GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:14
Tarih:30.10.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BİROL AYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Saadet-Gelecek Grubumuz adına, Hükûmetin 2023 vizyonu ve sonuçları ile On İkinci Kalkınma Planı'na dair söz almış bulunmaktayım. Elbette ülkemizin çözüm bekleyen onlarca farklı problemi var, elbette milletimizin Gazi Meclisimizden beklediği talepleri var; tüm bunlara dair konuşacağız ancak 7 Ekimden bu yana aklımız Filistin'de, yüreğimiz Gazze'de. Şu üç soruyu etraflıca tartışmak zorundayız: "Biz ne yaptık?" "Ne yapıyoruz?" ve "Ne yapacağız?" Allah aşkına, yirmi üç gündür Türkiye olarak hangi somut adımı attık? Söylemler ve icraatlar noktasında iktidar ile muhalefet, halk ile yöneticiler, toplum kalabalıkları ile yöneticiler arasında bir fark oluştu mu? Biz miting yaptık, iki hafta sonra siz de miting yaptınız; milletimiz İsrail katliamını kınadı, siz de kınadınız; insanımız mazlumlar için dua etti, siz de dua ettiniz. O zaman bu koltuklarda niye oturuyorsunuz? Madem halktan, muhalefetten, STK'lerden farkınız yok, bu koltukları niye işgal ediyorsunuz? Gazze'ye düşecek tek bir bombayı engelleyemiyorsanız, en azından birkaç İslam ülkesinin liderini bir araya getirip somut birkaç adımın atılmasına vesile olamıyorsanız, büyükelçimizi İsrail'den geri çekemiyorsanız, ABD'nin ve İngiltere'nin İsrail'e karşı gösterdiği fiilî hassasiyetin binde birini gösteremiyorsanız size surat asma hakkımız var. Biz sizin iktidar olduğunuzu nerenizden anlayacağız arkadaşlar? Tekrar ediyorum, sizin iktidar olduğunuzu nerenizden anlayacağız? Manavgat'tan giden suyu kestiniz mi? Türkiye'den İsrail'e giden petrol tankerlerini durdurdunuz mu? Tekrar soruyorum: İktidar olduğunuzu nereden belli ediyorsunuz?

Yirmi üç gün oldu, Gazze için ne yaptınız? Değerli arkadaşlar, yirmi üç gün oldu, Gazze için ne yaptınız? Tam yirmi üç gün oldu, Gazze için ne yaptınız? İşte, benim, tekrar tekrar bu soruyu farklı tonlarla sormam neyse sizin de yirmi üç yıldır İsrail'i kınama tonlarınız aynı. Televizyon karşısında Filistin'de yaşanan gelişmeleri seyrederken elini açıp dua eden vatandaşlarımız ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasında ne fark var? Sizin ile benim aramda ne fark var? Herkesin bahanesi var, sizin yok. Yirmi bir yıldır iktidardasınız, her seçim Gazze edebiyatı yaptınız, Filistin için insanımızdan oy istediniz. Siz her seçimi kazandınız, peki, kaybeden kim oldu? Neler kazanılırken neler kaybedildi, farkında mısınız? Değerli milletvekilleri, kıymetli arkadaşlar; "Pes doğrusu!" diyoruz.

Diğer birçok konuda olduğu gibi protesto ve mitingleri de iktidar olarak kendi tekelinize aldınız. Bu konuyu yerel seçim startı vermek için âdeta bir fırsat olarak gördünüz. Hâlbuki, bu denklemde 2003'ten bugüne değişen hiçbir şey yok. Altını çizerek söylüyorum, 2003'ten 2023'e bu denklemde değişen hiçbir şey yok. Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail dün nerede duruyorsa bugün de aynı yerde duruyorlar; dahası, siz dün nerede duruyorsanız, bugün de aynı noktada duruyorsunuz. Dün, 2003'te nerede duruyorsanız, bugün de aynı yerde duruyorsunuz. 2003'te Amerika Birleşik Devletleri Irak'ta 1,5 milyon Müslümanı katlederken de aynı yerde durdunuz. Bir cami değil, bir kilise değil, bir hastane değil, bir tarihî miras değil, yüzlerce cami, onlarca hastane, binlerce tarihî miras tarumar edilirken de siz hep aynı yerde durdunuz ve İsrail'in güvenliğini sağlayan bu duruşun ödülünü de aldınız. Libya'da aynı yerde durdunuz, Suriye'de aynı yerde durdunuz, İsrail'in etrafını gül bahçesine çevirdiniz. Önce Saddam'lı Irak'ı, sonra Kaddafi'li Libya'yı, sonra Suriye'yi bir iç karışıkla sevk eden politikaların göbeğinde oldunuz, orada durdunuz. Son yıllarda da değişen hiçbir şey yok. Değerli arkadaşlar, siz yine aynı yerde duruyorsunuz. İşte, üstün cesaret madalyasını hak eden ve yirmi iki yıldır ısrarla sürdürülen bu duruşun adı "BOP" duruşudur, "BOP".

