| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 16.12.2023 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA SÜMEYYE BOZ (Muş) - Ekranları başında bizi izleyen değerli halklarımız, cezaevlerinde bulunan ve direnen yoldaşlarımız, Sayın Başkan ve Genel Kurul; sosyal yardımdan ve sosyal yaşamdan siyasete, ekonomiden idareye bütün toplumu derinden, birebir ilgilendiren bir bakanlık olan İçişleri Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz. Öyle ki sadece İçişleri Bakanlığı değil, göç ve mülteci meselesi, Rojova'daki faaliyetler, IŞİD ve uluslararası baronlarla kurulan ilişkilerden dolayı Dışişleri, zaman zaman Savunma Bakanlığı ve söz konusu muhalefet olduğunda da Adalet Bakanlığının konularına da el atan bir İçişleri Bakanlığından bahsediyoruz. El attığı meseleler nelerdir peki? Örneğin Rojova'daki faaliyetlerdir, iktidarın yayılmacı ve işgale varan faaliyetleridir ve İçişleri Bakanlığı eliyle de derinleştirilmesidir bu meselenin.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - PKK'ya yapıyoruz, niye rahatsız oluyorsunuz ki?
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Şimdi, iktidar yetkilileri oradan, işgallerle ilgili konuya tabii ki itirazlarını iletecekler ancak hamisi oldukları çetelerin onları beslerken, başka bir ülkenin topraklarında konumlanmaları ve o topraklardan çıkmamaları başka ne anlama gelir, ne demektir, bunu da buradan soralım.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - PKK'ya yükleniyoruz, niye rahatsız oluyorsun?
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Peki, neden "işgal" diyoruz, bunu anlatalım arkadaşlara, belki anlarlar. Çünkü Türkiye askerî müdahaleyle Rojava topraklarına girdi, askerî müdahaleyle Afrin'i, Rojava'yı, Gresipi'yi ve tabii ki Serekaniye'yi ilhak etti. Bu durumda buna başka ne denir?
YAHYA ÇELİK (İstanbul) - "Ülkeyi korumak" denir. Amerika'nınkine niye demiyorsun, Amerika'nınkine?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Başka ülkenin vekili misin?
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Eğer zorunuza gidiyorsa, işgal için "ilhak" diyelim, sömürge için "müstemleke" diyelim; işinize gelecek mi, ses çıkarmayacak mısınız?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Siz başka ülkenin vekili misiniz?
YAHYA ÇELİK (İstanbul) - Çıkarmayacağız. Amerika'dan gelenlere de bir söz söylesene, Rusya'dan gelenlere söz söylesene!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - İşiniz gücünüz kelime oyunu zaten.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - PKK'ya söylüyoruz, niye rahatsız oluyorsun?
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Şimdi, Türkiye işgal edilen bölgelerde atanan sömürge valisi, kaymakam ve memurlarıyla kurumsallaşarak yerel yönetimlerde kolluk güçleriyle beraber kurulmasını koordine ettiğini ve Türkiye'nin güdümünde olan, kontrolünde olan bölgelerde okul, PTT, hastane inşa etmek, elektrik sağlama ve aynı zamanda memurların maaşını ödeme, bununla birlikte birçok yatırımlar yaptığına tanık oluyoruz, bunları yaptığını da biliyoruz ve bu meselelerin mülteci meselesini, göçmenlik meselesini daha da derinleştirdiğinin farkındayız. Şimdi, bu işgallerle yaklaşık 400 bin sivil halk yerinden edildi, göçe zorlandı ve mülteci durumuna getirildi. Aynı şekilde, Afrin'den götürülen bu 400 bin kişinin yerine Arap ve Filistin halkı yerleştirildi ki bunlardan bazılarının Hamas olduğu ifade ediliyor ve böylelikle o bölgede Kürt nüfusunun yüzde 25'e kadar azaldığını biliyoruz. İşte, bu zihniyet kendisini Kürt'ün olduğu her yerde gösteriyor; Rojava'da ve aynı zamanda Konya'da. "Biz ülkücüyüz, siz Kürtleri buradan kaldıracağız." diyen zihniyette de görüyoruz bunu.
MEHMET BAYKAN (Konya) - Ne zaman? Konya'da ne zaman oldu? İftira atma Konya'ya! Konya'ya iftira atmayın!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Göz göre göre Dedeoğulları'nı katleden ve bu aileyle ilgili işlem yapılmadığını görmüş oluyoruz.
