GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ülke genelinde etkili olan rüzgârın ve yağışın sebep olduğu sel felaketine, depremzedelerin barınma sorununa, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'a, 15 Kasımda cezaevinden salıverilen Ogün Samast'a, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'ne, KYK yurtlarına ve konut sorununa ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:23
Tarih:21.11.2023

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, ülke genelinde etkili olan şiddetli rüzgâr ve yağış sel felaketine sebep oldu. Batman'da 3 çocuğumuz ve babaanneleri ile Zonguldak'ta 3, Diyarbakır'da 1, toplamda 8 vatandaşımız vefat etti. Yine, Zonguldak'ta batan gemideki 12 mürettebattan 1 kişi yaşamını yitirdi, 11 mürettebatı arama çalışmaları sürmektedir. Denizcilerimizin bir an önce sağ salim bulunmasını temenni ediyoruz, yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Umarım bir daha böyle bir felaketi yaşamayız.

Yine, Adıyaman'da depremzedelerin çadır ve konteynerleri sular altında kaldı. Vatandaşlar kendi imkânlarıyla bu sorunu çözmeye, suları boşaltmaya ve çocuklarını, eşyalarını kurtarmaya çalıştı ama görüyoruz ki sarı çizmelerini giyen Adıyaman Belediye Başkanı, korumasının şemsiyesi altında olay yerinde inceleme yaptı. Bu kabul edilir bir durum değil.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kış geliyor. AKP iktidarının vadettiği deprem konutlarının bir çoğuna başlanmadığı gibi şu anda doğru düzgün teslim edilen bir deprem konutu yok, konteynerler yetersiz ve insanlar Adıyaman'da, Malatya'da, Gaziantep'te, Hatay'da kışın çadırda yaşamak zorunda kalacaklar. Oysa, bu insanlara, depremzede vatandaşlarımıza seçimlerdeki en büyük vaad bu kışı rahat, huzurlu ve evlerinde geçirmeleriydi ama görüyorum ki hâlâ çadırda yaşamaya mahkûm edildiler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 14 Mayıs seçimlerinde halkın iradesiyle seçilen ve bugün burada çalışması gereken Can Atalay tam yüz elli yedi gündür yemin edemedi ve üzülerek söylüyorum ki Yargıtay, yargı eliyle Meclis iradesine, bir anlamda da yargıya bir darbe girişiminde bulundu. Şimdi, günlerdir bu sorunun çözümünü bekliyoruz ama sorun çözmesi gereken yargı organları sorunları daha karmaşık hâle getirdi. Bizim buradan beklentilerimiz, hukuken yapılacak şeyler bellidir. Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve heyeti açığa alınmalıdır, yeni bir heyet atanmalıdır. Yetkisiz olsa da Yargıtayın dosya hakkında verdiği bir karar olduğu için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı söz konusu kararı Yargıtay Genel Kuruluna getirmelidir ve kararın ortadan kaldırılması için 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bir an önce karar vermesi, Can Atalay'ın tahliye edilmesi gerekmektedir. Bu yapılmadığı sürece Meclise de yargıya da sisteme de ülkeye de bu darbe girişimi devam edecektir.

Değerli milletvekilleri, 15 Kasımda bir katil cezaevinden salıverildi, hem de işleyeceği suçu günlerce tasarlayan, elini kolunu sallayarak gelip bu planı uygulayan bir katil maalesef ki salıverildi. Bu katil cezaevinde de gardiyanlara karşı, görevlilere karşı suç işlemişti. Şimdi, üzülerek söylüyorum, tahliye edildikten dört gün sonra bir iddianame geldi, silahlı terör örgütü adına suç işlemek suçundan -yedi yıl altı aydan on iki yıla kadar- iddianame düzenlendi. Ben şunu merak ediyorum: Osman Kavala beraat ettikten sonra, tahliyesine dakikalar kala bir soruşturma üreten bu yargı sistemi Ogün Samast'la ilgili neden on dört-on beş yıl bu iddianameyi, bu soruşturmayı bekletti? Bu bir utanç meselesidir, bu karardan gerçekten utanıyoruz. Eğer ki zamanında bu soruşturma yapılsa, kovuşturmaya dönse, gerekli cezayı alsa bugün bu katil aramızda olmayacaktı. Suçsuz günahsız Osman Kavala hakkında uydurma soruşturmayı cezaevinden çıkmasına dakikalar kala uygulayan bu yargı on beş yıla yakın süredir Ogün Samast'a uygulamadı ve tahliye olduktan sonra ülkeyle, ailesiyle alay eder gibi bu iddianameyi getirdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu durumu kabul etmiyoruz. Bu durum Türkiye'de yargının ne hâle geldiğinin en somut göstergesidir.

