GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Angola Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:09.11.2023

CHP GRUBU ADINA SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, değerli halkımız; sabahtan beri birçok hukukçu milletvekilimiz yaşadığımız süreci çok iyi şekilde özetlediler, Serap Hocamız hiç eksiksiz konuştu. Sayın Grup Başkan Vekilime de Serap Hocama da katılmadığım tek bir nokta var. Cumhur İttifakı'nın milletvekillerinin vicdanına seslendi Serap Hoca, Sayın Grup Başkan Vekilim ise hem vicdanlarına hem de akıllarına seslendi; ciddi şüphelerim var, bu noktada katılamıyorum onlara maalesef. Ben, Hasan Hüseyin Korkmazgil'in ifadesiyle yine de sizlere seslenmek istiyorum: Bıçak kemikte/Eti geçti, duydunuz mu/Bıçak kemikte/Duymadıysan duy artık/behey Allah'ın kulu/bıçak kemikte./Duy da silkin ne olursun/Bu ne biçim uyku bu/Bıçak kemikte/bıçak kemikte. Tüm bu duyguyla yine de yine de sizlere sesleniyorum: Bıçak kemikte ve artık sesimizi duyun, görünmez olmayın, duymayan olmayın. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, şimdi ben size birkaç şey okumak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı filanca tarihte "Bu karara da uymuyorum." dedi, "Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme de direnebilirdi." dedi. Devamında, Sayın Bahçeli "Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır." dedi. Diyen dedi, gelinen nokta bu.

Şimdi, ben size hukuken çok şey söyleyebilirim, zaten söylediler, hiç hukuken bir şey söylemeyi düşünmüyorum çünkü elimizdeki bu Yargıtay kararı hukuki bir karar değildir, tamamıyla siyasi bir karardır. Bu nasıl bir karardır? Bu nasıl bir cürettir? Diyor ki: "Anayasa Mahkemesi kararı hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyecek cihette bir karardır, ben buna uymam." Böyle bir şey olabilir mi? Arkadaşlar, hukukçular anlattı; en çok hukukçunun olduğu bir Meclisteyiz; ironi midir nedir bilmiyorum ama bugün Meclis Başkan Vekilimiz de önceki dönem Adalet Bakanımız. Böyle bir şey olabilir mi? Bugün bütün hukukçular Bilal'e anlatır gibi anlattılar. Neyi anlattılar? Anayasa Mahkemesi kararları kesindir, buna herkes uymak zorundadır. Elbette ki tartışabiliriz, elbette ki eleştirebiliriz ama buna herkes uymak zorundadır. Çıkmış bu arkadaşlar "Ben bu kararı dinlemiyorum." demişler. Başka ne demişler? Bütün mesele 14'üncü maddede saklanıyor; ne demişler burada? 14'üncü maddeyle ilgili, Anayasa Mahkemesi "Burada bir boşluk var, bu boşluk nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık var. O nedenle ben ihlal kararı veriyorum." demiş. Bu arkadaşlar ne demiş? Diyor ki: "Anayasa koyucu hangi suçların Anayasa'nın 14'üncü maddesi kapsamında olduğunu tahdidi olarak belirlemişse de yukarıda sayılan ve bu kapsamda kaldığı kabul edilen mutlak terör suçları dışında suç olarak düzenlenen fiiller arasında da kapsamı belirleme görevini özellikle soruşturma makamı ile derece ve temyiz mahkemelerinin takdirine bırakmıştır." Allah, Allah! Yeni yeni kavramlar... Ne demek istiyor? "Keyfî olarak ben yarın AKP milletvekillerinin de kapısını çalarım, MHP milletvekillerinin de kapısını çalarım -zaten bizim çalmalarını bekliyoruz, o sorun değil- istediğim gibi hakkınızda soruşturma, kovuşturma yaparım; yargılarım, sonra da siz bunu temyiz edersiniz, temyizde de biz bunun kararını veririz." diyor. Yani bize, yasama görevini yürüten milletvekillerine şunu diyor: "Ey, yasama organı, siz bu kanundaki boşluğu dolduramazsınız. Bırakın, biz yargı olarak bunu dolduralım ama nasıl dolduralım; devletin bir sopası olarak, daha doğrusu iktidarın bir sopası olarak biz bunu kullanalım, istediğimiz zaman da herkesin kapısını çalalım."

