| Konu: | Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 01.11.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; heyeti saygıyla selamlıyorum.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle ilgili İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum.
100'üncü yılında cumhuriyetimizin, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere kurucu kadroyu rahmet ve minnetle anıyorum, ruhları şad olsun.
Partilerinin kuruluş yıl dönümlerini 100'üncü yıldan daha bir ehemmiyetle kutlayan zihniyeti de milletimizin takdirine sunuyor ve ilelebet yaşasın cumhuriyet diyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
DERYA YANIK (Osmaniye) - Çok ayıp çok. Gerçekten çok ayıp, yalan söylüyorsunuz. Yalan, yalan, söylediğiniz gerçekten yalan. Çok yazık. Kıyaslayın bakalım, 29 Ekim...
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Sayın Bakan, hadsizlik etmeyin, ben yalan söylemiyorum, milletin takdirine bırakıyorum.
BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen birbirimize saygılı bir dil kullanalım.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Sizin yaptığınız hadsizlik, koca bir siyasi partiyi itham ediyorsunuz.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Ben çok saygı ile...
BAŞKAN - Bir hanımefendiye kürsüden bir sayın milletvekili "Hadsizlik etmeyin." diye hitap edemez. Bu temiz ve saygın bir dil değil, lütfen.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Bir hanımefendi, kürsüde konuşan milletvekiline "Yalancısın." diyemez.
BAŞKAN - Lütfen siz saygın hitap edin.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Yalan söylüyorsunuz. Evet, açık yalan söylüyorsunuz.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, tarafsız olmanızı rica ediyorum.
BAŞKAN - Ben tarafsızım, saygın bir dil kullanmaya davet ediyorum, lütfen. Lütfen Genel Kurula hitap edin.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Tarafsız olmanızı rica ediyorum.
Bir hanımefendi kürsüde konuşan milletvekili bir beyefendiye "Yalancısın." diyemez.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Nasıl ifade edeceğim başka yalan söylüyorsanız? Bunu başka ifade etme biçimi yok ki.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ne yalan söylüyor?
DERYA YANIK (Osmaniye) - Bakın bakalım, kıyaslayın bakalım.
BAŞKAN - Sayın Yanık, lütfen...
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yalan olan ne? Ne yalan? Siz mi belirleyeceksiniz hakikatleri?
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi, biz...
BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen Genel Kurula hitap edin.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Kıyaslayın bakalım.
BAŞKAN - Sayın Yanık, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sen hakikat noteri misin!
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Biz AFAD'ın kolilerini seçim minibüsüyle millete dağıtanlardan değiliz.
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen Genel Kurula hitap edelim.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Ya, bırak Allah aşkına! AFAD'ın kolileriymiş(!)
BAŞKAN - Sayın Yanık...
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sen hakikat noteri misin!
DERYA YANIK (Osmaniye) - Açıklamasını yaptık. Oraya kadar mı düştünüz!
BAŞKAN - Sayın Yanık, lütfen izin verin, hatibi dinleyelim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Siz kim oluyorsunuz da kendinizi hakikat zannediyorsunuz!
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi, biz düşmedik, siz düştünüz.
BAŞKAN - Sayın Toktaş...
DERYA YANIK (Osmaniye) - Bizim düştüğümüz bir yer yok.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi, AFAD'ın kolilerini seçim araçlarımızla biz dağıtmadık.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Bizim nerede durduğumuzu Osmaniye gayet iyi biliyor, millet gayet iyi biliyor. Haydi oradan!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, bilerek zamanını çalıyor hatibin!
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen Genel Kurula hitap edin, ben sürenizi de ilave edeceğim.
Buyurun.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Teşekkür ederim.
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - İkide bir "hanımefendi" diyor. Niye ayrımcılık yapıyorsunuz?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Anlayamadım efendim?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Neden "hanımefendi" diyor? Niye ayrımcılık yapıyor?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ne diyelim efendim?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen karşılıklı konuşmayalım. Meclisimizin mehabetine de...
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Komisyon da mı müdahale edecek?
BAŞKAN - Yok, herkesi uyarıyorum.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, Komisyon da mı müdahale edecek konuşmalarımıza?
BAŞKAN - Sayın Toktaş, ben Komisyona da diyorum ve herkese aynı şeyi söylüyorum. Lütfen Genel Kurula hitap edelim, birbirimizi saygıyla dinleyelim. Söz sırası geldiğinde sözü olan sözünü ifade eder.
