Konu: | On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 30.10.2023 |
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; On İkinci Kalkınma Planı'nın İkinci Bölüm'ü üzerine AK PARTİ Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Dün, büyük bir sevinçle Türkiye Cumhuriyeti'mizin 100'üncü kuruluş yıl dönümüne ulaşmanın onur ve coşkusunu hep birlikte yaşadık. Şan, şeref ve destanlarla dolu tarihimizden aldığımız güç ve cesaretle cumhuriyetimizin 100'üncü yılını birlikte yürümenin gururunu yüreklerimizde hissettik.
Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını, bu güzel vatanı bizlere miras bırakan aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı, Türkiye Yüzyılı hepimize kutlu olsun. Nice asırlara.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi bir yıllık tecrübenin, birikimin ve günümüz koşullarının bakış açısıyla hazırladığımız, her alanda bir adım daha ileriye gitmeyi hedeflediğimiz On İkinci Kalkınma Planı, Türkiye Yüzyılı'nın vizyonunu ortaya koyarak vatandaşlarımızın beklentilerini karşılamak, ülkemizin uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmek ve halkımızın refahını arttırmak için yol haritası olacaktır. Dünya, ekonomik ve sosyal açıdan türlü zorluklarla sınandığı bir dönemden geçmekte. Bugün dünyamızda olumlu gelişmelerin yanında istikrarsızlıklar var, çatışmalar var; bu çatışmaların birçoğu da bizim coğrafyamızda yaşanmaktadır. Bugün maalesef, Filistin'de yaşananlar, masumların canını yitirmesi, dünyanın ikiyüzlülüğüne en canlı şekilde şahit olmak durumunda kalıyoruz. Özellikle son on yılda yaşanan küresel finansal kriz, son dönemdeki Covid-19 salgınıyla birlikte jeopolitik gerilimler ve savaşların yanı sıra ülkemizin içerisinde ve dışarısında karşı karşıya kaldığı menfur saldırılara rağmen ülkemiz son on üç yıldır kesintisiz büyüme sürecini devam ettirmektedir. Evet, bizim AK PARTİ olarak Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından sunulan 2023 hedeflerimiz vardı; 500 milyar dolar ihracat, dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmak, kişi başına 25 bin dolar gibi. Ama biz bu hedefleri revize etmek durumunda kaldık. Peki, neden, ne oldu? Gezi'yle başladı, Gezi olayları olduğunda bu ülkede yatırımcıların en fazla olduğu dönemdi; faiz oranları yüzde 4,5 civarındaydı. Daha sonra 17-25 Aralık, çukur eylemleri, 15 Temmuz hain darbe girişimi, 2018 yılındaki ekonomik darbe de cabası. Bunlara hangi ülke dayanabilir ki? Kısacası ülkemiz maalesef rahat bırakılmadı, üstüne 2020'nin ilk çeyreğinde tam toparlanıyoruz derken dünya pandemiyle karşı karşıya kaldı. Daha pandeminin etkileri, pandeminin tedarik zincirleri ve arz talep dengesinde neden olduğu bozulmaları atlatamamışken üstüne Rusya-Ukrayna savaşı, enerji ve ham madde fiyatlarındaki artışlar... Tabii, bu süreçte, ülkemizi eleştirirken terörle mücadele gibi önemli ve kendine özgü meselelerini de unutmamak lazım, değerlendirme yaparken bunu dikkate almak lazım. Sınırlarında terör devleti kurulmaya çalışılan bir ülkeden bahsediyoruz. Tüm bunların devamında, 6 Şubat tarihli "asrın felaketi" olarak adlandırdığımız depremler... 50 binden fazla canımızı yitirdiğimiz depremlerde 580 bini konut, 170 bini ticari alan olmak üzere 850 bin bağımsız bölüm kullanılmaz hâle geldi. Depremlerin ardından, âdeta orta büyüklükte bir ülkeyi yeniden, baştan inşa etmek durumuyla karşı karşıya kaldık. Ekonomimiz üzerindeki maliyetine baktığımızda 104 milyar dolar olarak öngörmekteyiz. Depreme rağmen 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 büyüyen ülkemizin 2023 yılını yüzde 4,4'lük büyümeyle kapatmasını beklemekteyiz.
Yine, plan döneminde ise ekonomimizde yıllık ortalama yüzde 5 büyümeyi hedeflemekteyiz. Plan döneminde uygulamaya koyacağımız politika ve tedbirlerle ihracatın 375,4 milyar dolara ulaşmasını, ithalatın 481,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini ve turizmde hedeflenen 100 milyar dolarlık gelirle cari işlemler açığını iyileştirerek millî gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,2 olarak gerçekleşmesini öngörmekteyiz.
Yine, 2021 yılında ilk kez yüzde 1'in üzerine çıktığımız küresel mal ticaretinden aldığımız payı 2024 yılı sonunda da 1,30'a çıkarmayı hedefliyoruz ki bu oranlar 0,04 oranlarından buralara gelmiştir. Yine, önümüzdeki dönemde, mal ve hizmet gelirlerindeki artış eğilimini enerji fiyatlarındaki normalleşmenin de desteklemesiyle cari işlemler dengesinde iyileşme yaşamayı bekliyoruz. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltarak daha katma değerli ihracatla dünya piyasasından aldığımız payı artırarak hizmet gelirlerimizi de çeşitlendirmek suretiyle cari dengemizde kalıcı iyileştirme sağlayacağımıza inanıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; plan döneminde iş gücüne 5 milyon ilave istihdamla büyüme oranı, nüfus artışı ve iş gücüne katılım oranıyla uyumlu olarak işsizlik oranını yüzde 7,5'a düşürerek kalıcı tek haneli seviyeleri hedeflemekteyiz; ayrıca kişi başına düşen gelirin de 17.554 dolara ulaşmasını beklemekteyiz.