Değerli arkadaşlar, yargı kararlarını beğeniriz beğenmeyiz ama yer yarılsa, gök kubbe delinse yargı kararlarını uygulamak zorundayız. Bizim görevimiz budur. Şimdi, niye "Yapılan, yargı darbesidir." diyoruz? Gerçekten hukuk devletini tamamıyla ortadan kaldıran bir sonuçtur bu yoksa ben artık bu kararı Can Atalay'la ilgili bir karar olarak görmüyorum, hiç de öyle yorumlamıyorum. "Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir." diye yazıyor Anayasa'mızda. Ben size çok teşekkür ediyorum, Cumhur İttifakı iktidarına; öyle bir hâle getirdiniz ki Türkiye'yi, bütün devlet kurumlarının çivisi çıktı. Bugün de Yargıtay çıktı "Sizin ortadan kaldırdığınız hukuk devletinin olmadığını ben yargı kararıyla tüm dünyaya ilan ediyorum." dedi. Böyle bir şey olabilir mi, bunun kabulü olabilir mi? Bugün yaşadığımız, hukuk devletine gelecek en büyük tehdidin, en büyük tehlikenin yargı aracılığıyla yapılacağını görmek olmuştur. Bu karar, hukuk tarihinde bir hukuk devletinin parti devleti eliyle yargıyı kullanarak nasıl darbe yapacağını göstermesi açısından da hukuk tarihine geçmiş bir karardır. Sorun, hukuk nosyonu olmayan, yeterince hukuk eğitimi almayan yargıçların hiçbir şey bilmeden verdiği bir karar değildir arkadaşlar, çok kıymetli milletvekilleri, çok bilinçli olarak yapılmış, çok bilinçli olarak alınmış bir karardır.

Futbol kentinin temsilcisi bir milletvekili olarak söyleyeyim, dün sabah yapacağım bir konuşmada şunu diyecektim: Top çeviriyorlar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi pası attı, pası aldı -topu çeviriyorlar- Yargıtay 3. Dairesi de golü atacak yakında diyecektim ki golü attı. Golü kim yedi?

VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Gol!

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - Siz öyle anlayın, kapınızı birileri çaldığında göreceksiniz ne olduğunu.

Şimdi golü Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yemiş oldu. Bize buradan ne düşecek? Bize buradan şu düşecek: Gerçekten bilinçli bir şekilde yapılan Anayasa Mahkemesini yıpratmayı burada görüyoruz. Hedefinizin, Anayasa Mahkemesinin yetkilerini yeni yapacağınızı iddia ettiğiniz anayasada değiştirmek olduğunu çok iyi görüyoruz, gözlemliyoruz. Tehlikenin farkındayız, tehlikenin farkında olduğumuzu halkımızla bütünleşerek alanların her yerinde dikkate alacağız. Halkımızı direnmeye çağırmak kaos yaratmak değildir, halkın hukuka duyduğu güveni, halkın Anayasa'ya duyduğu bağlılığı ortaya koymaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Suiçmez, lütfen tamamlayın.

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - Siz halktan korkabilirsiniz, bence de korkun; bu halk, cumhuriyete bağlılığını, Anayasa'ya bağlılığını göstermeye devam edecektir. Kimse bizden Anayasa'yı ihlal edecek kararlara saygı göstermemizi beklemesin.

Bir AKP milletvekili o kadar basitleştirdi, dedi ki: "2 mahkeme arasında yorum farkı var." Böyle algılarsanız olmaz arkadaşlar, Bilal'e anlatır gibi o yüzden söylüyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Terbiye sınırını aşıyorsun!

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - Sabahtan beri herkes diyor ki: "Bu bir yargı darbesidir, bu hukuk devletine yapılan bir darbedir." diye anlatıyoruz.

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Terbiye sınırını aşıyorsun, ayıp be!

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - Bu hukuk bir gün size de lazım olacaktır.

Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bir kez daha...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - ...Atatürk'ü ölüm yıl dönümünde saygı ve minnetle anıyorum.