GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Manisa Milletvekili Özgür Özel'in 36 sıra sayılı 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 37 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:11.12.2023

BAŞKAN - Sayın Özel, müsaade ederseniz, konuşmanızın başında beni Meclis Başkanlığının tarafsızlık alanına hapsederek iki konuda benim cevap vermem gereken konulara girdiniz. İç Tüzük'ün 64'üncü maddesine göre...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Efendim, 64'üncü madde "Meclis Başkanı tartışmalara katılamaz." diyor.

BAŞKAN - İç Tüzük'ün 64'üncü maddesine göre konuşuyorum, burada.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - İşte burada, 64'üncü madde diyor ki: "Meclis Başkanı tarafsız şekilde..." (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Hemen arkasından da diyor ki: "Kişisel savunma hakkı saklıdır." "Meclis Başkanı için kişisel savunma hakkı saklıdır." diyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Özel'le... (CHP sıralarından gürültüler)

Ben dinledim, bakın, kemal-i edeple dinledim, sizin de dinlemenizi beklerim.

Sayın Özel, telefon etti, doğrudur, dedi ki: "Bu konuyla ilgili bir Danışma Kurulu toplantısı yapalım." O gün Filistin Meclis Başkanını ve heyetini ağırlayacağımızı kendisine söyledim ve "Eğer vakit bulabilirsek belki o tören bittikten sonra olabilir." dedim. Öyle mi? Ama ne saat üç dedik ne saat beş dedik. O sırada -Bekir Bozdağ burada, o gün Meclisi yönetecek olan Bekir Bozdağ- Bekir Bozdağ'ın Meclisteki diğer partilerin Grup Başkanları ve Grup Başkan Vekilleriyle bir toplantı yaptığını gördüm ve zaten böyle bir toplantı yapılmasına gerek kalmadı. Ali Mahir Başarır Bey'e de telefon ederek bu durumu paylaştım ama bizim maksadımızın dışında, saat verilerek sanki o gün bir toplantı sözü verilmiş gibi bir hava oluşturulmaya çalışıldı. Meclis Başkanı olduğum için şimdiye kadar buna cevap vermedim, bunun böyle bilinmesini arzu ederim.

İkincisi -sesim dolayısıyla kusura bakmayın- en başta söylediğim şey, yine Meclis Başkanının tarafsızlığıyla elimi kolumu bağlıyorsunuz, keşke şöyle serbest bir ortamda, istediğiniz her ortamda Türkiye'deki verilen siyasi mücadelenin hangi badirelerden geçerek bu noktaya geldiğini şöyle aklıselim bir şekilde tartışma imkânımız olsa ama sözlerinizde şu çağrışımı da asla kabul etmediğimi ifade etmek isterim: Sanki Sevr'i savunanları savunuyormuş gibi...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aynen.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Öyle.

BAŞKAN - ...ya da Amerikan, İngiliz mandacılarını savunanları savunuyormuş gibi bir hâletiruhiye içerisinde olmayın. (CHP sıralarından gürültüler)

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Tam olarak öyle.

BAŞKAN - Müsaade eder misiniz.

Değerli arkadaşlar, yakın dönem siyasi tarihine ilişkin 6 tane olayın sadece ismini vereceğim, bu olayın yanında kimler vardı, kimler karşısındaydı, bunları araştırmak da herhâlde Türk siyasetiyle ilgilenenlere düşer. Osmanlı döneminde...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Size yapılan sataşma Can Atalay üzerine Sayın Başkan...

BAŞKAN - Kusura bakmayın...

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Sizin işiniz değil o, AK PARTİ Grubu cevaplasın, siz değil.

BAŞKAN - Hayır, hayır; benim şahsımla ilgili.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sizin şahsınızla ilgili değildi o ama.

BAŞKAN - İsim vererek söyledi.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Hayır, değildi.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu ve yürütme burada, onlar kendileriyle ilgili alanda istedikleri cevabı verirler, ona karışmam.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen niye cevap veriyorsun?

