| Konu: | TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN ?GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER? KISMINDA YER ALAN SU KAYNAKLARININ POTANSİYELİNİN TESPİT EDİLEREK KORUNMASI VE BİLİNÇLİ KULLANIMI İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN (10/66) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİ?NİN ÖN GÖRÜŞMELERİNİN, GENEL KURULUN 28 MART 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2013 |
EROL KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; su kaynaklarımızın kapasitelerinin tespit edilerek, kuraklıkla mücadele, küresel ısınma, kıt olan su kaynaklarının dikkatli kullanılması, çevreye duyarlı olma gibi konularda somut adımların atılmadığı; bunlarla beraber bilinç içinde kullanmamamız sonucu yakın tarihimizde su kıtlığı ve su savaşlarının çıkabileceği, bağımsızlığımızın tehdit altına girebileceğinden bahisle verilen CHP önergesi hakkında aleyhte söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, tarihin başından beri medeniyetlerin yükselişini ve düşüşünü suyun kullanımı belirlemiştir. Nitekim Mısır'da Nil, Hindistan'da Ganj, Ülkemizde doğan Fırat ve Dicle büyük uygarlıkların beşiği olmuştur. Su, medeniyet ve refahın adresi, suyun yok olması ise çöküşün başlangıcıdır. Tüm kadim medeniyetlerde insana saygı, doğaya saygı esas alınmış ve tabiata kutsallık zırhı atfedilmiştir. Bizim medeniyetimizde israf haramdır, "Kıyamet kopsa bile ağaç dikiniz. Nehirden abdest alsanız bile suyu israf etmeyiniz." diye bize nasihat eden bir Peygamberin ümmetiyiz.
Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız, küresel ısınma sonucu sıcaklığın arttığı, su kaynaklarının azaldığı, çevrenin kirlendiği, doğanın tahrip edilmesi sonucu su kıtlığı ve su savaşlarıyla karşı karşıya kalabileceğimizi ve bağımsızlığımızın ciddi tehdit altına gireceğini ileri sürmektedirler ve bu gerekçelerle Meclis araştırma komisyonu kurulmasını istemektedirler.
Bugüne kadar, AK PARTİ hükûmetlerinin bu konuda yaptıklarına baktığımızda şunları söylememiz mümkündür: Türkiye'de öncelikle su potansiyelimizle ilgili bazı verileri az evvel değerli milletvekilimiz ifade etti, ben de tekrar etmek istiyorum. 2012 yılı itibarıyla kullanılabilir su potansiyelimizin 112 milyar metreküp olduğu, potansiyelin 95 milyar metreküpünün yurt içinden doğan akarsulardan, 3 milyar metreküpünün yurtdışından doğan akarsulardan, 14 milyar metreküpünün ise yer altı sularından sağlanabileceği kabul edilmektedir. Ve yine, bugün itibarıyla, su tüketimimizin 44 milyar metreküpe ulaştığı görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ve suyun stratejik önemi dikkate alınarak AK PARTİ Hükûmetinin çevre ve su yönetimiyle ilgili mevzuat ve uygulamalarına baktığımızda şunları söylememiz mümkündür:
Avrupa Birliği çevre faslı açılmış ve su kaynaklarının korunması alanında önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda, 2023 yılına kadar 58 milyar avroluk çevre yatırımı öngörülmüş, bunun 33 milyar avrosu ise su kaynaklarının korunmasında büyük önemi haiz olan atık su sektörüne ayrılmıştır.
Suyun korunması ve gelişmesine dönük düzenlemelere baktığımızda ise Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı kurulmuş, Başbakanlık Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu oluşturulmuş, su kanunu çalışması ise sürdürülmektedir.
Bir başka önemli husus ise yeşilin artırılmasıdır. Yine, orman alanlarımızın iyileştirilmesi ve artırılmasıyla ilgili verilere baktığımızda, ülkemizin 21 milyon hektar olan orman alanının 21,6 milyon hektara çıkarıldığını görmekteyiz.
Akarsu havzalarının korunması, ıslahı ve geliştirilmesiyle ilgili ise 25 akarsu havzasının koruma eylem planının hazırlandığı, 11 havza eylem planının tamamlandığı, 5 havza eylem planının güncellendiği, 9 havza eylem planının ise çalışmalarının devam ettiği görülmektedir. Yine, Ergene, Kocaçay gibi eylem planlarının ise uygulamaya konulduğunun altını çizmekte fayda görüyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ hükûmetlerinin en büyük yatırım alanlarından birisi, su kaynaklarının geliştirilmesidir. Bu çalışma ülkemizin başarısı olmaktan çıkmış, yakın coğrafyamızdaki birçok ülkenin de su sorununu çözmeye dönüşmüştür ve bunlardan en önemlisi ve tarihî misyona sahip olan, yavru vatan Kuzey Kıbrıs devletimize su götürülmesidir. Çalışmalara baktığımızda ise dokuz yılda, DSİ tarafından, başta Avrupa'nın en yüksek barajı olan Çine Adnan Menderes Barajı ve yine, dünyanın en yüksek 6'ncı barajı olan Artvin Deriner Barajı'nın da aralarında bulunduğu 206 baraj, 24 gölet, 179 sulama tesisi, 49 içme suyu temin tesisi, 643 taşkın koruma tesisi olmak üzere 1.128 tesis hizmete alınmıştır.
