GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437)
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:27.03.2013

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısının 23'üncü maddesi üzerinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, önümüzdeki bu torba tasarının 19 ile 30'uncu maddeleri, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun'da değişiklik öngörüyor. Düzenlemeye baktığımızda tasarının, tarımsal sorunları, kooperatiflerle birliklerin taleplerini köklü biçimde çözmek yerine etrafında dolandığını,  Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların talepleri doğrultusunda Türkiye tarımının gerçek sorunlarına değil, küresel bürokratların masa başı düzenlemeleriyle ana çerçevesinin çizildiğini, birliklerin sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmalarındaki en büyük güçlük olan ürün alım  dönemlerindeki finansman sorunlarına odaklanmadığını görüyoruz. Bununla beraber devlet tarafından kooperatif ve birliklere devlet ya da kamu tüzel kişileri tarafından destek sağlanmasına dair çözümlerin tasarıda dikkate alınmadığını  kavrıyoruz. Hükûmetin bu tavrı, tarım satış kooperatif ve birliklerini adım adım etkisizleştirmeye dönüktür ve Anayasa'mızın kooperatifçiliğin geliştirilmesine dönük olarak devlete yüklediği sorumluluklarından kaçmak anlamına gelmektedir.

Tasarı, çok yanlış bir tercihle kooperatif ve birliklerin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'na borçlarının yapılandırılması taleplerine de yanıt vermemekte, uygun faizlerle kamu kredisi kullandırma olanaklarını tüketmektedir. Borçları kabaran birlik ve kooperatifler kredi finansmanını sağlayamamakta ve tamamlanmış faaliyetlerini yerine getiremez hâle gelmişlerdir.

Ülkemizde, tarım alanında önemli bir görev üstlenen daha düzenli ve etkin bir denetimin, birlik ve kooperatiflerin daha verimli çalışabilmesinin yolu elbette açılmalıdır. Tüm bu çalışmalar gerçek tarımsal sorunlarımızın çözümünü kolaylaştıracak bir anlayışı ortaya koymalıdır. Ülkemizde, tarımın temel sorunları olan destekleme primlerinin düşüklüğü, tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği, ithal edilen ürünlerin gün geçtikçe artması, birlik ve kooperatif borçlarının tarımsal gerçekler doğrultusunda yapılandırılması ve nihayetinde Türkiye'nin birçok tarımsal ürününü ithal eder hâle dönüştürülmesi üzerinde çözümler aramak gerekirken bu yasa tasarısıyla tarımda etkinliği ve verimliliği sağlamaktan çok, bürokratik süreçleri pekiştirmeye ve denetim süreçlerini özel sektöre açarak yeni rant alanları yaratmaya zorlanmaktadır. Tasarı, denetim ve yönetim süreçlerini seçimle gelen organların dışına kademe kademe taşıyarak bağımsız kurumlara devretmektedir.

Sayın milletvekilleri, tasarının 23'üncü maddesi kooperatifçiliğin geliştirilmesine dönük olarak alınacak tedbirlere atıf yaparak kooperatif ve birliklere tanınan muafiyet ve istisnalara açıklık getirmiş gibi görünmekte ancak çok önemli bir hususu devre dışı bırakmaktadır. Kanunun istisna ve muafiyet getiren bu maddesi kendisiyle ilişkili ve kanundan önce yürürlüğe girmiş kanunları etkileyecek midir? Bu hüküm açık değildir. Farklı bir kanunda, kooperatif ve birlikleri etkileyebilecek bir husus bu kanunda açıkça belirtilmediği gibi uygulayıcılar tarafından da dikkate alınmayabilecektir.

Değerli milletvekilleri, Ege Bölgesi ve özellikle Manisa'da kuru üzüm üreticileri birlikleri ve kooperatiflerin mağduriyeti katlanırken dayattığınız bu torba yasa sektörün insanına derman olmayacaktır. Sultani tipi çekirdeksiz kuru üzüm kurutmalık ve sofralık olarak değerlendirilen temel bir ihracat kalemimizdir. Son dönemde izlenen yetersiz desteklemelere ve tanıtımlara dayalı tarım politikaları, geç açıklanan üzüm alım fiyatları ve yetersiz, denetimsiz depolamalar, çözüme kavuşturulmamış altyapı hizmetleri, üzüm üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın sorunlarını artırmıştır. Geçmiş yıllarda üreticilerimizin yaşadığı bu gibi durumlarda kurtarıcısı TARİŞ olmaktaydı ama bugün itibarıyla devlet tarafından desteklenmeyen TARİŞ güçsüz durumda kalıp ortaklarına umut olmaktan uzaktır.

Bu yıl, birçok üzüm üreticimiz, TARİŞ Üzüm Kooperatifinin açıkladığı taban fiyatların oldukça altında olmasına karşın bağında kalmasın diye kilogramı 2,5 liranın altında çekirdeksiz kuru üzüm satmaya razı olmuş ancak bu düşük fiyattan dahi alıcı bulamamıştır. Bu fiyat sezon başında "Üzüm fiyatı 3,5 liranın altına düşürse getirin ben alacağım." açıklamasında bulunan siyasetçilerimizi suskunlaştırmıştır. Konunun özüne inmeyen, sorunu büyüten bu tasarı, acaba bölgemin kuru üzümüne çare olacak mı? Ben hiç sanmıyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)