| Konu: | Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 07.11.2023 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim bulunduğumuz bu kürsüde, bu sıralarda halkın iradesini temsil eden Eş Başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve vekillerimiz yedi yıl önce 4 Kasımda gece yarısı yapılan bir siyasi darbeyle eş zamanlı olarak tutuklanmadılar. Ne yapıldılar? Siyasi bir rehine olarak alıkonuldular. 4 Kasım, Meclis ve demokrasi tarihinde kapkara bir leke olarak hâlen devam etmekte. Tescillenmiş bir siyasi darbe ne yalnızca Eş Başkanlarımıza ve vekillerimize ne de yalnızca HDP'ye yapılmıştır, bu siyasi darbe tıpkı diğer darbeler gibi halkın iradesini, halkın demokrasiye olan inancını ve halkların ortak yaşama iradesine karşı konulmuş bir darbedir. Halkın iradesini yok sayanları ve 4 Kasımı bir kez daha lanetliyorum, lanetliyorum ve lanetliyorum.
Geçen yıllara rağmen ne arkadaşlarımız ne de bizler bu darbenin amacına ulaşmasına izin vermedik. Cezaevlerindeki tüm yoldaşlarımızı bu vesileyle tekrar saygı ve hasretle selamlıyorum. Bilinsin ki bu halk iradesine sahip çıkmaktan vazgeçmeyecek, bilinsin ki 4 Kasımlar amacına ulaşmayacak ve mücadelemiz her daim olduğu gibi devam edecek.
Değerli milletvekilleri, bir yandan halkın seçilmişlerine karşı darbe yapanlar, yine seçilmişlere karşı kayyum atayanlar, bir yandan da "kentsel dönüşüm" adı altında kendi yandaşlarını zengin etmeye, halkı ise mülksüzleştirmeye devam ediyor. Üzerinde söz aldığım 13'üncü maddede aynen şu ifade kullanılıyor, deniliyor ki: Müteahhitlerin sahip olması gereken kriterleri Kentsel Dönüşüm Başkanlığı belirleyecek. Buradan çıkalım, 10 vatandaşa soralım: Bu "kentsel dönüşüm" adı altında müteahhitlere verilen ihaleleri kimler alabilir? Çok net söyleyelim, 10 vatandaş da aynen şunu söyleyecek, aynen bu cevabı verecekler: Bir belediye başkanının akrabasıysanız elbette ki bu ihale sizindir, iktidardan bir milletvekilinin yakınıysanız elbette ki bu ihale sizindir. Fakat sorsanız bu ihale gerçekten de bilime, ilme, her türlü bu işi bilenlere ait midir? Asla ve asla değil. Çok net biliyoruz ki iktidar partisi de bunun böyle olduğunu biliyor ve buna rağmen bu kanun teklifiyle, aynen bu yasayı meşru bir zemine oturtmaya çalışıyor.
Yine, bir fotoğrafla açıklamak istiyorum, bu gördüğünüz fotoğraf... Urfa'da bir sel ve deprem yaşandı ve hâlen Urfa Bahçelievler'in girişindeki, bu caddedeki bu bina olduğu gibi, bu hâliyle duruyor. İktidarın AKP vekilleri, onlar da eminim ki gezerken bunu görmüşlerdir; depremin üzerinden bu kadar süre geçmesine rağmen bu görüntü aynen bu şekilde, Urfa'daki bina aynen bu hâlde. Ne bekleniyor? İşte, kentsel dönüşüm yasasının yürürlüğe girmesiyle oradan rant elde edecekler ve bunlara teslim edecekler, bunun bu şekilde olduğuna net bir şekilde eminiz.
Yine, Urfa bir selle karşı karşıya kaldı, bu görüntü de Urfa'daki selin bir görüntüsü. Bu selin olduğu yer neresi biliyor musunuz? Urfa AKP Büyükşehir Belediyesinin kendi otoparkı. Ya, düşünün ya, kendi inşaatlarını yaparken bile, burayı işleme koyarken bile bu yönlü, kendi günlerindeki kişilere vermişler ki bu ihaleyi bu selde bu hâle gelebilmiş durumda ve burada 300'e yakın araç telef oldu. Yine, belediyenin yapması gereken şey nedir? Aslında, net bir şekilde, tam tersine, bunu denetlemekken kendi binaları bile bu hâlde işlem görmekte.
Yine, size bir resim daha göstereceğim, bu da Urfa'da yaşanan selin sonucu. Sayın milletvekilleri, şunu net bir şekilde ifade edelim: Bu Abide Kavşağı, Cumhurbaşkanı burayı üç ay önce açtı ve açarken şunu söyledi: "Urfa Büyükşehir Belediyesi kendini ispat etti." Evet, çok güzel ispat etti; net bir şekilde 17 kişinin ölümüne, 62 kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdi bu görüntü. Fakat ne oldu, bunca şeye rağmen ne oldu? Kavşağı yapan kim? 104 milyon lira ihale bedeliyle Gürbağ Grup bünyesindeki OHİTAN adlı bir firma. Yine, Gürbağ Yönetim Kurulu Başkanı Halil Bağıban "Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi" listesine girmiş ve ödülünü de Cumhurbaşkanından almış. Bu da yetmedi. Bunca olaya rağmen, bunca ölüme rağmen, bunca talana rağmen ne yaptılar bu şirkete, cezalandırdılar mı? Tabii ki hayır. Ne yaptılar? Bu şirketi aldılar, ödül olarak şu an Maraş'ın başına bela ettiler. Deprem sonrasında Maraş'ta 2 tane ayrı deprem konut projesini bu firmalara verdiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Ayan.
DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Peki, bu kavşağın alt geçidini -yine ödül olarak- kim yapmış? 17 kişinin ölümüne, 62 kişinin yaralanmasına sebebiyet veren bu kavşağın altyapısını kim yapmış? Miraç-Yol Altyapı Üstyapı Sanayi ve Ticaret Şirketi. Bu şirkete deprem sonrası ne yaptılar, cezalandırdılar mı? Hayır, üzerine bir de ödül verdiler. Bu defa depremzede Hatay halkının başına bela ettiler ve Hatay'ın Kumlu ilçesine bağlı Cumhuriyet Mahallesi'nde 303 adet konut, altyapı ve çevre düzenlemesi işinin ihalesini verdiler. Bu ihale sonucunda ne yapacak bu şirket? Tam 532 milyon 590 bin TL para alacak; işte, bu da AKP iktidarının bu anlamdaki söylemi.
Hâl böyleyken bu yönlü kentsel dönüşümü ranta çeviren durumu kabul etmediğimizi, bu yönlü şerhimizi tekrar burada dile getirdiğimizi, artık halkın bu yönlü rantla, peşkeşle mağdur edilmesini istemediğimizi ve bu anlamdaki şerhimizi de yineliyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)