GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:01.11.2023

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Afetler toplumsal yaşamı ve kurumsal yapıyı derinden etkileyen olaylardır. Afet olayları gerek doğa kaynaklı gerekse insan kaynaklı olsun tüm canlıları ve doğayı etkilemekte, büyük yıkımlara neden olmaktadır. Günümüzde bozulan doğal dengeyle birlikte insan kaynaklı zarar verici olayların fazlalaşması afetlerin niteliğini iyice karmaşık bir hâle getirmektedir. Doğal afetlerin ülkeler üzerindeki ekonomik etkileri ülkelerin gelişmişlik seviyelerine ve etkinin türüne göre değişiklik göstermektedir. Az gelişmiş ülkelerde yaşanan doğal afetlerin sonuçları gelişmiş ülkelere göre çok daha fazladır. Günümüzde artan şehirleşme ve nüfus beraberinde yeni yerleşim alanlarının oluşturulmasını da zorunlu hâle getirmektedir. Artık yerleşim alanları sadece yatay yönde değil, çok katlı binalar inşa edilerek dikey yönde de büyümektedir. Şehirlerin yatay ve dikey yönde gelişmesi doğal ortam değişimini de beraberinde getirmektedir. İnsanın ve toplumun kurduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve politik sistemin başarısız olması durumunda da doğa dengeli, doğa kaynaklı afetlerin yaşanma riski artacaktır. İnsan faaliyetleri bazen doğal tehlikelerin şiddetini ve etkilerini artırabildiği için doğal afetleri tanımak son derece önemlidir.

Bu bilgiler ışığında, ülkemiz; jeolojik, topoğrafik yapısı ve iklim özellikleriyle doğal afetlerin sıkça yaşandığı bir ülkedir. Özellikle, depremler başta olmak üzere, sel, taşkın, orman yangınları, heyelan gibi doğal felaketler yaşanmaktadır. 2023 yılının -henüz bitmemiş olsa da- meydana gelen doğal afetler nedeniyle en zorlu yıllardan biri olarak geçtiğini söyleyebiliriz. Doğal afetlerin sayısında yaşanan artış ve bunların yarattığı zararlar hem ülkemiz için hem de dünya için önemli sorunlara yol açmaktadır. Uluslararası Aon'un küresel risk yönetim raporuna göre, 2023'ün ilk yarısında doğal afetlerden kaynaklanan küresel ekonomik kayıplar 194 milyar lirayla 21'inci yüzyıl ortalamasının çok üzerine çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 6 Şubat depremlerinin 11 ilde yol açtığı maddi hasar ile ekonomik ve finansal kayıplar toplamının 2 trilyon lirayı geçtiğini açıkladı. Yani ülke olarak kaybımız 99 Marmara depreminden 6 kat daha fazla.

Ülkemiz sadece depremlerin afete dönüştüğü bir ülke değildir, özellikle son yıllarda artan çarpık kentleşme, nüfus artışı, sanayileşmeyle artan kontrolsüz doğa tahribatı afetlerin artmasındaki en önemli unsurlardandır. Doğal afetlerin sebeplerinin bilinmesi, bu alanda alınacak tedbirlerin daha sağlıklı alınmasını, can ve mal kaybının önlenmesini, yatırımların da daha isabetli yapılmasını sağlayacaktır. Afet yönetimi, her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olma, zarar azaltma, müdahale etme ve iyileştirme amacıyla mevcut kaynakları organize eden analiz, planlama, karar alma ve değerlendirme süreçlerinin tümüdür ama biz hâlâ, yaşanan her felaketten sonra, AK PARTİ'si iktidarı sayesinde, 99 Marmara depremi sonrası yürürlüğe konulan ve halk arasında "deprem vergisi" olarak bilinen özel iletişim vergisiyle toplanan paraların ne olduğunu tartışıyoruz çünkü bu paralara ne olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Ne yapıyorsunuz bilmiyoruz, soruyoruz, cevap vermiyorsunuz. AK PARTİ'si milletvekilleri, Allah için, bir kez de tüm partiler bir araya gelip, konunun uzmanlarını çağırıp akıllardaki tüm soruyu cevaplayın, bir çözüm yolu bulalım. Çünkü sizin kendi başınıza bulduğunuz çözüm yollarının ülkemizi getirdiği durum ortada; her felakette yüzlerce, binlerce can kaybı. Felaket gerçek, can kayıpları gerçek ama her ne hikmetse bir sorumlu da çıkıp "Bu kayıpların çokluğuna ben neden oldum, yeterli önlemleri zamanında alamadım." deyip istifa etmiyor, edemiyor.

Maden göçer, yeterli önlem yok, sorumlu yok. Orman yanar, yangını söndürme uçağı yok, sorumlu yok. Denizi doldurup imara açanların suçu yok, sorumlu yok. Dere yatağına bina yapılır, sel olur, izin veren yerel yönetimlerin, belediyelerin suçu yok, sorumluluğu yok. Deprem olur, müteahhit suçu yerel yönetimlere, yerel yönetimler suçu müteahhide atar; sorumlu yok. Kolon kesenlerin suçu yok, sorumlu yok. Önlem almayanların, denetlemeyenlerin, zamanında müdahale etmeyenlerin hiçbir suçu yok; tek suçlu doğa, tek suçlu canını, malını kaybedenler; ne yazık ki öyle.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)