Dün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'ydü. Resmî veriler, yapılan araştırmalar çocuklarımızı maalesef ki koruyamadığımızı ortaya koyuyor. Bugün, Türkiye'de düşük gelirli ailelerin yüzde 34'ü çocuklarının okul masraflarını karşılayamıyor. Bir günde et, tavuk veya balık tüketebilen çocuk oranı yüzde 12 civarında; utanç meselesi. Okulda olmayan çocuk sayısı 1,6 milyon, örgün eğitimde yer almayan kız çocuğu sayısı 886 bin. Doğum yapan çocuk sayısı 577.049; utanç verici bir durum. Son yirmi yılda en az 903 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Cinsel suç mağduru çocuk sayısı dokuz yılda yüzde 187 arttı. Bakıma muhtaç çocuk sayısı 168 bin, istismar edilen çocuk sayısı 31.890, cezaevindeki çocuk sayısı 2.076. Maalesef, evet, Dünya Çocuk Hakları Günü'nü dün kutladık ama çocuklarımızın durumu ortada. Bu ülkeyi yönetenler, yirmi iki yılda, zengini, güçlüyü çok daha güçlü yaptı, fakiri ve ezilenleri çok daha fazla ezdi ama burada en çok çocuklar zarar gördü.

Yine Gazze'de Dünya Çocuk Hakları Günü kutlanırken binlerce çocuk öldürüldü. Yine Gazze'de hastanede tedavi gören ve hayata tutunmak isteyen çocuklar İsrail tarafından saldırıya uğradı ve öldürüldü. İsrail'in bu katliamını kınıyoruz, alçakça buluyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Çocuklara zalimce dokunan bu ülkeye, tüm dünya milletleri, tüm milletlerarası kuruluşlar tepki vermelidir.

Değerli Başkanım, diğer bir konu KYK yurtları. Gerçekten, günden güne bu yurtlardan gelen haberler hepimizin içini acıtıyor; yemeklerin içerisinden çıkan maddeler, asansörlerin, odaların durumları... Eğer ki bir ülke, bir iktidar, gencini, okulda okuyan, üniversitede okuyan çocuklarını doyuramıyorsa, barındıramıyorsa, koruyamıyorsa utanç meselesidir. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bunun üzerine gideceğiz, gitmeye de devam edeceğiz.

Diğer bir konu -son olarak söylemek istiyorum- konut sorunu. Maalesef ki günden güne konut sorunu Türkiye'de büyüyor; mahkemelerin şu anda en çok uğraş alanı tahliye davaları, kira tespit davaları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Maalesef ki özellikle büyükşehirlerde 30 bin liranın altında kira yok ama asgari ücret 11.400 lira, emekli maaşı 7.500 lira. Ankara'daki artış yüzde 121, İstanbul'daki artış son bir yılda yüzde 90. İnsanlar konut alamadığı gibi maaşıyla on beş günlük kirayı bile ödeyemeyecek durumda. Maalesef öyle bir iktidarla karşı karşıyayız ki insanları doyuramıyor, besleyemiyor, barındıramıyor ve ulaşım imkânlarından yararlandıramıyor. Bunları da kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

Saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.