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ayıp, ayıp!

LATİF SELVİ (Konya) - Haysiyetsiz adam!

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Ne BOP'u?

BİROL AYDIN (Devamla) - Evet, tekrar altını çiziyorum: İşte, üstün cesaret madalyasını hak eden duruş yirmi üç yıldır "BOP" duruşudur...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

LATİF SELVİ (Konya) - Araçsallaştıramazsınız. Bugün mü karar verdiniz? Biz bunun mücadelesini veriyoruz.

BİROL AYDIN (Devamla) - ...ancak üstün bir cesaret göstermiş olmanız gerekiyor ki bu madalyayı alabilesiniz. Tekrar altını çiziyorum arkadaşlar...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

LATİF SELVİ (Konya) - Sanki tek mücadeleyi veren sizsiniz...

BİROL AYDIN (Devamla) - Tekrar altını çiziyorum: Irak'ta 1,5 milyon insan öldü, bu tezkere buraya geldi, 1 Martta reddedildi 3 milletvekiliyle. 20 Martta tekrar geldi, beş saat sonra İncirlik'ten uçaklar kalktı, 4.900 sorti Irak'ın tepesine indi. Ebu Gureyb'in çığlıkları hâlâ maşerî vicdanı çınlatmaktadır.

HULUSİ AKAR (Kayseri) - Yazıklar olsun!

BİROL AYDIN (Devamla) - Suriye'de 600 bin insan öldü Türkiye'nin yanlış politikası yüzünden.

NAZIM ELMAS (Giresun) - Hedef saptırıp İsrail güzellemesi yapıyorsun ama.

BİROL AYDIN (Devamla) - Libya'da Kaddafi, İsrail'in baş düşmanı, linç edildi sizin NATO'nun yanında yer almanızdan dolayı; bu kadar net, bu kadar net bir tablo. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Lütfen, Değerli Hatip...

Değerli milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim.

LATİF SELVİ (Konya) - Şu anda Libya'yı hangi ülke koruyor? Libya'yı kalkındıran biziz.

BİROL AYDIN (Devamla) - Siz BOP eş başkanlığını, üstün cesaret madalyasını nereye koyacaksınız? Yirmi üç gündür suskunluğunuzu neye borçlusunuz? Neden?

LATİF SELVİ (Konya) - Utanmanız yok!

BİROL AYDIN (Devamla) - Bakınız, buradan halkımıza, muhalefet partilerine de bir şeyi arz ediyorum: Son 2023 seçimlerinin sonuçlarını sadece muhalefetin, sadece iktidarın yaptıkları ettikleriyle değil, bugün yaşananlarla okumak gerekiyor çünkü BOP'un devam etmesi gerekiyor, çünkü büyük İsrail projesinin devam etmesi gerekiyor, çünkü 22 ülkenin sınırlarının değişmesi gerekiyor, çünkü Türkiye'ye büyük bir rol verildi, çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, maalesef, yirmi üç yıldır adım adım bölgemizi güvensiz hâle getirecek politikaların içinde yer aldı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HULUSİ AKAR (Kayseri) - Yazıklar olsun, yazıklar!

LATİF SELVİ (Konya) - Buna karşı mücadele veriyoruz.

BİROL AYDIN (Devamla) - Eğer Irak bugün bu hâldeyse, Suriye bu hâldeyse, Libya bu hâldeyse dönüp lütfen geriye bakın, lütfen dönüp geriye bakın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

"Her şey..." diyor şair "Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar/Ben yaşarken koptu tufan, ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat." her şey siz iktidardayken oldu. Irak siz iktidardayken işgal edildi, 1,5 milyon insan öldü.

LATİF SELVİ (Konya) - 1991'de kim iktidardaydı?

MEHMET BAYKAN (Konya) - 1991'de biz mi iktidardaydık, 1991'de?

BİROL AYDIN (Devamla) - Bütün İslam coğrafyası siz iktidardayken güvensiz hâle geldi. İslam ülkeleri bir diğer İslam ülkesinin tabutunu taşıyamayacak kadar âciz ve çaresiz bırakıldı, bunu nasıl görmezsiniz, nasıl görmezsiniz? Bire bir, yüz yüze konuştuğumuz zaman siz bunları biliyorsunuz, bunları biliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

LATİF SELVİ (Konya) - Biz olmasak...

