Konu: | HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 19 |
Tarih: | 09.11.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA UĞUR POYRAZ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, ben bir konuşma notu hazırlamıştım ama bütün milletvekilleri yani hepimiz, Anayasa'ya sadakat yemini etmiş buradaki bütün milletvekilleri zaten içinde yaşadığımızın bir yargı darbesi olduğunu defaatle dile getirdi. O yüzden konuşma notumdan faydalanmaktan ziyade, biz... Tabii, bunu iki buçuk dakikada ya da üç buçuk dakikada ifade edip edemeyeceğimi bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım, sizlerin de hafızalarını tazeleyerek yapmayı planlıyorum. Biz bu noktaya nasıl geldik? Biz bu noktaya, her dönemin muktedirlerine göre karar vermeyi kendisine şiar edinmiş bir yargının çaresizliği üzerinden siyasetin karabasan gibi çökmesinden geldik. Biz bu noktaya nasıl geldik? Liyakati ve ehliyeti geri plana atıp sadakati merkeze alan bir yönetim anlayışı yüzünden geldik. Biz bu noktaya nasıl geldik? Cemaatlerin, tarikatların, hemşehricilik ilişkilerinin yargı dâhil devletin tüm kurumlarında öbeklenmesinden geldik. Peki, biz bu duruma nasıl geldik? Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve sonucunda herkesi atayanın tek bir irade olmasından kaynaklı geldik. Peki, şimdi, kulislerde konuşuyorlar: 3. Ceza Dairesi üyeleri hangi yapıdan, hangi organizasyondan? Ya, hepiniz konuştunuz, hepiniz duydunuz, hepiniz biliyorsunuz ve hepimiz biliyoruz. Oysaki biz Yargıtayın ilgili ceza dairesindeki üyelerin nasıl böyle bir cüret gösterdiklerini tartışmalıyız. Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'yla açıkça düzenlenmiş Anayasa Mahkemesinin, kendi kanununa tabi, kendi iç tüzüğüne tabi Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın ne cüretle uygulanmamasına ilişkin tavır ve istikamet belirlediğini tartışmamız gerekiyordu. Bunları hepiniz dile getirdiniz ama tekrar unutmamamız gereken şu ki; biz buraya nasıl geldik, bu hâle nasıl evrildik? İşte, bu hâle nasıl evrildiğimizi hepiniz kendi anekdotlarınızdan biliyorsunuz; hepiniz, daha önce milletvekilliği yapmış, milletvekilliği görevi ifa etmiş arkadaşlarımız da biliyor; o ceplerdeki küçük kartlarda "unutmayınız" notlarındaki hâkim, savcı mülakatına girecek çocukların hangilerinin isimlerinin o küçük kartlarla ve notlarla mülakat heyetine verildiğini herkes biliyor. İşte, o hâkim ve savcıların oluşturduğu yargıdan bahsediyoruz. Devletin yargısı değil, milletin yargısı değil, kendisinin mesleğe kabulüne aracılık edenlerin yargısından bahsediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Poyraz, lütfen tamamlayalım.
Buyurun.
UĞUR POYRAZ (Devamla) - İşte, bu yargıyı konuşacağız. Bu sadece Anayasa Mahkemesinin kararının uygulanmamasıyla alakalı değil, bu artık içinde yaşadığımız ama aynı ülkeyi yaşamadığımız bir iktidarla verdiğimiz kavganın temel sebebi. Bu kürsüye her çıktığımda iki şeyi vurguluyorum: Bir, adalet duygusunu; iki, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bu adalet duygumuzun nasıl içini bir kurt gibi kemirdiğini vurguluyoruz. Ama her seferinde bana verilmiş süreyle sınırlı olarak bunları dile getiriyorum, ondan sonra grubum beni alkışlıyor, ben yerime oturuyorum. Dışarıda hepimiz merhabalaşıyoruz, hepimizin gözlerinde "Evet, haklısın." var. Eğer hepimizin gözlerinde "Evet, haklısın." varsa bu sorunun çözümü yasama organı ve sizlersiniz.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)