Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 29 |
Tarih: | 05.12.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partimizin grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Engelli, doğuştan veya sonradan bedensel, zihinsel ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden; toplumsal yaşama uyum sağlamada ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlük çeken, yardıma ihtiyaç duyan kişidir. İnsanlık tarihiyle birlikte ortaya çıkan engellilik günümüz toplumlarında da devam eden dezavantajlı bir durumdur. Tarihin değişik dönemlerinde bu gruba yönelik farklı uygulamalar yapılmış olsa da modern dünyada sosyal devlet anlayışı kapsamında olumlu hizmetler çeşitlilik kazanmıştır.
Engellilik insan olma hâlinin bir parçasıdır. İnsanların bir kısmı yaşamlarının herhangi bir noktasında geçici veya kalıcı olarak zayıf düşecek ve yıllarca engelli olarak yaşamsal işlevlerini yerine getirme konusunda gitgide artan zorluklarla karşılaşacaktır. Dünyada 1 milyardan fazla insan herhangi bir tür engellilikle yaşamakta, bu insanların yaklaşık 200 milyonu hayatlarını devam ettirme konusunda kayda değer zorluklarla karşılaşmaktadır.
Ülkemiz engelli bireylere yönelik çalışmalarda gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalmıştır. Engelli bireylerimize yönelik en son kapsamlı istatistiksel çalışmanın üzerinden tam on iki yıl geçmiştir. TÜİK tarafından 2011 yılında Avrupa Birliği üye ülkeleriyle eş zamanlı hazırlanan geniş kapsamlı Nüfus ve Konut Araştırması bu konuda hâlâ referans olarak kabul edilmektedir. Geçen bu on iki yıl içinde çok daha kapsamlı çalışmaların yapılmaması son derece üzücüdür. Unutulmamalıdır ki engellilik herkesin her an karşılaşabileceği bir durumdur.
Engelli bireylerin en temel ihtiyacı, öz bakımları ve bakım ihtiyaçlarının karşılanmasıdır; bunun için de öncelik, ihtiyaçlarını kendi kendilerine yapabilmelerinin sağlanması ve buna uygun şartların oluşturulmasıdır. Engelli olma durumu zaten kendi içerisinde yeterince zor iken bu duruma maddi, manevi yetersizlik ve çaresizlik eklendiğinde çok daha zor bir hâl almaktadır.
Arkadaşlar, parti ayrımı gözetmeksizin hepinize soruyorum: Engelli vatandaşlarımız veya ebeveynleri sizleri hiç aramıyorlar mı, "Açım; elektriğim, suyum, doğal gazım kesik; cebimde 5 lira para bile yok." demiyorlar mı? Yoksa sizi değil de sadece bizi mi arıyorlar? AK PARTİ'sinin yirmi bir yıllık iktidarında engelli vatandaşlarımız tam anlamıyla sefalete, açlığa ve çaresizliğe teslim edildi. Yaptığınız en son düzenlemelerle engel oranı yüzde 70 ve üzeri olan bir engelli vatandaşımız 2.811 lira, engel oranı yüzde 40 ile 69 arasında olan bir vatandaşımız ise 2.348 lira, engelli yakını 1.874 lira maaş almaktadır; malulen emekli olan vatandaşlarımızın maaşlarından bahsetmiyorum bile. Açlık sınırının 14 bini geçtiği, yoksulluk sınırının 45 bini geçtiği bir ekonomik ortamda engelli vatandaşlarımıza reva gördüğünüz bu maaşlar onları ölüme terk etmekle eş değerdir.
AK PARTİ'si milletvekillerine soruyorum: Engelli vatandaşlarımızın yaşadığı sorunları ellerine 3 kuruş para vererek çözemezsiniz; kökten, gerçekçi ve çıkarsız çözüm yollarınız olmalı. Çalışmak isteyen ve çalışabilecek durumda olan engelli vatandaşlarımızı üretime dâhil etmek zorundasınız, dört duvardan ibaret olan dünyalarının sınırlarını genişletmelisiniz, şehirlerimizde daha rahat ve güvenli hareket edebilecekleri altyapıyı sağlamalısınız; ezcümle, hayatlarını kolaylaştırmalısınız; iş yerlerindeki fiziksel engelleri, engelli çalışanlara yönelik tutum ve ön yargıları, vasıfsız işlerde düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmaları gibi olumsuz koşulları tamamen ortadan kaldırmalısınız. Bunları yaparken de "bizden" "sizden" diye ayırt etmemelisiniz. Mesela 4857 sayılı İş Kanunu'nun 30'uncu maddesi "İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli... çalıştırmakla yükümlüdürler." der ama her nedense denetlenmez ve tam olarak uygulanmaz. Bu kanunu denetlenir ve uygulanır hâle getirmek zorundasınız. Özel sektörde olan bu kanuni zorunluluğu devlet kurumlarında bile tam olarak uygulamıyor, göz ardı ediyorsunuz.
AK PARTİ'si milletvekillerine birkaç soru daha sormak istiyorum: Kurum ve kuruluşlarda toplam kaç engelli kontenjanı var? Bu kontenjanlara yıllık ne kadar alım yapılıyor? Kurum ve kuruluşlarınızda çalışan engelli vatandaş sayımız ne kadardır? Bugüne kadar engelli vatandaşlarımız için ne yaptınız diye sık sık size sorduk ama her sorduğumuzda "Biz engellilere şu kadar lira para veriyoruz." dışında bir cevap alamadık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Ama bilin isterim ki verdiğiniz parayla bırakın insana yaraşır bir şekilde yaşamayı, beş gün karnı tok yaşamak bile imkânsız. Engelli vatandaşlarımızın sorununu çözmek aslında çok kolay ama ilk önce sizin samimi olmanız, kendinizi onların yerine koymanız gerekiyor. Sadece Engelliler Haftası'nda, Engelliler Günü'nde onlarla birkaç kere fotoğraf çektirerek, sosyal medyanızda paylaşarak sorumluluklarınızdan kurtulamazsınız. Elinizi vicdanınıza koyun ve samimiyetinizi gösterin. Önergemiz burada, sizler nerelerdesiniz, hep beraber göreceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)