Konu: | Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 16 |
Tarih: | 01.11.2023 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri ve aziz milletimiz; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılını en içten duygu ve dileklerle kutluyor, nice yüzyılları yaşamayı Yüce Allah'tan temenni ediyorum.
Gazze'de yaşanan soykırımı bir kez daha şiddetle ve lanetle telin ediyorum.
Aziz milletvekilleri, bugün kamuoyunda daha çok kentsel dönüşüm olarak bilinen afet riskli konutların dönüştürülmesi hakkında kanunla ilgili grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Efendim, 2011 yılındaki Van depreminden sonra malum, 6306 sayılı Kanun'u AK PARTİ Hükûmeti çıkarmış ve o günden bugüne kadar 2 milyon 200 binin üzerinde yapı dönüşmüştür. Dolayısıyla çok ciddi bir şekilde bu konuda çalışma olmuştur. Daha sonra Elâzığ depreminin yaşanması ve Elâzığ depremi sonrası Meclis tarafından kurulan 278 sayılı Araştırma Komisyonu ve onun raporu, en son, 6 Şubat depreminden sonra kurulan komisyon ve bu komisyonun 449 sıra sayılı Raporu esas alınarak bu kanun teklifi mevcut kanundaki, uygulamadaki eksiklikler, öneriler dikkate alınarak düzenlenmiştir.
Dünden beri muhalefet partisi milletvekili arkadaşların görüşlerini çok dikkatle dinledim, buradaki eleştirilere de kısa kısa cevap vermek isterim. Efendim, "Yeterince konuşulmadı." denildi. Az önce söylediğim gibi 2 komisyon da dört-dört sekiz ay süreyle Türkiye'deki tüm uzmanları dinledi, tüm tarafları, tüm mühendis odalarını, herkesi dinledi ve dolayısıyla o raporu oluşturdu ve yüce Meclisin gündemine getirdi. Dolayısıyla dinlenmemesi söz konusu değil.
6 Şubat depreminden sonra, 4 Mart tarihinde, hatırlayın, Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'da Türkiye'deki tüm uzmanları davet etti ve belki de dünyada örneği olmayacak bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanı, başından sonuna kadar uzmanları dinledi ve bu raporlar oluşturuldu. Türkiye'nin ulusal risk kalkanı orada da tespit edildi. İşte bu çalışmaların akabinde AK PARTİ Grubu, ilgili bakanlıklarımız ve idarelerle birlikte bu kanun teklifini gündeme getirmiş oldu. Dolayısıyla burada bu husus en geniş manada dinlenildi. Arkadaşlarımızdan birisi dün dedi ki: "Marmara Bölgesi, İstanbul, en önemli deprem bölgesidir. Bu konuda bir teklif yok." Tam tersi, 16 Ekimde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığının 3 genel müdürlüğünden 1'i sırf Marmara Bölgesini ilgilendiriyor, İstanbul'u ilgilendiriyor. Dolayısıyla o iddia da tam gerçeği söylemiyor. Bu açıdan, İstanbul ve Marmara Bölgesini önemli bir şekilde dikkate almış olacağız.
Bir diğer konu, müstakil bir tüzel kişiliğin kurulmasıydı. Zira müstakil tüzel kişilik olmadığı zaman arsaların mülkiyetinin ya TOKİ'ye -Bakanlığın mülkiyeti olmadığı için- ya belediyeye ya da Maliye hazinesine geçmesi gerekiyor. Bu sefer arsa üretmesi ve kaynak üretmesi mümkün olmuyor. Dolayısıyla müstakil bir tüzel kişilik raporların önerisi doğrultusunda kurulmuş oluyor. Burada, bir milletvekili arkadaşımız "Afet mahkemeleri kurulması doğru olur." dedi. Afet mahkemelerinin kurulması, bu konu müzakere edildi; ben de uzun süre, otuz yılı aşkın avukatlık yapmış birisi olarak mahkemelerin sürekli adlarının değiştirilmesi yerine genel mahkemelerin kurulmasını, mahkemelerin kendi içinde ihtisaslandırılmasını HSK tarafından doğru görüyorum. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinde Hâkimler ve Savcılar Kurulunun bu konuda yetkisi var; Kurul, ilgili mahkemelere görev verecektir.
Yine, tarih boyunca, belki de dünyada böyle bir sosyal adaletli öneri yoktur. Bu kanunda getirdiğimiz bir önemli husus da gerçekten çok gariban olan, kentsel dönüşümdeki kendisine düşen hissenin bedelini ödeyemeyecek vatandaşlarımıza ilk defa eski kanunla sükna hakkı, yeni kanunla oturma hakkı veriyoruz. Bir kısmı sizin mülkiyetiniz, bir kısmı kamunun mülkiyeti; siz, hayatınızın sonuna kadar burada ücretsiz oturacaksınız diyoruz. Belki de dünyada ikinci bir örneği yoktur. Bu eleştirildi, eleştirilmesi yerine son derece övgü verilecek bir husustur.
"Yüzde 30 neden rezerv alanlarına vatandaştan hak isteniyor?" dendi. Yönetmelik yüzde 90'a kadardı. Yine, İmar Kanunu ek 8'inci maddedeki rant vergisi imarlı arsadan yüzde 100, burada yüzde 30 olarak takdir hakkı bırakılmadı, doğrudan kanunla bir düzenleme yoluna gidilmiştir.
Kentsel dönüşümü engelleyen en önemli hususlardan birisi 2/3 çoğunlukla alma hakkıydı. Bu da 1/2, 50 artı 1 salt çoğunluğa getiriliyor. İnşallah, daha kolay bir şekilde alınacaktır burada.
"Efendim, mülkiyet hakkına, konut hakkına dokunuluyor." Burada bir arama yapılmıyor, konut hakkına dokunulmuyor, yalnızca riskli bir binanın riskiyle ilgili açılıp ilgili test için numuneler alınması arzu ediliyor. Dolayısıyla da burada bir konut hakkının ihlali söz konusu değil.
Tebligat süreleri hızlandırılıyor ve bunun dışında bir de yapım için bedel ödemesi ve ilk defa bu da kanuna konuluyor.
Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekillerimiz, aziz milletim; birçok kanun çalışmasında burada bulunduk. Şunu iddiayla söylüyorum, muhalefet partisi milletvekili arkadaşlara bilhassa söylüyorum: Çocuklarımıza, torunlarımıza, ülkemize bırakabileceğimiz en güzel kanunlardan, en onurlu gayretlerden biri. Gerçekten bu kanun çok önemli. İnşallah ileride de göreceğiz, memleketimiz, milletimiz için çok güzel bir iş yapmış diyeceğiz ve bu vesileyle, kurulmuş olan yeni Kentsel Dönüşüm Başkanlığının hayırlı olmasını, kanunumuzun milletimize hayırlı olmasını diliyorum, Allah milletimizi her türlü afetten korusun diyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)