GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Toplum sağlığının korunması, geliştirilmesi ve tedavi hizmetlerinde hemşireliğin rolüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:29.11.2023

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hemşirelik hizmetleri, bireyin, ailenin, toplumun sağlığının korunması, geliştirilmesi, hastalık durumunda iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla bakım verme, hekimin hazırladığı tanı ve tedavi planını kanıta dayalı olarak oluşturma hasta ve çalışan güvenliğini gözeterek uygulama, hasta üzerindeki etkileri izleme, istenmeyen durumda hekimi bilgilendirme ve hasta ve yakınlarının eğitim anlamında ve tüm kayıtları tutma anlamında rolleri üstlenir. Bu genel rollere ek olarak hemşirenin çalıştığı birime göre değişen, yoğun bakım hemşireliği gibi, acil servis hemşireliği gibi diyaliz hemşireliği gibi, onkoloji hemşireliği gibi ek rolleri vardır. Bunları anlatmamdaki temel neden şu: Hemşireliğin icrasında maalesef ciddi sorunlar yaşanmakta, hemşireler, mevzuata aykırı olarak hemşirelik dışı görevlerde çalıştırılmaktadır. Hemşire, lisans düzeyinde hemşirelik eğitimi üstüne ciddi sertifika programlarıyla hak kazanılan özel dal hemşireliği alanları iki yıllık tekniker düzeyde eğitim almış sağlık çalışanlarına emanet edilmekte, bu durum nitelikli bakım ve hasta güvenliği açısından ciddi riskler taşımaktadır. Hemşirelerin görev, yetki ve sorumluluklarının diğer sağlık çalışanlarına devrine izin veren uygulamalara derhâl son verilmelidir. Sağlık meslek gruplarının görev tanımları ve sınırları uluslararası standartlara göre tanımlanmalı ve hızla yayınlanmalıdır.

Diğer bir hemşirelik icra sorunu yönetsel sorundur. Hemşirelik Yasası'nda yer almasına rağmen hemşireliğin yönetiminden sorumlu olan başhemşirelik sistemi bakım hizmetleri müdürlüğü modeline geçirilmiş, yönetsel kargaşa kaçınılmaz olmuştur. Liyakatten uzak siyasi atamalar, hemşire olmayan yöneticilerin atanması, ciddi bir halk sağlığı sorunu ve hasta güvenliği tehdididir.

Gelelim en önemli konuya; özlük hakları ve ekonomik koşullara. Emekliliğe yansımayan ek ödemeler, sabit ek ödeme, teşvik ve benzeri uygulamalar iş barışını bozmakta; çalışanları ve emeklileri açlık sınırına itmektedir. Emekliliğe yansıyacak tek kalemde maaş uygulaması şarttır. Teşvik uygulamaları iş barışını bozmanın ötesinde hasta güvenliğini tehdit etmekte, çalışanları ise tüketmektedir. Hafta sonu ve gece çalışmaları mutlaka yüksek ücretlendirilmeli ve fiilî hizmete yansıtılmalıdır. Hemşirelik yirmi dört saat prensibine göre çalışan bir meslek grubudur. Personel eksikliği yasal sınırların çok üzerinde çalışmaya neden olmakta; hemşire açığına, fazla çalışmaya rağmen diğer sağlık meslek gruplarındaki açıklar da hemşirelikle kapatılmaya çalışılmaktadır. Hemşireler görev tanımlarında olmayan çok sayıda hizmeti eş zamanlı olarak vermekte ve tükenmektedirler. Derhâl atama bekleyen 100 binden fazla hemşirenin ataması yapılmalıdır. Hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının görev tanımları dışında çalıştırılmasına son verilmelidir. Yoğun bakımlar gibi kritik alanlarda hemşire sayıları ve nitelikleri uluslararası standartlara göre belirlenmelidir.

Son olarak, giderek ülkemizde ikinci plana atılan fakat düzgün bir sağlık sistemi kurgusunda güçlendirilmesi gereken halk sağlığı hemşireliğine bir vurgu yapmak isterim. Evde bakım, ana çocuk sağlığı, toplum ruh sağlığı, iş sağlığı, okul sağlığı, tutukevi hemşireliği gibi alt grupları içeren bu hemşirelik sistemi giderek zayıflamakta; oysa toplum sağlığının güçlendirilmesi, sağlıklı hâlde kalmanın güçlendirilmesi ve sağlık ekonomisinin güçlendirilmesi demektir.

Konuşmamı bitirirken Türkiye'de 100 bin kişiye düşen hemşire sayısının 343 olduğunu, benzer yapıdaki Almanya'da bu sayının tam 4 katı olduğunu vurgulamak isterim. Dahası, hastalık yükümüz Almanya'dan çok daha yüksektir. Hayat koşullarının ağırlığıyla, yoksulluğun giderek derinleşmesiyle, yetersiz beslenme ve çevresel etkenlerle hastalık yükümüz artmıştır. Yoksulluk artık bir halk sağlığı sorunudur. Son yirmi yılda yaşlı nüfusun artışı, tarama programlarıyla saptanabilecek kanserlerin tırmanması, kötü beslenme ve hareketsizliğin yarattığı obezite, 20-80 yaş arası nüfusun yüzde 15'inin diyabetik olması hastalık yükünü artıran temel faktörlerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYLİN YAMAN (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Yaman, lütfen tamamlayalım.

AYLİN YAMAN (Devamla) - Yıllık hekime müracaat sayısı OECD ülkelerinin yaklaşık 2 katıdır.

Kısacası, toplum giderek daha fazla hasta olmakta ve giderek daha fazla sağlık kurumunu ziyaret etmektedir. Hâl böyleyken nitelik ve nicelik olarak güçlendirilmesi gereken hemşirelerin sorunları göz ardı edilmekte ve bunun riskini hepimiz taşımaktayız.

Teşekkürler dinlediğiniz için. (CHP sıralarından alkışlar)