Buyurun Sayın Toktaş.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi böldüğü için cümlemi baştan alarak tekrar ediyorum: Partilerinin kuruluş yıl dönümlerini 100'üncü yıldan daha ehemmiyetle kutlayan zihniyeti milletimizin takdirine sunuyor ve yaşasın cumhuriyet diyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
DERYA YANIK (Osmaniye) - Kıyaslama videolarını bir koyalım mı?
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Görmediniz kutlamaları galiba?
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Göstermediniz ki Hanımefendi.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Gözleri olanlar gördü.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi, 100'üncü yılı kutluyoruz.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Ayrıca "hanımefendi" değil, "Sayın Vekil"dir. Milletvekilinin kadını erkeği olmaz.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Elin Fransız'ı 100'üncü yılında Eyfel Kulesi gibi bir eseri dikmiş, siz ne yaptınız?
DERYA YANIK (Osmaniye) - Gösterdik işte.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Neyi gösterdiniz?
DERYA YANIK (Osmaniye) - Görmedin mi TCG ANADOLU'yu, görmedin mi İHA'ları, SİHA'ları...
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Gözü olanlar görür.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Görmek istemezsen biz ne yapacağız?
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Teker teker konuşursanız daha memnuniyet duyarım.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim, lütfen hatibi dinleyelim.
Sayın Toktaş, lütfen siz Genel Kurula hitap edin.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Başkan, tekrar baştan başlat.
(İYİ Parti sıralarından "Baştan başlat." sesleri)
BAŞKAN - Ben süre ilave edeceğim arkadaşlar, ben süresini ilave edeceğim. İzin verin bana, izin verin, ben süresini ilave edeceğim değerli hatibin.
Buyurun Sayın Toktaş.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - 100'üncü yılında cumhuriyetimizin başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere kurucu kadroyu rahmet ve minnetle anıyorum, ruhları şad olsun.
Partilerinin kuruluş yıl dönümlerini 100'üncü yıldan daha bir ehemmiyetle kutlayan zihniyeti de milletimizin takdirine sunuyor ve ilelebet yaşasın cumhuriyet diyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Ayrıca, parti ismi vermemiştim, siz niye üzerinize alıyorsunuz?
Evet, afetten söz ediyoruz.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Ben alınmıyorum, bana niye cevap veriyorsun? Sen konuşmanı yapsana. Niye atışıyorsun?
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi yeter artık ya, rica ediyorum yani müsaade ederseniz...
BAŞKAN - Sayın Yanık, lütfen izin verin, Sayın Yanık, lütfen izin verin.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Hayır, ben burada arkadaşlarımla konuşuyorum.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Müsaade ederseniz konuşayım.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Genel Kurula hitap edin.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendiye söyleyin, Grup Başkanı sizsiniz.
BAŞKAN - Hatibin konuşmasına lütfen izin verin. Sizin istediğiniz görüşleri dile getirmek zorunda değil, lütfen izin verin.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Grubunuzu siz hizaya getireceksiniz, ben değil.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Grubumuz... Kimse kimseyi hizaya getiremez, Genel Kurula hitap edin.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Ben hizaya gelmeyecek kadar hizamı bilirim Beyefendi. Konuşmalarına dikkat edeceksin. Hatipsen hatip gibi konuşacaksın.
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen buyurun.
Üç dakika da sürenize ilave ettim, buyurun.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hanımefendi, hatip olduğumu ben biliyorum.
BAŞKAN - Sayın Hatip, Genel Kurula lütfen...
DERYA YANIK (Osmaniye) - Tamam, o zaman Genel Kurula konuş. Genel Kurula konuş, bana değil.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Ben yerimi ve haddimi biliyorum. Lütfen oradan beni ve heyeti rahatsız edecek düzeyde konuşmayınız olur mu?
DERYA YANIK (Osmaniye) - Siz bana attınız söz. Ben burada arkadaşlarımla konuşuyorum, size ne!
HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Yeter ya!
DERYA YANIK (Osmaniye) - Yapın konuşmanızı! Ben size bir şey söylemiyorum ki.
BAŞKAN - Sayın Yanık...
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Sizden değil, ben Sayın Başkandan müsaade alıyorum.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Tamam, Başkandan alacaksın. Tamam, al oradan müsaadeni.
