GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gine Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:28.11.2023

HEDEP GRUBU ADINA SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinize iyi bir akşam diliyorum.

Sevgili Tahir Elçi, benim arkadaşım, yoldaşım ve can kardeşim; onu kaybedeli sekiz yıl oldu. Ben Tahir'in katillerinin bulunacağını ne bir gün umut ettim ne de böyle bir beklentimiz var çünkü şunu iyi biliyoruz: Bu topraklarda cinayeti işleyen ile soruşturan aynı ise failler bulunmaz, hele hele Kürt coğrafyasında cinayetler işleniyorsa asla failleri bulunmaz çünkü 20 bine yakın faili meçhul cinayet var ve hiçbirinin faili bulunmadı, ya zaman aşımı veyahut da cezasızlıkla sonuçlandı, onun için bu topraklarda faillerin bulunmayacağını biliyorum.

Ben Ağrı'dayken 2015 yılında, Ağrı'nın Diyadin ilçesinde fırında çalışan 2 küçük çocuk vardı; bu çocuklara geceleyin özel timler baskın düzenlemişlerdi ve 2'si paramparça edilmişti, bedenlerinde yüzlerce kurşun vardı. Bir kent ayağa kalktı "Bunlar daha çocuk." diye ama onlar "terörist" diye ilan ediyorlardı, yanlarına silah koymuşlardı ve kamuoyunu bu şekilde yanılttılar ama bir kent ağlıyordu "Hayır, bunlar çocuk." diye. Bu çocukların ağabeyleri asker ve bunlar harçlık biriktirmek adına gidip fırında çalışmışlardı. O gün yüzlerce kurşun yiyen çocukların hiçbirinin ne yazık ki failleri bulunmadı, onun için Tahir'in de faillerinin bulunmayacağını biliyorum.

Sayın Başkan, size bir sitemim var: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." derler, buraya çıkan her konuşmacı buna atıfta bulunur ama o kürsüden bize, halkın iradesine sürekli haksızlıklar var; Başkanlık kurulunuz bir gün tek bir laf etmedi. Başta Meclis Başkanı, siz, Cumhuriyet Halk Partisini temsil eden, bizi temsil eden arkadaşlarımız şuradan "Halkın iradesine saygısızlık etmeyin." diye bir laf etmediniz ve üzülüyoruz. Eğer orada oturuyorsanız hepiniz halkın iradesine saygı göstereceksiniz.

Sevgili arkadaşlar, ben birkaç gün önce burada AKP'li bir temsilciyi dinlerken ürktüm, korktum; dönüyordu, kayyum politikalarını savunuyordu. İçişleri Bakanlığında önemli görevlerde bulunmuş ve önümüzdeki dönem halkı tehdit ediyor, "Yine kayyum politikalarını uygulayacağız." diyordu. Şimdi, ben 2 dönem kayyum politikalarına maruz kalmış bir Belediye Başkanıyım. Aslında sizin kayyum politikalarınız nasıl başlar, biliyor musunuz? Üç yöntemle başlar. İlk yönteminiz nedir, biliyor musunuz? Bıçak sırtı olan iller vardır, bizim ile AKP arasında gidip gelen iller, oradan adaydım. 2019 yılında seçimleri aldık ama öylesi bir baskı uyguladılar ki dışarıdan uçakla yüzlerce insanlar getirdiler, güvenlik görevlileri, gelip orada oy kullandılar. Sonra, Malazgirt'e gittiler, bizim kalemiz olan ilçede 1 oyla elimizden aldılar. Muş'taki aldığımız seçimi hemen... "Vatan Partisi" diye bir parti yok Muş'ta, Vatan Partisine 500-600 oy çıkıyor; bizim oylarımızı oraya... 2.500 oyu iptal ediyorlar. Sonra, "DSP" diye bir parti yok Muş'ta, DSP dünya kadar oy alıyor. "Bağımsız Türkiye Partisi" diye bir parti yok, o partiye de oyları veriyorlar; sonra 100 oyla, 200 oyla AKP saflarına yazıyorlar. Bu, ilk ayağı.

İkinci, ne oluyor? YSK'yle başlıyor. YSK kanun hükmünde kararnameyle, aldığımız belediyeleri -büyük bir haksızlıkla- yüzde 10 oy almış bir partiye veriyor. Bu, ikinci ayağı.

Üçüncü ayağı ne oluyor? Sizin alamadıklarınıza, valiler, kaymakamlar akşam oturuyorlar, hemen raporlar hazırlıyorlar çünkü orası bir sömürge mantığıyla... Siz Kürt coğrafyasını bir sömürge olarak görüyorsanız bu politikalarınız doğru çünkü sömürge mantığında her yol mübahtır. Diyarbakır, Mardin, Van gibi yerlerde daha seçim bitmemiş. Ne yapıyorsunuz? Alelacele siz yeni kayyumlar hazırlıyorsunuz.

