GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:06.12.2023

MEHMET ATMACA (Bursa) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, 6'ncı madde konut edinme ve finansmanıyla ilgili bir madde. Bu maddenin neden konulduğunu anlamak mümkün değil çünkü artık krediyle ev sahibi olabilmek imkânsız hâle geldi. Ben kısa bir araştırma yaptım, bugün, Ziraat Bankasından kullanılacak 3 milyon TL'ye karşılık on yıl vadeyle alınacak bir kredi için aylık ödenecek taksit miktarı 117 bin TL'dir. 117 bin TL'yi ödeyebilecek sabit gelirli kamu ya da özel sektör çalışanı var mı? Yok. Bu münasebetle "finansmanı kolaylaştırmak" diye bir şey yok, bunu ne kadar kolaylaştırabilirsiniz? Bugün, yeni yapılmış bir yapının 4 milyondan aşağıya satılması mümkün değildir, bunun yüzde 75'ine kredi kullanmak isteyen vatandaşın bunu ödeyebilme imkânı yoktur. Mevcut ücret politikalarıyla artık çalışanların ev sahibi ya da araba sahibi olabilme hayalleri hepten bitmiştir; bu ekonomik düzenle, bu gelir düzeyiyle bu mümkün değildir.

Yine, tabii ki neden bu kadar fazla konut ihtiyacı oluşuyor, efendim, bunun da araştırılması gerekiyor. Aslında, bunun temel sebebi, nüfus planlamasının doğru yapılmamış olmasıdır. Maalesef, iç ve dış kaynaklı göçlerden ötürü bir kısım kentlerde öngörülenin üzerinde korkunç bir nüfus yığılması varken ülkenin büyük bir kısmında maalesef, bomboş evler duruyor. O yüzden, bu planlanamadığı için aşırı konut ihtiyacı meydana gelmiş, buna karşılık da arsa bedelleri korkunç şekilde artmış durumdadır. Bugün, en mütevazı ilde bile arsa payı, daire başına 1,5 milyon lirayı geçmektedir. Bugünkü inşaat maliyetleri de dikkate alındığı vakit -zaten enflasyondan çok çok fazla, kat kat fazla bir artış vardır- örneğin, inşaatın temel malzemesi olan betonun fiyatı son iki yılda 5,5 kat artmıştır. Bu maliyet artışları dikkate alındığında, mütevazı, 100 metrekare bir evin sadece inşaat maliyeti 2,5-3 milyon TL'dir. Arsa maliyetini de kattığınız zaman, bir de efendim, müteahhit kârını da ilave ettiğiniz zaman 4-5 milyondan aşağı yeni yapım dairenin satılması mümkün değil. Peki, bırakın memuru, işçiyi, esnafı, bugün, biz milletvekillerinin, sadece milletvekili maaşına bağlı yaşayan bir milletvekilinin bile bu şartlarda 5 milyon TL'lik daireyi satın alma ihtimali yoktur. Bu yüzden, bu maddenin bu torbaya neden konulduğunu anlamak mümkün değildir.

Bizim yeniden kentlerimizi tasarlama ama tasarlamadan önce nüfus öngörülerinde bulunmak mecburiyetimiz vardır. Biz, efendim, bir şehirde on yıl sonra, yirmi yıl sonra, elli yıl sonra kaç insanın yaşaması gerektiğine önceden karar vermek durumundayız çünkü kentin bütün planlaması, ihtiyaçları buna göre tasarlanmak zorunda. Maalesef, diğer bütün alanlarda olduğu gibi kentleşme ve konut temini konusunda da Hükûmetin hiçbir planı ve programı yok. Gelinen nokta, maalesef, artık içinden çıkılamaz hâle gelinmiş ve iş hayatına yeni girmiş ya da sabit ücretle çalışan hiçbir insanımızın ev sahibi olabilme hayali kurması bile mümkün değildir.

Tabii ki inşaat sektörü aslında tek başına bir sektör değildir. Ülke ekonomisinin kalkınması lazım ki insanlar kazançlarıyla yatırım yapabilsin ve ev alabilsin. O yüzden, bunun tek başına değerlendirilmesi doğru değil. İnsanların tekrar borçlanmaya takati maalesef ve maalesef kalmamıştır. O yüzden, biz bu maddenin burada gereksiz olduğunu düşünüyoruz.

Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)