| Konu: | GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 27.03.2013 |
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının 8'inci maddesi, yap-işlet-devret modeli uyarınca yaptırılarak işletme hakkı verilen gümrük kapılarının işletme süresi bittikten sonra otuz yılı geçmemek üzere tekrar uzatılmasını öngörmektedir. Sürelerin dolması hâlinde uzatılması demek süresiz olarak işletme hakkını vermek demektir yani "devret" kısmının ortadan kaldırılması demektir. Yani, yap-işlet-devret modeli yap-işlet hâline getirilmektedir. Gümrük kapılarının güvenliği açısından yapılacak değişikle yap-işlet-devret modelinde mutlaka bir kamu kurum veya kuruluşunun ortaklığı şartı getirilmelidir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Türkiye'nin en uzun sınırı, Suriye ile olan sınırımız maalesef çok sıkıntılı bir pozisyondadır. Bu kapılardan, sınırdan kimin, neyin gelip geçtiği belli değildir. Bu denetimsizlik, tehlikeli, sabıkalı, art niyetli kişilerin de elini kolunu sallayarak ülkemize girmelerine neden olmaktadır. Pek çok Suriyeli mülteci hakkında yangın çıkartma, yaralama, kaçakçılık, yalan beyanda bulunma, sahte belge kullanma, hırsızlık gibi suçlardan dava açılmıştır. Mahkemeler yargılama kararlarını mültecilere tebliğ edemediği için sanıklar Resmî Gazete ilanıyla aranıyor. Suriyelilerin işlediği suçlar Yayladağı Sulh Ceza Mahkemesi ile Resmî Gazete arasında trafiği artırmış durumdadır.
Şu anda Suriye tarafında sınır kapıları muhaliflerin elindedir. Muhalifler, savaş sırasında, devlete ait, ele geçirdikleri malları paraya çevirmek için bu kaçak işlerini de bu kapılardan organize etmektedirler. Suriye tarafında gereken önlem alınmazsa kaçakçılık olaylarının da önüne geçmek mümkün gözükmemektedir.
Sayın Bakan, dün Genel Kurulda açıklama yaptınız, dediniz ki: "Güvenlik dolayısıyla Türk plakalı hiçbir araç Suriye'ye giriş yapamaz, Türk vatandaşı Suriye'ye giriş yapamaz." O zaman, Sayın Bakanım, Esad güçlerine karşı savaşmak için Suriye'ye giderek Özgür Suriye Ordusuna katılan Rizeli Burak Yazıcı, Yalovalı Ahmet Zorlu ve kimlikleri gizli tutulan Bingöllü 5 gencin çatışmalarda hayatını kaybetmesi ve son olarak Sarai Sierra'nın katil zanlısı Laz Ziya'nın Suriye'ye geçişini bizlere ve kamuoyuna izah etmeniz gerekmektedir. Bakınız, Rizeli Burak Yazıcı'nın babası ne diyor: "Oğlum daha önce Suriye'ye pasaportsuz olarak gitti, dönüşünde yakalandı ve pasaportsuz geçtiği için kendisine ceza yazıldı. Üç ay önce oğlum geriye geldi ve beş gün kadar kaldı. Gitmemesi için yalvardım. Oğlum bana `Orada zulüm var, çocukları Suriye askerleri öldürüyor. Bunlara seyirci kalamam.' diyerek yeniden gitti, yine pasaportu yoktu. Oğlum sınırdan nasıl geçti? Bu devletin sınırda askeri, polisi yok mu? Sınırlarımız yolgeçen hanı mı? Bu devlet bunun hesabını vermeli."
Bir diğer konu da Türkiye ile Kuzey Irak arasında petrol sevkiyatı yapan şoförlerin geçiş onayıyla ilgilidir. Bu şoförlerimizden geçiş onayı için sabıka kaydı istenmektedir. Söz konusu şoför esnafının yüzde 98'inin herhangi bir sabıka kaydı olmamasına rağmen müracaatta bulunanların bir kısmına dört beş aydır geçiş onayı verilmemektedir. Söz konusu onayı alan şoförler ise gümrükten geçiş yapacakları sırada onaylarının iptal edileceğini öğrenmişlerdir. Sayın Bakanım, bunlarla ilgili 200 tane şoförün listesi var elimde, Gaziantepli ve Urfalı şoförün. Bunlardan sabıka kaydı isteniyor ve bu kayıtlarla geçerken de maalesef yine zorluk çıkartılıyor, tekrar tekrar isteniyor. Bununla ilgili mutlaka tedbir almanızı sizden rica ediyoruz.
Şoförlerin geçiş onayı için aylardır neden bekletildikleri ya da geçiş onaylarının neden iptal edildiği konusunda bir açıklama da yapılmamaktadır. Bu durum, geçimlerini nakliyecilik ve şoförlükle sağlayan bölge halkı için ciddi sıkıntı yaratmakta ve bir an önce çözümlenmesi gerekmektedir. Bu konuda gereğini yapacağınızı diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)