Şimdi, ben Ağrı'da kaldım; bakın, gittim gördüm belediyelerdeki yolsuzlukları. Ben Ağrı'dayım, Ağrı Belediye Başkanıyım, bir tek gün bir tek lira para almamışım. Bir kent ayağa kalkıp beni bu dönem Ağrı'dan milletvekili yaptı. Burada söylüyorsunuz ya, "Dağa para gitti, oraya para gitti, buraya para gitti." Vallaha, bütün para sizin belediye başkanlarınızın cebine gitmiştir. Bakın, gidin, Ağrı'da araştırma yapın, bir tek lira çalınmamış, bütün halkın huzurunda ihaleler yapılmış, maaş alınmamış. Sizin borcunuz olan 150 trilyon borcu ödemişiz, 150 trilyon yatırım yapmışız. Beni görevden aldığınız gün 30 trilyon para devletin, Belediyenin kasasındaydı. Onun için, dönüp halka yalan söylemeyin. Hiçbir belediye başkanı, hiçbir arkadaşımız hakkında, tek lira, akçeli işlerle ilgili bir soruşturma yok. Soruşturmaların hepsi yaptığımız konuşmalardır; üç beş konuşmayı üst üste getiriyorsunuz, hemen örgüt üyeliğinden dava açıyorsunuz.

Onun için, bakın, belediye başkanlarını suçlarken vicdanlı olacaksınız, belediye başkanlarını suçlarken elinizde bir done olacak, bir delil olacak; bunların hiçbiri yok. Siz eğer gerçekten sömürge mantığıyla hareket ediyorsanız, o zaman seçimi niye yapıyorsunuz, seçimin anlamı ne? Bizi irade olarak görmüyorsunuz, belediye başkanlarını irade olarak görmüyorsunuz, o zaman seçim yapmanıza gerek yok ki. Deyin ki "Biz diktatörüz." "Bu Kürt coğrafyası bir sömürgedir. Biz burada bu hukuku uyguluyoruz." deyin, anlarız. Şimdiden başlayıp buradan halkı tehdit etmeye, hiç kimsenin buna hakkı yok. Buralarda, bakın, benim bulunduğum daha önceki dönem -Muş Milletvekiliyken- kayyum atandığında -bir kayyum belediye başkanı- sadece bir kaymakam veyahut da belediye başkanlığı değil, bir kaymakam 5 maaş birden alıyor; 4 tane beldeden maaş alıyor, ilçeden alıyor, bir de kaymakamlık maaşını alıyor, bu 6'ncı maaşı bu şekilde alıyor ve oralarda, inanır mısınız, hırsızlık o kadar diz boyu ki ben gittiğimde bir kent ayaklanmıştı "Bu kentte hırsızlık var, bu kentin yöneticileri hırsız." Ama ben İçişleri Bakanlığına ne kadar başvuruda bulunduysam görevi devraldığım günden son güne kadar geliyor, daha önceki dönemlerle ilgili bir tek soruşturma yok. Hodri meydan! İlk günden bugüne kadar bizim bütün belediyelerimize gelin müfettişlerle gidelim, gelin komisyonlar oluşturalım, gidelim, araştıralım. Eğer orada tek lira, tek bir akçeyle ilgili bir yolsuzluk bulursanız baş göz üstüne ama gidip sizleri, sizin belediyeleri, gidip kayyum olarak atadığınız o hırsızları... Hele hele Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığına atanan o Vali şurasına kadar yolsuzluğun içerisinde olmasına rağmen bir tek gün bir soruşturma bile geçirmedi; bütün kayyumlar öyle, bütün kayyumlar gerçekten hırsızlık ve yolsuzluk içerisinde. Eğer halkın iradesine saygı duyuyorsanız gelin şu kayyum politikalarından vazgeçin, gelin şu halkın iradesine hep birlikte saygı gösterelim; demokratik siyaseti bu kadar öteleyip erteliyorsunuz, bu kadar tuzaklar kuruyorsunuz, gelin demokratik siyasete alan açın, insanlar bulundukları yerlerde kendilerini özgürce ifade etsinler, kentlerini yönetsinler, Parlamentoda özgürce kendilerini ifade etsinler. Siz efendi, biz köle değiliz; bize bu muameleleri yapmayın. Biz de halkın iradesiyle geliyoruz, siz de geliyorsunuz ama siz, buraya çıkan herkes bize parmak sallıyor. Bakın tutanaklara, o kadar ağır laflar ediliyor ki vallaha bundan sonra kusura bakmayın, her ağır lafı size binle iade ederiz. Bizi öyle korkutarak, parmak sallayarak, kayyumlar, bilmem cezaevleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sakik, lütfen tamamlayalım.

SIRRI SAKİK (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Bunların bir karşılığının olmadığını bilin. Biz çok zor bir mücadeleden geliyoruz, biz çok zor bir mücadelenin ürünleriyiz; arkadaşlarımızla çok ağır bedeller ödedik. Tahir'in de istediği bu topraklarda barış ve demokrasi; kansız, şiddetsiz bir çözüm istiyoruz. Bizim bütün talebimiz bu. Bu taleplerimize destek sunmanız gerekir. Eğer gerçek halkın iradesiyseniz bu ele sizin de bir el uzatmanız gerekir, yoksa devletin gücünü arkasına alarak, bizlere bağırıp çağırarak, kayyumlar atayarak bu sorunların çözülmediğini hayat hepinize, hepimize de gösterdi. Diliyorum, umuyorum, özellikle iktidar partisi bundan bir ders alır, önümüzdeki dönem halkın iradesine saygı gösterilir.

Tekrar sevgili Tahir'i rahmetle anıyorum, Tahir başımızın tacıdır. (HEDEP sıralarından alkışlar)