MESUT BOZATLI (Gaziantep) - Kullanmayın o ifadeyi, kullanmayın. Alakası yok!
MEHMET BAYKAN (Konya) - Konya'da Türk-Kürt kardeş, yan yana yaşıyor.
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Aynı zihniyet nasıl ki Konya'da vardır, Rojava'da da katliamlarla, asimilasyonla kendini gösteriyor.
MEHMET BAYKAN (Konya) - Konyalı Sağlık Bakanı orada oturuyor. İftira atmayın! İftira atmayın! Düzeltin!
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - PKK çocukları götürürken niye sesinizi çıkarmıyordunuz?
MEHMET BAYKAN (Konya) - Mevlâna şehri Konya'ya iftira atamazsınız! İftira atma!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Cumhuriyetle beraber Türkiye'de köy isimlerinin değiştiğini biliyoruz. Sürgün, Türkçe dilinin zorla dayatılması...
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - PKK Kürt köylerine saldırmadı mı?
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Öğrenirsiniz, her şeyi öğreteceğiz size, her şeyi.
MEHMET BAYKAN (Konya) - Konya'da Türk-Kürt yan yana, kardeş kardeş yaşıyor. Benim Kürt akrabalarım var.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hayvanları alıp götürdü PKK.
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - ...Rojava'da da demografik yapının değiştirilmesi...
MEHMET BAYKAN (Konya) - Siz bu ülkenin düşmanısınız. "Türk-Kürt kardeştir."in düşmanısınız!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - ...ve aynı zamanda Afrin'de okullarda Türkçenin zorunlu dil hâline getirilmesi de bunun en önemli, en birinci göstergelerinden biridir.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Kürtlere en büyük kötülüğü siz yaptınız, PKK'ya destek vererek en büyük kötülüğü siz yaptınız.
YAHYA ÇELİK (İstanbul) - Giden öğretmenleri öldürmeseydiniz olurdu.
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Bu politikalar yüz yıllık bölünmeme kaygısıyla hem ülke içinde hem ülke içinde hem ülke dışında Kürt düşmanlığından başka ne olabilir? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET BAYKAN (Konya) - Kafanı çevirip sağa bak, Konyalı Bakana bak. Utanmaz!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Bugün hâlâ Rojava'ya yönelik saldırılar devam ederken binlerce insan âdeta etnik temizlik olarak da nitelendirilebilecek bir şekilde yerlerinden ediliyorlar, bu faaliyetleri de İçişleri Bakanına buradan sorarız.
MEHMET BAYKAN (Konya) - Ah, eline yazılıp verilenleri değil de bilgilerini konuşsan var ya, sen de söyleyeceksin.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Sağ taraftaki Bakandan da utanmıyorsunuz ya!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - İçişleri Bakanı burada, o cevap verecek, siz susun.
İktidarın göçmenleri savaş mağduru olarak değil de Avrupa'ya karşı bir koz, ülkede ucuz iş gücü ve aynı zamanda istihdam, daha doğrusu iskân politikasının bir aracı ve tabii ki de Rojava'da ise bir nüfus politikası, bir toplum mühendisliğinin aparatı olarak gördüğünün altını çizmek gerekiyor. İşte, bu öyle bir mesele ki tıpkı Kürt meselesi gibi bir turnusol kâğıdı görevi görüyor. Politikalarını hayata geçirmek için mültecileri aparat olarak gören ve mültecileri pazarlık konusu yapan bu iktidar aynı şekilde ülke içinde de vatandaşlığı satışa çıkararak kendisine oy kazandığını, oy satın aldığını ve bir yandan da milliyet ve millet devşirdiğini düşünüyor. Ülke dışında da mültecileri aynı şekilde oraya yerleştirerek bir iskân politikasıyla oradaki Kürt nüfusunu azaltmanın derdinde, başka bir derdi yok. Geri gönderme merkezlerinde ise bir sürü saldırı var; milliyetçilik pompalanıyor ve bunun sonucunda ise başta kadınlar olmak üzere birçok göçmen orada saldırılara maruz kalıyorlar. Bizler ne iktidar gibi bunu pazarlık meselesi hâline getiriyoruz ne de muhalefet olduğunu ifade eden diğer partiler gibi bunu bir milliyetçi pompalama, milliyetçi bir palazlanma hâline getiriyoruz, bizim buraya yaklaşımımız başka.