BAŞKAN - Sayın Yanık, bakın, şu anda siz... Sayın Yanık, lütfen... Genel Kurula hitap eden bir hatibin konuşmasına siz yerinizden izin vermiyorsunuz.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Hayır, Başkanım, ben bir şey söylemedim, dönüp bana kendisi söyledi.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Hep siz söylüyorsunuz. Nasıl bir şey söylemiyorsunuz ya!.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Hayır, ben burada konuşuyorum, sana ne!
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Susarsanız konuşacağım.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Konuş...
BAŞKAN - Lütfen, hatibi saygıyla dinleyin!
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Susarsanız konuşacağım, tamam mı!
DERYA YANIK (Osmaniye) - Konuştuğum falan yok, sen konuş.
BAŞKAN - Efendim, konuştuğunda sizin gönlünüze göre konuşacak diye bir kural var mı?
DERYA YANIK (Osmaniye) - Tribüne oynamak böyle bir şey!
BAŞKAN - Ayrı bir partinin üyesi, dilediği gibi konuşacak. Kürsüde konuşanın nasıl konuşacağını benim de takdir etme hakkım yok, sizin de hakkınız yok. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Görüşünüz varsa çıkar burada söylersiniz ama lütfen izin verin!
DERYA YANIK (Osmaniye) - Ama bu haksızlık! Haksızlık!
BAŞKAN - Lütfen izin verin!
DERYA YANIK (Osmaniye) - Haksızlık yapıyorsunuz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Lütfen, yerinizden yeni bir müdahalede bulunmayın.
Sayın Toktaş, buyurun.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Sayın Başkanım, hatibin bana konuştuğunu fark etmediniz, onun üzerinden yapıyorsunuz yorumunuzu; yanlış yapıyorsunuz Sayın Başkan!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Zarafetiniz için teşekkür ederim Sayın Başkanım, darısı arkadaşların başına!
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen siz Genel Kurula hitap edin.
DERYA YANIK (Osmaniye) - Hayır canım, böyle saçmalık...
BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, Bursa nezaketinizden dolayı teşekkür ederim.
Evet, "afet riski" derken akla ilk depremler geliyor ancak ülkemizde afet ya da afet riski elbette sadece depremler üzerinden konuşulamaz. Büyük afetleri, büyük can kayıplarını, büyük maddi hasarları depremler üzerinden yaşadığımız için ilk akla gelen depremlerdir ama bunun yanında, dere yataklarına -bizim meslekte "su toplama çizgisi" diye tanımladığımız- özellikle büyük şehirlerimizde çok ciddi yapılaşmalar olmuştur; bu, sel afetini de maalesef beraberinde getirmiştir. Bununla ilgili özellikle Karadeniz Bölgesi'nde sel, sele bağlı olarak veyahut da büyük yağışlardan sonra oluşan ciddi heyelan tehlikeleri de bulunmaktadır. Deprem, su toplama havzaları, sel, heyelan gibi konuları dikkate aldığımızda, ülke topraklarımızın yaklaşık 2/3'ü ve yine nüfusumuzun da yaklaşık 2/3'ü böylesi alanlarda yer almaktadır. Bu yönüyle, bu kentsel dönüşüm mevzusu Türkiye'nin aslında en önemli gündemlerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve iktidarın da en fazla dikkate alması gereken konuların başında gelmektedir.
Muhterem milletvekilleri, biz ülke olarak onlarca büyük afet yaşadık. Karadeniz Bölgesi'ndeki bahsetmiş olduğum afetlerin yanı sıra, özellikle bu yüzyılda Erzincan'dan başlayarak Varto'da, Van'da, Gediz'de, "Marmara depremi" diye tabir ettiğimiz Gölcük'te ve en son 6 Şubattaki o büyük afette maalesef çok ciddi can kayıplarımız ve mal kayıplarımız oldu. Bu yönüyle, bu kentsel dönüşüm yasası üzerinde çok ciddiyetle durmamız gerekmektedir. Bu afetlerden ders çıkarmamız gerekiyor ama bizim çok mahir olduğumuz bir konu vardır, şudur: Sel olur, yıkar geçer; deprem olur, yıkar geçer; bazen aksıyor olsa da afetlerden sonra millet ve devlet el ele verir, güzelce toparlarız. Öncesiyle alakalı hep tedbir almaktan bahsederiz, her büyük depremin ardından ders almaktan bahsederiz ama bir türlü bunu başaramayız ve maalesef sonuçlarında da çok ciddi can kayıpları yaşarız.