BAŞKAN - Ben cevap vermiyorum, benimle ilgili söylediği konuyla ilgili açıklama yapıyorum.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Yaptınız, bitti.

BAŞKAN - Birinci açıklamayı yaptım.

İkincisi: Değerli arkadaşlar, 6 tane olayın ismini veriyorum, bunların 3 tanesi Osmanlı döneminde oldu, 3 tanesi Cumhuriyet Dönemi'nde oldu.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Buna niye cevap veriyorsunuz Sayın Başkan?

BAŞKAN - Bunlardan birincisi Babıali Baskını'dır, bunlardan bir diğeri Feriye Baskını'dır, bir diğeri ise Abdülhamit Han'ın hallidir. Bu üç olayın arkasında kim var, yanında kimler var, bunları araştırın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, bu ne demek oluyor? Biz mi varız? Ne demek bu? Biz mi varız? Ne demek bu? Kim var, anlamadık.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Biz mi varız? Kimi suçluyorsunuz? Kimi suçluyorsunuz Sayın Başkan?

BAŞKAN - Müsaade ederseniz...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, böyle bir Meclis Başkanlığı olur mu? Ne demek bu?

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Bu, tarafsızlığa aykırı, bu yaptığınız tarafsızlığa aykırı.

BAŞKAN - Hayır, hayır; sizi kastetmiyorum, sizi kastetmiyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, siz AKP'nin Grup Başkan Vekili değilsiniz, siz Meclis Başkanısınız.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Bu, tarafsızlığa aykırı! Bu yaptığınız tarafsızlığa aykırı!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Burada Grup Başkanları var, olmaz!

BAŞKAN - Ama kusura bakmayın, 64'üncü maddeye göre konuşuyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Hayır Başkan, olmaz, hayır!

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Ne saygısızsınız, ayıp ya!

BAŞKAN - 64'üncü maddeye göre konuşuyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu, size bu hakkı vermiyor, vermiyor!

BAŞKAN - Sayın Başarır, hangi konuda hangi hakkım olduğunu biliyorum. 64'üncü maddeyi açın, okuyun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, 64'üncü madde sizinle ilgili bir konuda bu hakkı veriyor.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Otur yerine, otur!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Siz AKP Grup Başkan Vekili değilsiniz, siz Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanısınız.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Saygısız!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar...

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Kendi grubunu savunuyorsun.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar...

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Grup Başkan Vekili değilsin!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Numan Bey, buyurun bu tarafa, buyurun bu tarafa! Grup Başkan Vekili olun, buyurun buradan konuşun.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Buyurun, dilediğiniz kadar konuşun!

BAŞKAN - Gökhan Bey, şimdi...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bu ne ya! Ya böyle bir şey olur mu! Yani siz bizi Abdülhamit'i halledenler olarak mı anlatmaya çalışıyorsunuz? Ne demek bu!

BAŞKAN - Ya, kusura bakmayın.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Neyle suçluyorsunuz?

BAŞKAN - Eğer benim ismimi vermeseydiniz...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Sizin isminizin verildiği başlık Can Atalay ama...

BAŞKAN - Bakın, benim ismimi vermeseydiniz hiçbir şey demezdim.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Siz AKP Grubunu savunuyorsunuz, kendinizi savunmuyorsunuz.

BAŞKAN - Benim ismimi vermeseydiniz bu cevabı vermezdim.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Can Atalay'la ilgili verilecek cevabınız olmadığı için mi başka şeylere cevap veriyorsunuz?

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Siz AKP Grubunu savunuyorsunuz.

BAŞKAN - Öyle görüyorum ki Cumhuriyet tarihinde de 3 tane mesele var. 1960 darbesi, 28 Şubat darbesi ve 27 Nisan muhtırası var; bunların yanında da kim var, bunların karşısında kimler var? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)