| Konu: | GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2013 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önergenin gerekçelerini sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum.
Az önce, Milliyetçi Hareket Partisi adına konuşan arkadaşımızın da belirttiği gibi, eski hâli çok net bir şekilde "Odalar ve Borsalar Birliğinin ilgili kuruluşları Bakanlık denetimine tabidir." şeklindeki? Yine, bu, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin çıkardığı kanunla bu şekildeydi ama o kanun daha sonra bugün değiştirilmek isteniyor. Yerine konulan madde, mevcudu ileriye götürmüyor, eski hâli neydi bir daha hatırlatalım: Eskiden bu kurumlar denetlendiğinde, tutulan müfettiş raporları Bakana sunulur; Bakan eğer o raporlarda suç unsuru görüyorsa savcılığa sevk eder, savcılık bu raporda -kendisi için- dava açılması gereğini görüyorsa davayı açar ve dava sonucunda karar verilirdi. Bu, adalet mekanizması içerisinde yöneticiler açısından adil bir yargılama sistemiyle sonuç alınmasıydı.
Şimdi, ne yapacaksınız: Müfettiş raporu Bakana sunulacak, Bakan gerekli gördüğünde -zaten diğer çalışanlarını anında görevden alabiliyor- yönetime seçilmiş insanları, iki ay içerisinde mahkemeden sonuç alarak görevden alabiliyor. Peki, bu mahkeme nasıl işleyecek? "İki ay içerisinde basit usulde yargılama" dediğimiz sistem nedir? Bakacağı şey, müfettiş raporudur. Bu mahkemelerin yoğunluğunda başka bir şansı var mıdır iki ay içerisinde karar verebilmesi için? Bu anlamıyla, siyasete ciddi bir şekilde bu kurumlar üzerinde bir baskı gücü oluşturan olaydır.
Değerli arkadaşlarım, bu konuda, az önce bir soru soruldu "TOBB niye bu konuda sessiz kalıyor?" diye. Gerçekten bu, hepimizin sorması gereken bir sorudur. Razı olduğu, bunu demokratik bulduğu için mi susuyor, yoksa konuşmaktan çekindiği için mi susuyor? Bu konuda, Sayın Bakana bir şey söylemek istiyorum: Sayın Bakanım, bir ülkenin ekonomisinin gelişmesinde bir iktidarın o ekonomik aktörlere kredi vermesi, teşvik vermesi, vizyon vermesi önemlidir, o ülkeyi kalkındırır ama girişimci için, sanayici için, tüccar için en vazgeçilmez şey, sermayenin ve teşviklerin de ötesinde doğru, dürüst ve hukuki altyapısı olan bir girişimci ortamıdır. Eğer adil ve demokratik bir girişim ortamı yoksa, o ülkenin ekonomisinde büyük gelişme ve kalkınmayı sağlayamazsınız. Onun için, meslek örgütlerinin demokratik ortamı sağlamasında hassasiyetle davranmamız lazım.
Peki, biz ne öneriyoruz? Nasıl bir durum öneriyoruz? Önerdiğimiz şey, sizin kanun hükmünde kararnameyle çıkardığınız bir denetim mekanizmasını öneriyoruz, siz çıkardınız bu denetim mekanizmasını. Bu konuda, bu denetim mekanizması ne getiriyor? Bu denetim mekanizması, çağdaş bir denetimi getiriyor. Bu denetim mekanizmasının, bu anlamıyla, bakanlıkları reddeden bir anlayışı da yok. Örneğin, bu anlamıyla bu denetimlerde tüm bakanlıkların desteğini alabiliyor ama en önemli konu, bu konuda denetimin sonucunda doğan sorumluluk. Bakın, bunu size okumak istiyorum Sayın Bakan. "Bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler, denetledikleri finansal tablo, bilgi ve raporlara ilişkin olarak hazırladıkları bağımsız denetim raporlarının denetim standartlarına aykırı olması ile ilgili bu raporlardaki yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan hukuken sorumludurlar." yani hukuki bir sorumluk veriyor. Bu konuyu konuşurken, bu öneriyi getirirken de yıllarca devlette görev yapmış Grup Başkan Vekilimiz Sayın Akif Hamzaçebi'yle konuştuk. Ondan, bu konuda en doğrusunu yapabileceğimiz önerileri almaya gayret ettik ve çıkan sonuç budur. Buna, sizin "Katılmıyoruz." demenizi, Türk demokrasisi ve Türk ekonomik hayatı için doğru bulmuyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)