BİROL AYDIN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geliyorum On İkinci Kalkınma Planı'na. Allah aşkına, size soruyorum: Kalkınma nedir? Vizyon nedir? Hangi vizyon, hangi kalkınma Allah aşkına! Bu iktidarın bir ülkeyi kalkındırması için... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Başkanım, susturacak mısınız bu müdahale edenleri, olmuyor ki...

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Otur yerine!

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dinleyemiyoruz hatibi, hatibi dinleyemiyoruz efendim.

BAŞKAN - Hatip Genel Kurula hitap ediyor ve duyuluyor.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Ama müdahale oluyor, dinleyemiyoruz burada. Dinlemek istiyoruz, gerçekleri görmek istiyoruz ama duyulmuyor.

BİROL AYDIN (Devamla) - Hangi vizyon, hangi kalkınma arkadaşlar? Giydirildiğimiz bu deli gömleğinden ne zaman çıkacağız? Bir deli gömleği giydirilmiş bize "gelişmekte olan ülke" diye. Dokuz, On, On Bir, On İki; 2023 vizyonu, 2053 vizyonu... Değerli arkadaşlar, 2002'den bugüne kadar ya da 2002'den önceki hükûmetler de dâhil, yüzde kaç büyüdüğümüzde gelişmiş ülke olacağız? Gayrisafi millî hasılamızı elde etmek için bir iktidarın kaç yıl iktidarda kalması gerekiyor, kaç milletvekiline sahip olması gerekiyor? Her 10 gencimizden 6'sının, 7'sinin bu ülkeyi terk etme ihtiyacını, sorununu ne zaman ortadan kaldıracağız?

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, biz ne yapacağız da bu rakamlarla bir Batı ülkesi seviyesine çıkacağız?

(AK PARTİ sıralarından "Önüne dön, önüne!" sesleri)

BİROL AYDIN (Devamla) - Her yıl değil yüzde 4 -On İkinci Kalkınma Planı'nda söyleniyor- her yıl yüzde 7 büyüsek, Almanya yerinde saysa, hiçbir şey yapmasa sittinsene Almanya'ya yetişemiyoruz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bu deli gömleğini çıkarıp atmak lazım, Türkiye'nin her yıl yüzde 10-yüzde 15 büyümeye ihtiyacı var, üretim ekonomisine geçmeye ihtiyacı var; faizci, neoliberal ekonomi anlayışını elinin tersiyle itmesine ihtiyacı var. "Türkiye'nin kalkınması" dediğimiz zaman kim kalkınıyor? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

Sayın milletvekilim, değerli milletvekilim; değerli hatip... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

LATİF SELVİ (Konya) - Haysiyetsiz adam bu!

BAŞKAN - Sayın Milletvekilim, lütfen susar mısınız. Bakın, ne dediğiniz anlaşılmıyor, burada meramını anlatıyor, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz alan arkadaşlarımız da gereken cevabı verirler.

BİROL AYDIN (Devamla) - Lütfen buyursunlar.

BAŞKAN - Lütfen yerinizden...

LATİF SELVİ (Konya) - Tezvirattan başka bir şey yapmıyor.

BAŞKAN - Efendim, bakın, sizin dedikleriniz burada hatibin de insicamını bozuyor, Genel Kurul da dinleyemiyor ve kimseye de bir faydası olmuyor.

İstirham ediyorum, hatibi dinleyelim. Cevabı olanlar, kürsü burada, söz veririz, gelir cevabını verirler.

Buyurun Değerli Hatip.

BİROL AYDIN (Devamla) - Sağ olasınız Sayın Başkan.

Matematik konuşuyor; 2023 hedeflerinden hangisini tutturdunuz da On İkinci Kalkınma Planı'yla 2028'e vadettiklerinizi tutturacaksınız? 2019, 2020, 2021, 2022'de orta vadeli programlarda hangisini tutturdunuz da bu kalan dört yıldaki hedeflerinizi tutturacaksınız? Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz; ayinesi icraatıdır, iktidarın, vaatlerine bakılmaz.

Değerli arkadaşlar, enflasyon oranları karavana, döviz kurları karavana, büyüme oranları karavana, ithalat, ihracat rakamları karavana, borç, faiz rakamları karavana; neyi ele alsak hep karavana. Artık rakamlara takla attırmanızın da işe yaramadığını görmeniz gerekiyor. "Şu kadar büyüdük." "Şöyle kalkındık." "Seçimden sonra şöyle uçacağız." cümleleri de artık komedi skeçlerine malzeme olmaktan başka bir işe yaramadı.

