| Konu: | Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Necdet Çalış, Piyade Sözleşmeli Erler Emrah Gündüz ile Fevzi Kızıltaş'a, Katar'ın ara buluculuk çalışmaları sonucunda Gazze Şeridi'ndeki insani ateşkesin iki gün daha uzatılmasına ve Gazze'de yaşananlarla ilgili Birleşmiş Milletlerin içine düştüğü âcizliğe, atama bekleyen öğretmenlere ve İYİ Parti olarak öğretmenlerin hak ettikleri itibara kavuşuncaya kadar konuyu gündemde tutmaya devam edeceklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 28.11.2023 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum ve başarılı bir çalışma haftası temenni ediyorum.
Pençe-Kilit Harekâtı operasyon bölgesinde bölücü terör örgütü mensuplarınca yapılan saldırı sonucunda kahraman askerlerimizden Piyade Astsubay Üstçavuş Necdet Çalış, Piyade Sözleşmeli Er Emrah Gündüz, Piyade Sözleşmeli Er Fevzi Kızıltaş şehit düşmüşlerdir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı temennimi iletiyorum.
Emperyalist güçler tarafından Türkiye'nin 1.289 kilometrelik güney hattında oluşturulmak istenen terör koridoruna karşı Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve kahraman Türk ordusunun yürüttüğü mücadele sonuna kadar devam edecektir, Türk milleti bu coğrafyada dört parçalı terör devleti projesine de asla müsaade etmeyecektir.
Kıymetli milletvekilleri, İsrail'le anlaşma kapsamında verilen dört günlük insani aranın son gününde Katar'ın arabuluculuk çalışmaları sonucunda Gazze Şeridi'ndeki insani ateşkesin iki gün daha uzatıldığı ilan edilmiştir. Öncelikle ve özellikle belirtmek isterim ki eğer Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti geleneksel Türk dış politikasını tam ve kâmil olarak icra etseydi, edebilseydi, tarihin kendisine yüklediği sorumluluğu da idrak edebilseydi böylesi bir anlaşmada arabuluculuk görevi Katar'a değil, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine çok yakışacaktı. Ancak, Hükûmet, Orta Doğu'da Türkiye'nin elini güçlendirecek stratejik hamleler yapmak yerine perde arkasında İsrail'le olan tüm ekonomik ve lojistik ilişkilerini devam ettirmiş, siyaset sahnesinde ise içi boş bir hamaset üretme tercihine gitmiştir. İsrail zulmünün başladığı ilk günden itibaren, İYİ Parti olarak hariciye politikalarımızın bu yönde ilerletilmesi gerektiğine sürekli vurgu yaptık fakat AK PARTİ Hükûmeti bu adımları atmak yerine iç politikada kendisine prim sağlayacak hamasi sözlerden başka bir diplomasi geliştirmemeyi tercih etti. Geldiğimiz noktada, Gazze'de bugün işlenen insanlık suçuna ve stratejik göç mühendisliğine karşı yağmasa da gürleyen bu Hükûmet ne Türkiye'nin jeopolitik çıkarlarına ne de Gazze halkına hiçbir katkı sağlayamamıştır. Ben, bu noktada, Birleşmiş Milletlerin içine düştüğü bu âcizliğe, sefilliğe de vurgu yapmak isterim.
Şu anda İsrail'in Gazze Şeridi'nde doğrudan sivillere karşı fosfor ihtiva eden mühimmatlar kullandığına dair maddi kanıtlar ortadadır. Birleşmiş Milletlerin Konvansiyonel Silah Sözleşmesi'nin III. Protokolü'ne göre yasaklanan bu silahlara karşı hani, nerede o uluslararası insancıl hukuk kavramlarınız diye de sormak isterim. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi henüz Gazze'de yaşananlarla alakalı bir kınama kararı bile alabilmiş değildir. İşte, tüm bu yaşananlar tarihte defalarca olduğu gibi bugün, yine uluslararası ilişkilerin mutlak bir gerçeğini de ortaya koymaktadır. Uluslararası sistem haklının değil, güçlünün yanındadır. Amerikalıların ünlü ifadesiyle "Güç, hakkı doğurur." İşte, böyle bir uluslararası, politik ve ekonomik düzen içerisinde riskli bir coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve büyük Türk milletinin varlığı yalnızca kendi güç ve kapasitesini artıracak milliyetçi ve akılcı politikalarla muhafaza edilebilir.
Saygıdeğer milletvekilleri, büyük milletimizi o yüksek ülküsüne ulaştıracak ve istikbale taşıyacak nesillerin ruh, fikir ve bilgi dünyalarını inşa edenler, bilindiği gibi, öğretmenlerimizdir. Şurası çok açık ki Hükûmet öğretmenlerimize hak ettiği değeri vermemektedir. Yirmi bir yılda 9 bakan ve her bakanla birlikte eğitim politikasını da değiştiren Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri devrinde eğitim ve öğretim faaliyetleri zaafa uğratılmış ve akim bırakılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Dervişoğlu, lütfen tamamlayalım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - En önemlisi, AK PARTİ dönemiyle birlikte, öğretmenlik mesleğinin itibarı zedelenmiş, azalan alım gücü karşısında öğretmen maaşları yetersiz kalmış, özlük hakları verilmemiş ve sosyal düzenin en önemli aktörlerinden olan öğretmenler âdeta toplumda tahkir edilmiştir. Buradan bir kez daha Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetine hatırlatıyor ve çağrıda bulunuyorum: Yüz binlerce öğretmenimiz hâlen atama beklemektedir.
Bugüne kadar İYİ Parti olarak Gazi Meclisimizde tüm öğretmenlerimize 1 maaş ikramiye verilmesi, eğitime hazırlık ödeneği ile ek ders ücretlerinin artırılması ve 100 bin öğretmen atamasının gerçekleşebilmesi için pek çok önerge verdik ancak maalesef bu önergelerimiz iktidar bloğunun oylarıyla reddedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Son cümlem.
BAŞKAN - Sayın Dervişoğlu, lütfen...
Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - İYİ Parti olarak fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirme gayesinde mukaddes bir meslek icra eden öğretmenlerimiz, hak ettikleri itibara kavuşuncaya kadar konuyu kamuoyunun ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde tutmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ediyor, sabrınız için de şükranlarımı sunuyorum efendim, sağ olun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)