Şimdi, küresel güçlerin kendi çıkarları uğruna bir savaşı olmamış olsa hiçbir halk bulunduğu yeri, evini, toprağını yurdunu terk etmek için can atacak değil, bunun bir sebebi vardır elbette. Bu yüzden de herkesin bir gün mutlaka mülteci olabilme olasılığına karşı bütün kesimleri burada duyarlılığa çağırıyoruz ve mülteciler üzerinden herhangi bir pazarlık yapılmamasını ve milliyetçiliğin pompalanmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Geri gönderme merkezlerinde insanlık dışı uygulamalar ve aynı şekilde sosyal yaşamda nefret suçları devam ederken, bir de bakıyoruz ki, bu ülke, aynı zamanda uyuşturucu baronlarının meskeni hâline gelmiş. Hırvat uyuşturucu baronu kırmızı bültenle aranmasına rağmen, Türkiye'de kendisine 250 bin dolar karşılığında bir daire satın aldığı ve bu daireyi satın alması karşılığında kendisine vatandaşlık verildiği ortaya çıktı. Uyuşturucu baronlarının yanı sıra, aynı zamanda bu ülke IŞİD'li üyelerin cirit attığı bir yer hâline geldi. Daha geçen yıl 16 IŞİD'liye vatandaşlık verildiği ortaya çıktı.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yalan! Arkadaşlar, yalan!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Bu olaylar basına yansıyana kadar hiçbir şekilde müdahale edilmedi. Bakın, Ankara'da, Ankara'nın göbeğinde küçük Ezidi bir kız çocuğu kendisini kaçıran IŞİD'li aileye teslim edildi ve Bakanlık eliyle yapıldı, hatta ve hatta bu işlemler IŞİD'li üyeyle ilgili, aileyle ilgili yargılama devam ediliyorken yapıldı.
YAHYA ÇELİK (İstanbul) - Bak, burada 1 Ekimde de bomba patlattılar. 1 Ekimde bomba patlattılar, onu da söylesene!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Burada bile aynı şekilde eğer müdahale edilmese, toplumsal anlamda bir muhalefet yaratılmamış olsa, hiç kimse müdahale etmeyecek, sesini çıkarmayacak. Hevrin Halef'i katleden, Birleşmiş Milletler tarafından savaş suçu işlediği ifade edilen, savaş suçu işlemekle suçlanan katilin Mardin Artuklu Üniversitesinden başka bir isimle mezun olduğu ortaya çıktı. Şimdi, bakıyoruz, bir tarafta geri gönderme merkezlerinde sınır dışı edilmekle tehdit edilen mülteciler, öte taraftan âdeta davet edilen uyuşturucu baronları ve IŞİD'liler. Özellikle son bir yıldır uyuşturucuya dair operasyonlar yapmakla övünüyorlar ancak sanki İçişleri Bakanlığı yeni kurulmuş da biz onların faaliyetlerini, uygulamalarını yeni yeni görüyormuşuz gibi davranıyorlar.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Uyuşturucuyu kim destekliyor PKK üzerinden? PKK'nın geliri nereden?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Boz, lütfen tamamlayın.
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Bakanlık bir önceki dönemin tüm suçlarına dair soruşturma açtı mı peki? Daha geçen gün önceki dönem İçişleri Bakanının bütün suçlularla çekildiği fotoğrafları gördük.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Sayın Bakanım, bir de ağlıyor bunlar ya!
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Peki, söylüyoruz; esas sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılacak mı yoksa bu operasyonlar Türkiye'nin gri listeden çıkarılmasını sağlamak için yapılan sözde operasyonlar mı?
Evet, uyuşturucu operasyonları yapılsın, yapılmasın demiyoruz.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hadi ya(!)
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Bu zamana kadar niye yapılmadı, onu soruyoruz. Bu insanlar, bu baronlar -madem yirmi bir yıldır suç işleniyordu- için niye bugüne kadar beklendi? Niçin bu durumun asıl sorumluları tutuklanmadı, soruşturma yapılmadı? Bu operasyonlar sonucunda suçluların siyasi ayağıyla ilgili herhangi bir işlem yapılacak mı? Bunu merak ediyoruz.
Son olarak şunu söylüyorum: Bu ülkenin her yerinde, her taşının altında, her toprağının altında bir faili meçhul cinayetin sonucu var. Bu yüzden de son faili meçhul olan "Gülistan Doku nerede?" diye soruyoruz, cevap vermek zorundasınız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)