Şimdi, tek başına kentsel dönüşüm yasası ki on yılı aşkın bir süredir çıkarılan en iyi kanunlardan bir tanesidir eksik ve aksaklıklarına rağmen. Ülkemizde depreme dönük kentsel dönüşüm yasası vardır fakat uygulamaya baktığımızda ne yapmışız? Hayal, kentsel dönüşümdür ama gerçekler tamamıyla rantsal dönüşüm olmuştur. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Kendi seçim bölgem Bursa'dan örnek vermek istiyorum, bu aslında toplumsal da bir sorundur. İçimizde Bursa milletvekillerimiz var, az önce konuşan benim kıymetli meslektaşım ve büyüğüm Saadet Partisi Milletvekili Sayın Mehmet Atmaca da ciddi olarak değindi. Bakın, Bursa'da Yıldırım ve Osmangazi ilçeleri Bursa'mızın ilk 2 büyük ilçesidir. 2 ilçede yaklaşık 1,7 milyon kişi yaşamaktadır ve bu 2 ilçenin yapı stokunun -ki 500 binin üzerinde konut ve iş yeri, bağımsız bölüm vardır- 2/3'ünden fazlası kaçaktır.
Kentsel dönüşüm nerede olmalıdır Bursa'da? Bu bahsettiğim 2 ilçe baz alınarak yapılmalıdır ama nerede yapılmaktadır, biliyor musunuz? Nilüfer ilçesinde yapılmaktadır. Neden? Nilüfer ilçesi rantı yüksek olan bir ilçedir. Özellikle büyükşehir öteden beri Nilüfer ilçesindeki kentsel dönüşümlerin önünü açmaktadır; 0,50 emsal artışı vermektedir ve bu şekilde aynı yolların, aynı okulların, aynı sosyal donatı alanlarının bulunduğu yere, aynı altyapının olduğu yere 0,50 artışla daha fazla nüfusu biz sokmak zorunda kalıyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu konuda ciddiysek, iktidar bu çıkan yasada rantı değil de gerçekten kentsel dönüşümü düşünüyor ise kentleri kentsel dönüşüme göre planlamak zorundayız yoksa kentin belli yerlerini rezerv alan tespit ederek biz bu kentsel dönüşüm işini çözemeyiz. Yani Bursa'nın planını önümüze alıp bu şehirde kentsel dönüşüm yapılacaktır diye imar planlarını baştan planlamak ve bu imar planlarını yaparken -bugüne kadar yasal zaruret olmadığı için belki yapılmamıştır ama- fay hatlarının da çöküntü alanlarının da su toplama havzalarının da bu imar planlarına net bir şekilde işlenmesi gerekmektedir. Bunu yapmadığımız takdirde ancak ve ancak lokal çözümler üretebiliriz.
Bakın, Bursa'da 1 milyonun üzerinde yapı stoku vardır. Bursa'ya gidin -AK PARTİ'nin elindeki en büyük belediyeden söz ediyorum- Alinur Aktaş'ın -sizin Büyükşehir Belediye Başkanınız, bizim de kentimizin Büyükşehir Belediye Başkanı- "Kentsel dönüşüm yapıyoruz." diye astığı reklam pano ve resimlerinin sayısı kadar Bursa'da kentsel dönüşüm yapılmamıştır, büyük bir israf vardır, "Bursa'da kentsel dönüşüm yapıyoruz." diye onlarca milyon TL'ye reklam yapmaktadır. Utanır insan biraz ya!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen sözlerimizi tamamlayalım.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Toparlıyorum efendim.
Bursa'ya gelin, o reklamları görün, emin olun dersiniz ki sanki Bursa komple kentsel dönüşümü yapılmış bitmiş bir şehirdir; asla öyle bir şey yok. Yapı stokumuzun yüzde 1'i henüz kentsel dönüşüme tabi tutulmamıştır.
Ayrıca, önemli bir konuya da değinmek istiyorum. Bu Bakanlığın plan yapma yetkisi Bursa'da kendi belediyelerinizi ve kendi belediyelerinizin meclis üyelerini yok saymaktır.
Yine, özellikle Bursa kaçak yapılaşmanın cenneti hâline gelmiştir. Buradan bütün yetkililere sesleniyorum: Bursa Ovası bu kadar tahrip edilmemelidir, bununla ilgili başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyeleri göreve çağırıyor ve heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)