Değerli arkadaşlar, su yönetiminin önemli başlıklarından birisi de tasarruftur. Bu doğrultuda, borulu sulama oranımızın 2003 yılında yüzde 3 iken, bugün itibarıyla yüzde 71'e ulaştığı, 2014'de ise bu rakamın yüzde 88'e çıkarılacağı hedeflenmiştir. Sulanan alanlara baktığımızda ise 11 milyon dekar arazi suya kavuşturulmuş ve 34 milyon vatandaşımıza ilave içme suyu temin edilmiştir. Uzun vadeli planlarda ise 81 ilimizin 2040-2050 ve hatta 2060 yılına kadar olan su ihtiyaçları teminat altına alınmıştır. Yakın zamanda Melen Projesi'yle İstanbul'umuzun 2071 yılına kadar olan su ihtiyacı karşılanmış olacaktır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de sadece suyun iyileştirilmesi, korunması, geliştirilmesi değil, aynı zamanda susuz olan havzalara su ulaştırılması için dev projeler hayata geçirilmiştir. Mavi Tünel Projesi'yle Göksu havzasından Konya havzasına su aktarımı, Seyhan havzasından Develi havzasına su aktarımı yapılmış, Sultan Sazlığı sulak alanı tekrar hayata dönüştürülmüştür.
Değerli arkadaşlar, Meclis araştırma önergesi bizim faaliyetlerimizin bir kısmını anlatmamıza vesile olduğu için, önerge sahibi arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum.
AK PARTİ iktidarı demek, millete hizmet demektir, ayrımcılık yapılmaması demektir. Dünün susuz İstanbul'undan bugün 2071 yılına kadar su problemi çözülmüş bir şehre gelebilmek demektir. Bu başarı destanını gerçekleştiren başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın tüm çalışanlarına teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Ülkemizi susuz bırakmak ve hele hele komşularıyla savaşmasını hayal etmek, devletimize, Hükûmetimize ve milletimize atfedilecek en son ithamdır. Bütün bu sebeplerden dolayı, Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşlarımızın önergesinin yerinde olmadığını düşünüyor, bir hususla ilgili de açıklama yapma ihtiyacını ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Ergene havzası, burada, mütemadiyen gündeme gelen bir husustur. Ergene Nehri 283 kilometrelik bir akarsudur ve yaklaşık üzerinde Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ başta olmak üzere, 53 belediyemiz ve 1 milyon 570 bin nüfus mevcuttur. Bu havzanın çözülmesiyle ilgili sorumluluk, birinci derecede, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14 ve 15'inci maddesi ve Çevre Kanunu'nun 11'inci maddesine göre belediyelerimize aittir. Belediyelerimizin bu problemi çözememesinden dolayı Hükûmet, Ergene Havzası Koruma Eylem Planı için 3 milyar 104 milyon liralık bir bütçe ayırmıştır ve belediyelerimize verilen, kanun gereği verilen süre 13 Mayıs 2010 tarihinde 100 binin altındaki belediyeler için, 13 Mayıs 2012'de 50 bin ile 10 bin arasındaki belediyeler için ve 10 binin altındaki belediyeler için de 13 Mayıs 2014'te dolmaktadır.
Bugün, belediyelerimiz Ergene havzasıyla ilgili atması gereken adımları atamamış ve Hükûmet, organize sanayi bölgelerinin ıslah edilmesi, atık su arıtma tesislerinin çözülmesi ve katı atık tesislerinin bertarafıyla ilgili bir sürü düzenlemeler yapmıştır. Benim endişem, özellikle Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımla paylaşmak isteğim bir endişe de şudur: Merkezî yönetimin akarsuların ıslahıyla ilgili ve atık su arıtma tesislerinin yapılmasının tamamlanmasıyla ilgili süreç tamamlanacaktır ama eğer şebekeler tamamlanmazsa, belediyelerimiz bunu yapmazsa bu tesislerin işletilmesiyle ilgili ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Bunu belediye başkanlarımızla paylaşmak da bence bu anlamda önemli bir hususiyettir, altını çizmekte fayda mülahaza ediyorum.
Bütün bu sebeplerden dolayı, önergenin yerinde olmadığını düşünüyor ve aleyhinde oy kullanacağımızı beyan ediyor, hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyor, Meclise teşekkürlerimi arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)