri sık sık basına yansımakta. Kürt kentlerinde de kamu okullarında, sokakta, koruma altına alındıkları kurumlarda çocuklar hem madde bağımlılığına sürükleniyor hem de suça sürükleniyor ve ne yazık ki bu durum bazı kamu görevlileri gözetiminde gerçekleştiriliyor ve buna dair, ailelerin bütün çabasına rağmen hiçbir soruşturma yürütülmüyor. Bununla ilgili bir örnek vermek istiyorum Manisa'dan. Gazeteci Hale Gönültaş geçtiğimiz yıl Manisa'da 14 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel istismara maruz bırakıldıktan sonra devlet korumasına alınmasına rağmen pavyonlarda çalıştırıldığını haber yaptı. Çocuğun defalarca yurttan kaçtığı ve pavyonda bulunduğu, son olarak, tedavi gördüğü hastaneden kaldığı yurda dönerken sosyal hizmet görevlilerinin bulunduğu araçtan kaçtığını gündemleştirdi ve önceki dönem Milletvekilimiz Filiz Kerestecioğlu bu konu hakkında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına önerge verdi. Bakanlığın verdiği cevap ise iddiaların asılsız olduğu yönündeydi ki bu olaylar gerçekleşirken olaya müdahil olan kamu personelinin tamamının ihmali söz konusuydu. olay üzerine kimin hakkında soruşturma açıldı dersiniz? Tabii ki Gazeteci Gönültaş hakkında. 12 yaşındaki çocuğun istismar sürecini anlatan Gönültaş, haberde adı geçmeyen bir polis memurunun suç duyurusu üzerine hakkında başlatılan soruşturmanın içerisinde geçen bir ifadeyi belirtmek istiyorum. Polis suç duyurusunda "Sırf bir kadının iddiasıyla devletin bu kadar yıpratılması kabul edilemez." dedi. Ancak çocuk bu gelişmelerden sonra Manisa'da bir pavyonda, üstelik madde etkisindeyken bulundu. Hâle Hanım'la bugün iletişime geçtik, kız çocuğunun şu anda gayet iyi ve derslerinde başarılı olduğunu, üniversitenin resim bölümüne hazırlandığını belirtti. Çabaları için kendisine teşekkürlerimizi buradan iletelim. Ancak bu tekil bir örnek ve mutlu sonla bitiyor; evet, sevindirici fakat devletin görevi gazetecilerin bireysel çabalarıyla değil, kendi kurum ve yetkilileriyle bu olayların gerçekleşmeden önlenmesini sağlamak. Sadece yurtta kalan çocuklar tehlike altında değil üstelik. Ankara'da yaşayan bir yurttaşın başvurusunu paylaşmak istiyorum sizlerle. Yurttaşımız 7, 10 ve 23 yaşındaki 3 yeğeninin öz anne babası tarafından şiddet ve cinsel istismara maruz bırakıldığını, büyük yeğeninin intihar girişiminde bulunduğunu, 10 yaşındaki çocuğun istismara uğradığının Çocuk İzleme Merkezinde verdiği ifadede doğrulandığını söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET KAYA (Devamla) - Rica ediyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ADALET KAYA (Devamla) - Çocuklar şu anda halalarının yanında koruma altında ancak Yargıtay koruma kararını bozdu. Halaları çocukların anne babasının suç çetelerine bulaşmış olabileceğinden ve çocukların velayetini çocukları pazarlamak için istediklerinden şüpheleniyor. 1 Kasımda görülecek duruşmaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının müdahil olması çağrısını buradan yapmak istiyorum.
Son olarak çocukları, gençleri aile içi şiddet dâhil olmak üzere her türlü olumsuzluktan korumak sosyal devletin başlıca görevi. Söz konusu çocuklar devlet koruması altında yetişen çocuklar olduğunda bu durum 2'ye katlanıyor. Biz buradan bu sorumluluk gereği aile güzellemesi yapmak yerine, aile içinde veya kamusal alanda çocuğun üstün yararını gözeten ve çocuk istismarına karşı önleyici ve koruyucu politikalar ile mekanizmalar oluşturacak bir komisyon oluşturmayı destekliyoruz.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (HEDEP sıralarından alkışlar)