Uygulamaya aldığımız makro ihtiyati tedbir politikalarımızın etkileriyle yine plan döneminin ilk yılı olan 2024'ün ikinci yarısından itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine girilmesini bekliyoruz. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken yatırımlarımızı, istihdamımızı, üretim ve ihracatımız ile büyümemizi öncelemeye devam edecek, hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikaları da uygulamaktan vazgeçmeyeceğiz. Daha önce de başardığımız gibi akılcı adımlarla enflasyonu yeniden tek haneye indirmeyi başaracak ve halkımızın alım gücünü artıracağız. Bu çerçevede plan dönemi sonunda enflasyonu yüzde 4,7'ye düşürmeyi hedeflemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomimiz, büyüme, istihdam, üretim ve ihracatla kaydettiği güçlü performansı finansal yapısının sağlamlığıyla da desteklemeye devam etmektedir. Bu sağlamlığın en başında gelen bankacılık sektörümüz güçlü sermaye yapısını sürdürmektedir. Yine, ülkemiz, kamu borçluluğunda hâlen hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülke ortalamalarının oldukça altında bir orana sahiptir. Uluslararası Ödemeler Bankası verilerine göre 2023 yılı ilk çeyreği itibarıyla kamu borç stokunun millî gelire oranı Türkiye'de yüzde 31,1 iken gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 64,4; gelişmiş ülkelerde ise yüzde 105,6'dır.
Yine, benzer şekilde hane halkı ve reel sektör borçluluğu bakımından da ülkemiz uluslararası ortalamaların altında düşük riskliliğe sahiptir. 2023 yılı ilk çeyreği itibarıyla, Türkiye'nin hane halkı borcunun millî gelire oranı yüzde 11,4 iken bu oranın gelişmekte olan ülkelerde ağırlıklı ortalaması yüzde 48,4'tür. Reel sektör borcunun millî gelire oranında ise ülkemiz yüzde 52 oranla düşük riskliliğe sahiptir. 2023 yılı ilk çeyreği itibarıyla gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 111,4'tür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; plan döneminde hedefli ve selektif kredi yaklaşımımızla ihracatçı sektörleri destekleyeceğiz. Reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak bir yapıyla enflasyonist baskı oluşturmadan üretimi ve istihdamı teşvik ederek katma değerli yatırımların önünü açacak kredilerle yapısal dönüşümü hedeflemekteyiz. Aynı zamanda, ülkemizin küresel bir finans merkezi olması, sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve katılım finans sektörü içerisindeki ağırlığının artırılması yine plan dönemi hedeflerimiz arasındadır. Mali disiplin, plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edecektir. Maliye politikamızı deprem ve afet harcamalarını yaparken yapısal bir bozulmaya yol açmayacak ve bütçe disiplinini koruyacak bir yaklaşım içerisinde uygulamaya devam edeceğiz. 2023 yılı bütçesinden deprem harcamaları için 762 milyar TL, 2024 yılı bütçemizden ise 1 trilyon 28 milyar 300 milyon TL kaynak ayırıyoruz. Plan döneminde 2028 yılı sonuna kadar 2 milyon riskli yapının dönüşümünün sağlanması ve 500 bin sosyal konutun üretilmesini hedefliyoruz. Dolayısıyla 2023'te yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz merkezî yönetim bütçe açığının 2028'de, plan sonunda yüzde 2'ye gerileyeceğini öngörmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; On İkinci Kalkınma Planı'yla sosyal güvenlik kapsamını genişleterek prim tabanlarımızı artıracağız. Düşük gelirli esnaf, sanatkâr, çiftçi ve mevsimlik çalışanlara yönelik özel sosyal sigorta programlarını oluşturacağız. Yaşlanan nüfusumuzun sosyal güvenlik sistemi üzerindeki etkilerinin azaltılması için bakım sigortası ve mesleki rehabilitasyon uygulamalarını hayata geçireceğiz. Kadın, genç ve engellilere yönelik verdiğimiz teşviklerin ağırlığını artırarak sade ve etkin bir yapıya kavuşturulmasını sağlayacağız.
Yine, çok önemli bulduğumuz yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümle rekabetçi üretimi destekleyecek, yeşil vergilendirme, enerji gibi pek çok alanda temel politika önceliklerimizi On İkinci Kalkınma Planı'yla öngörmüş bulunmaktayız ve tüm bunların büyük bir kararlılıkla hayata geçirilmesi noktasında da azimle çalışacağız. İmzaladığımız Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinde 2053 yılındaki sıfır emisyon hedefi de bunun için önemli bir adımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Ök, lütfen tamamlayın.
NİLGÜN ÖK (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, ülkemizi dünyanın lider ülkelerinden biri hâline getirmek için el ele ve gönül birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı'nın şahlanışında da hep birlikte geleceğe umutla bakacak; gençlerimizle, çocuklarımızla atalarımızın bize miras bıraktığı bu kutsal değerlere sahip çıkarak sayısız hizmet ve yeniliklere imza atmaya, her adımda milletimizle bir olmaya devam edeceğiz.
On İkinci Kalkınma Planı'nın hazırlanmasında emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız olmak üzere, Strateji ve Bütçe Başkanlığımıza ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Aynı zamanda 2053 perspektifinde olan yol gösterici olacağına inandığım planımızın milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)