| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 06.12.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçme ve seçilme hakkını Fransa gibi, İsviçre gibi medeniyet timsali sayılan birçok Batılı ülkeden yıllar önce kullanmaya başlayan Türk kadını, seksen dokuz yıl sonra bugün, hem yerel yönetimlerde hem Parlamentodaki temsil oranında Avrupa ortalamasının altında, Orta ve Latin Amerika ortalamasının altında, Asya Pasifik ortalamasının altında, Afrika'nın, hani şu "yazık" dediğimiz, su kuyuları açmakla övündüğümüz, biçare saydığımız Afrika ortalamasının bile altında. Görece iyi durumda olduğumuz tek yer var, kadının zaten yoktan sayıldığı, hâlâ köle olarak alınıp satıldığı Orta Doğu. Nüfusumuzun yüzde 49,9'u kadın ama mülki amirlerin yüzde 10'u bile kadın değil, yüzde 5'i bile değil, yüzde 4'ü, 3'ü bile değil, yüzde 1-2'lerde oran. Kamuda, özelde, akademide, medyada, her yerde veriler böyle. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir defa bile yüzde 20'yi görememiş kadın vekillerin temsil oranı. Hâlâ herhangi bir dönemde bir defa bile bir tek kadın milletvekili çıkaramamış illerimiz var. On İkinci Kalkınma Planı'nda kadına dair amacını "hak ettiği üstün kıymeti görmesi, her alanda ve düzeyde temsil ve katılımın artırılması" diye ilan eden iktidarın 2028 hedefi belediyelerde oranı yüzde 5'e, Parlamentoda ancak yüzde 25'e çıkarabilmek.
Dün AK PARTİ'li milletvekilleri bu konuyla ilgili yaptıkları konuşmalarda gururlandılar. "Bakın, kadın Meclis Başkan Vekilimiz de var. Bakın, kadın Grup Başkan Vekillerimiz de var. Bakın, kadın Merkez Bankası Başkanımız da oldu. Hatta aileden sorumlu Bakanımız bile kadın." Ya, biz Cahiliye'den mi geliyoruz, engizisyondan mı geliyoruz ki bununla avunalım. "Tarihin ilk kadın hükümdarlarını, ilk kadın komutanlarını yetiştirmişiz ama binlerce yıl sonra bir kadın Cumhurbaşkanı niye olmadı, bir kadın Meclis Başkanımız, Cumhurbaşkanı Yardımcımız niye olamadı?" diye soracağımıza olabildiği kadarına şükretmekle meşguller, gerçekten yazık.
Ben bir kadın olarak AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin'in sırf -haklıydı da- Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'a sahip çıktı diye bir günde nasıl 53 bin tehdit ve hakaret "tweet"ine maruz kaldığını, uğradığı linci unutmadım. Böyle mi kadın var olacak siyasette?
Seksen dokuz yıl önce bu ülkeyi, kadını yerlerde sürünmeye değil, göklerde yükseltmeye layık gören bir anlayış yönetiyordu; bugün kadının fıtratında kölelik olduğunu savunan bir anlayış, iş isteyen kadına evini işaret eden bir anlayış, kadının katliyle değil katledildiği saatte dışarıda ne işinin olduğuyla ilgilenen bir anlayış yönetiyor. Kadına karşı sergilenen hadsizliği bundan bağımsız değerlendiremiyorum. Kadının temsilde eşitliği, her şeyden önce temel hak ve hürriyetler erkek hakkı olmadığı için önemlidir ama bir de neden önemlidir biliyor musunuz? Hani her cümlede "toplumun çelik çekirdeği aile" deniyor ya, onun da temeli kadın; işte, o çelik çekirdeği düzenleyen yasalar temelden yoksun olursa toplum çökmeye mahkûm olacağı için, toplum çökmesin diye önemlidir. Kadın siyasette daha çok ama erkekleşmeden, mahallesince formatlanmış bir robota dönüşmeden daha çok olursa bu ülkenin kuytularında muhtaçlıktan kaçak karanlık yapılara teslim edilen ve her gün bir yenisinin haberini aldığımız istismar edilen çocukların sessiz çığlığını duyar; hiçbir duvar, hiçbir çıkar, hiçbir hatır onu sağırlaştıramaz. Kadın siyasette kadın gibi var olursa çocukların yatağa aç girdiklerini bile bile öyle değilmiş gibi yapmaz, yapamaz; onların nasıl inim inim inlediğini duyar. Kadın toprağı da suyu da buğdayı da ayçiçeğini, çeltiği, fındığı da duyar; tencerenin kaynamamasının o büyük resimle alakasını herkesten iyi kurar. Üniversite öğrencileri açlıktan intihar etmez. Kimse öksüz kız çocuklarını fuhşa zorlayamaz. Kimse ÇODEM'lerde kalan çocukları uyuşturucuya sürükleyemez. 2 yaşındaki bebeğe tecavüz edildiğini duyuran gazeteci değil, tecavüzcü olur siyasetin hedefi kadın eğer siyasette daha çok olursa. Kadın ama Türk kadını hasletini kaybetmemiş kadın siyasette olursa hainin hiçbir mecrada kontenjanı olmaz bu ülkede.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Hamşıoğlu.
SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum.
O kadın, onu mütareke İstanbul'unda sömürge komiserlerinin masalarına meze olmaktan kimin kurtardığını bilir. Antep'in minarelerinde izleri var hâlâ, ezanı işitebiliyor olmasını kime borçlu olduğunu bilir. Okulunu, mesleğini, bireyleşebilmesini, onu kasaturalarla karnının deşilmesinden, tandıra atılan çocuklarının etini yemeye zorlanmaktan kimin kurtardığını bilir. Kadın, kadın olarak kalabilirse eğer siyasette vicdandır, vefadır, hakkaniyettir ve bize, bugün en çok lazım olan da budur. Dolayısıyla, onun önüne çıkan engelleri; o engellerin kaynağı olan sosyoloji mi, ekonomi mi, inanç mı, ideoloji mi neyse bulup çıkarıp yok etmeye dönük önergemize desteğe davet ediyoruz hepinizi. Kadını var edin ki var olabilelim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)