| Konu: | Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 25.10.2023 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir torba yasanın içinde yine yok yok. "Bu torba yasadan akıllarda ne kalacak?" derseniz, emeklilere reva gördüğünüz 5 bin liralık bir ikramiye kalacak; onun dışındaki konular vatandaşın da çok gündeminde olan konular değil. Diyeceksiniz ki "Bu kanıya nasıl varıyorsun? Kapadokya Alan Başkanlığıyla ilgili 2019 yılında bir kanun düzenlemesi yapıldı, 65 vekilin de imzası vardı. Bu ucube sistemin getirdiği uygulamayla milletvekilleri bu kanun teklifini Plan ve Bütçe Komisyonuna getirdiğinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak -o zamanki Komisyonda yer alan arkadaşlarımız dâhil- bizler de oraya katıldık ve bugün Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bu maddeyle ilgili "Yanlış yapıyorsunuz, bu, Anayasa Mahkemesinden döner." dedik; noktası değişmeden çıktı geldi, kanunlaştı ve dört yıl sonra Anayasa Mahkemesi iptal etti. Arkadaşlar, muhalefet size bir şey öneriyorsa, söylüyorsa bunu bir hukukçunuza ya da bu işi düzenleyenlere bir sorun, bir bakın. Esasında, olması gereken, bakan burada olacak, bu kanun teklifini sunacak, buradaki tartışmalarda bu olgunlaşacak ve Meclis böyle maddelerle ikide bir meşgul edilmeyecek. Yani daha 2019'da kanunu çıkarırken bu düzenlemenin yanlış olduğunu size söyleyen muhalefeti dinleseydiniz bugün bu maddeyi tekrar hem Komisyonda hem burada görüşmeyecektik. Meclisi boş yere oyalıyorsunuz, halkın sorunları var. "Emeklilere 5 bin lira ikramiye" olgusunu gündeme getiriyorsunuz ama "En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olsun." dediğimizde kanun teklifi Mecliste ya reddediliyor ya da gündeme gelmiyor. Bakınız, emekliler 3 ayrı maaş alıyor; 2000 öncesi, 2000-2008 aralığı, 2008'den sonrası. 2008'de aylık bağlama oranını yüzde 70'ten yüzde 30'a düşürerek emekliyi daha düşük maaşa mahkûm eden Adalet ve Kalkınma Partisi oldu. Gelin, bunları düzenleyelim. "Bakın, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda emekliler sorun yaşıyor." diyoruz, kulağınızı kapıyorsunuz, bu konuları duymazdan geliyorsunuz, sonra eğer sizin ranta dönük bakış açısı olan kesimlerden bir düzenleme gelirse onu da torba yasayla buraya getiriyorsunuz.
Bu torba yasanın çoğunu çoğu milletvekili arkadaşımızın okumadan imzaladığını ben düşünüyorum, buradaki teknik konuyu o milletvekili arkadaşlarımızın, o konuyla ilgili değilse düzenlemesi ya da bilmesi de olası değil. Olması gereken, eski sistemdeki gibi, bakanlar, bürokratlar bunları sunmalı, gerek iktidarın gerek muhalefetin milletvekilleri bu konudaki yanlışları da söyleyerek düzenleme yapılmalı ve halkın gündeminde olan sorunlar buraya gelmeli.
Emeklilikte adalete takılanlar var: Bir günle on yedi yıl emekliliğini kaybetmiş. Dün gündeme getirdik "Çırak ve stajyerlerin işe başladığı gün yaşlılık sigortası başlasın." dedik, reddettiniz; bunun gibi, belediye şirket işçisinin, taşeronda kalanın ya da sorunlarına çözüm bekleyenlerin beklediği kanun teklifleri Meclise gelirse Meclisin itibarını artırırız. Onların sorunlarını çözdüğümüz süre içinde buradaki beklentiler de yükselir ve Meclis buna göre çalışmalar gerçekleştirir.
Yedi ay oldu, çoğu milletvekili arkadaşımız daha Meclise adapte bile olamadı. Buradaki milletvekilliği konumunu bu noktaya taşıyan yürütmenin buradaki temsilcileriyle beraber sorunların bir arada çözümüydü... Bu sistem, bu anlamda işlem görmüyor. Yarından sonra bütçe başlayacak; bütçenin görüşmelerinde Komisyonda tartışmalar olacak, buraya gelecek, burada da noktası virgülü değişmeden geçecek. O zaman milletvekillerinin kanun yaptığını ya da mevcutta, mevcut iktidarı denetlediğini ya da buna yönelik şeffaf bir açılım sağlandığını söylemek olası değil. Bir yerde hazırlanıyor, Meclise geliyor, eller kalkıyor, nokta virgül değişmiyor, toplumsal sorunlarla ilgili seçimden seçime kısmi bir duyarlılık gösteriliyor, onların da önemli bölümü yarım yamalak çıkıyor. Sonrasında mağdur olanların sesleri yükseliyor, talepleri artıyor. Yani bu ülkenin o kadar çok sorunlu kesimi var ki: Atanamayanları var; hak ettiği hâlde kadrosunu alamayanlar var; mülakattan mağdur olanlar var; denklik sorunu var; vatandaşın aş, iş, ekmek sorunu var. E, bunlara Meclisin çözüm üretmesi lazım. Tarımı sık sık söylüyoruz, orası sorunlu, eğitim sorunlu, ulaştırma sorunlu. Bir de ne yazık ki bu ülkenin 100'üncü yıl dönümünde cumhuriyeti sahiplenmekten....
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümüne cumhuriyeti sahiplenmekten uzakta duran bir Meclis olarak giriyoruz. Bu hafta cumhuriyet haftası olmalıydı, bu hafta yalnızca cumhuriyete yönelik Mecliste aktiviteler gerçekleşmeliydi, kurucu iradenin bu ülkede yaptıkları her alanda konuşulmalıydı. Yani yalnızca şenlikten ibaret değil cumhuriyet; cumhuriyetin on yılını anlayabilmek, cumhuriyet döneminde yapılanları kavrayabilmek ve onları sahiplenebilmek vicdani, ahlaki düşünce yapısı olan herkesin sorumluluğudur.
O bağlamda, cumhuriyetin yıl dönümünü de kutluyorum ama şunu söyleyeyim: Cumhuriyete yakışan bir süreç devam etmiyor; bu acıyı da yüreğinde hissedenlerden biri olarak yüce Meclisi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)