Sırrı Bey burada değil, Sırrı Süreyya Bey'in bir filmi var "Düğün Dernek" diye, orada bir replik var, hatırlatmak isterim -iktidar partisinin kalkınmaya dair cümlelerini görünce insanın aklına geliyor- orada bir otel sahibi rolünü oynayan Sırrı Bey yatırımcıları ikna etmek için şehrin ne kadar büyüdüğünü anlatıyor, Ahmet Kural da kendisine "Büyüyor da sana mı büyüyor?" diye cevap veriyor.

Değerli arkadaşlar, diyelim ki sizin dediğiniz gibi, ekonomimiz büyüyor, tamam da kime büyüyor? İşçiye mi, memura mı, öğrenciye mi, emekliye mi, dar gelirliye mi, kime büyüyor Türkiye? Diyelim ki ülkemiz kalkınıyor, milletimiz bundan pay alıyor mu, bu büyümeden milletimizin cebi ve sofrası istifade edebiliyor mu?

Değerli arkadaşlar, adalet olmadan kalkınma olur mu? Adalet açığı kapanmadan cari açık kapanır mı? Adalet açığı kapanmadan döviz açığı, bütçe açığı kapanır mı? Külfete ortak olanlar, hatta külfetin çoğunu sırtlananlar yani aziz milletimizin nimete ortak olması gerekmez mi?

Değerli arkadaşlar, sözlerimi... Sizi hiç üzmek istemiyoruz. Yani milletimizi siz üzüyorsunuz da tutumunuzla, duruşunuzla... Emin olun, biz birbirimizi biliyoruz, benzer hassasiyetlere sahibiz ama insanın canı yanıyor.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Biz değiliz! Elhamdülillah, aynı hassasiyetlere sahip değiliz!

LATİF SELVİ (Konya) - Aynı değiliz!

BİROL AYDIN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Bey sigaradan nefret ettiği kadar yolsuzluktan, rüşvetten, israftan nefret etmiş olsa, çevresindeki, etrafındaki bu tip duyduğu isimlerin eline şöylece vurmuş olsa emin olun gayrisafi millî hasılamız kişi başına 12 bin, 13 bin doların üstüne çıkar, şöyle arkasına baktığında yüzlerce araçlık konvoyu görünce "Bu ne hâl arkadaşlar, kesin bunun yarısını!" demiş olsa gayrisafi millî hasılamız bugün konuştuğumuzdan daha fazla artar; emin olun bu böyledir.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Anca demagoji!

BİROL AYDIN (Devamla) - Evet, yirmi iki yıldır -maalesef üzülerek ifade ediyorum- lafla doyanlara laf, parayla doyanlara para politikası uygulandı. Herkes kendine baksın, çevresine baksın. Milletimiz millî gelirden ne kadar aldı, yirmi iki yılda kim ne kadar büyüdü; millet ne kadar büyüdü, insanımız ne kadar büyüdü?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Millet görüyor, millet biliyor yaptığımızı.

LATİF SELVİ (Konya) - Sen ne kazanıyorsun, biz ne kazanıyoruz?

BAŞKAN - Evet, Sayın Hatip, lütfen toparlayalım.

BİROL AYDIN (Devamla) - Alman yazar Goethe'nin meşhur bir sözü var, onu ifade edeyim. Goethe diyor ki: "Bugün yapılmayan yarın yapılmamıştır." Evet, yirmi iki yılda yapılmayan önümüzdeki dört yılda da yapılamayacaktır.

Değerli arkadaşlar, doğru bir zihniyete ihtiyacımız var. Seçim kazanma hırsını her şeyin önüne koyan bir anlayışın ülkemize verecek bir şeyi kalmamıştır. Net olarak söylüyorum, Birol Aydın olarak söylüyorum: Bu iktidarın Türkiye'yi yönetebilecek bilgisi, donanımı ve becerisi de var...

MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Bizim yaptıklarımızı siz hayal bile edemezsiniz, hayal edemezsiniz!

BİROL AYDIN (Devamla) - ...ama bu iktidarın ahlakı ve adaleti yok arkadaş, ahlakı ve adaleti yok! Bütün mesele burada.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Seçim zamanı kimlerle iş birliği yaptığınızı bu ülke biliyor.

BİROL AYDIN (Devamla) - Yoksa sizin bilginiz de var, birikiminiz de var, tecrübeniz de var, çözersiniz ama ne açığı var? Ahlak açığı var.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Çözeriz, çözeceğiz de.

BİROL AYDIN (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar).