Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 39 |
Tarih: | 18.12.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA HASAN EKİCİ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, geçen hafta Rahmetirahman'a kavuşan Hasan Bitmez Vekilimize yüce Rabb'imden rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun. Ailesine, yakınlarına, Saadet Partisine, millî görüş camiasına sabır ve başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün görüşmekte olduğumuz Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi kapsamında Gelecek-Saadet Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, gıda güvenliği ve tarım politikaları artık tüm dünyada ulusal güvenlik meselesi olmuştur, gıda uluslararası ilişkilerde stratejik bir unsur hâline gelmiştir. Diğer yandan, artan küresel ısınmaya bağlı olarak dünyayı ve tarımı tehdit eden kuraklık riski ülkemizi ve özellikle Konya Ovası'nı ciddi olarak tehdit etmektedir. Konya Ovası, Türkiye'nin en az yağış alan bölgelerinden biridir. Konya Ovası, kuraklığa bağlı olarak maalesef hızla çölleşmektedir. Yer altı suları yerin derinliklerine doğru çekilmektedir. Beyşehir Gölü, Tuz, Gölü, Seydişehir Suğla Gölü, Meke Gölü ve irili ufaklı birçok gölümüz ya tamamen kurumuş ya da hızla kurumaktadır.
Karapınar'da artan obruklar yakın gelecekte maalesef Konya şehir merkezinde de görülmeye başlanacaktır. İrili ufaklı yüzlerce obruk oluşmuştur; ovada su olmadığı için kırsaldan şehre göç de artmaktadır. Konya Ovası'nın susuzluğuna çare olmak amacıyla başlanan Konya Ovası Projesi, kısa adıyla KOP, Konya'mızın ve Türkiye'nin yüz yıllık rüyasıdır. Konya Ovası'nın sulanması çabaları ilk olarak Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit döneminde başlamıştır. KOP, sadece bir Konya projesi değil, bir Türkiye projesi, bir dünya projesidir. KOP'la sadece Konya değil, 6 tane il sulu tarıma geçecektir. Ülkemizin gıda güvenliği ve gıdada kendi kendine yeterliliği KOP'la sağlanacaktır.
Ne yazık ki, Konya Ovası Projesi, Gelecek Partisi Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlıktan ayrılmasından sonra tam bir yılan hikâyesine dönmüştür. Konya Ovası Projesi'nin ilk aşaması olan çiftçilerimizin büyük umutlarla beklediği Göksu Nehri'nin suyu hâlâ ovaya akıtılamamıştır. Göksu Nehri havzasında yapılan Afşar, Eğiste ve Bozkır Barajlarındaki suyun, Apa Barajı'ndan Hotamış Depolama Alanı'na taşınması için 2013 yılında Apa-Hotamış Kanalı Projesi'ne başlanmıştı. Konya Ovası'nın makûs talihini değiştirecek bir projeydi. Projenin hayata geçirilmesiyle Çumra ve Karapınar bölgesinde tarımsal üretim ve çeşitlilik artacaktı. 125 kilometrelik Apa-Hotamış Kanalı geçtiğimiz on yıl içerisinde tam bir yılan hikâyesine döndü, daha doğrusu koca bir yalan hikâyesine döndü. 2017 yılında bitirilmesi gereken proje yıl 2023 oldu, hâlâ bitirilemedi. Düşünebiliyor musunuz, on yıldır bitirilemeyen bir kanal. Aslında, 2017 yılında kanalın bitirildiği duyuruldu, iktidar yetkililerinin de katıldığı bir törenle kanala su verildi ancak kanalın birçok yerinde büyük çökmeler oluştu ve kanala su verilmesi kesildi. Bir iki yıl içerisinde çöken yerler onarıldı, 2019 yılında kanala yeniden su verildi ama kanalda yine çökmeler meydana geldi ve su yine kesildi. Her yıl kanala su veriliyor; ne zaman su verilse kanal çöküyor, hem de bırakılan su çok düşük debi olmasına rağmen. Kamuoyunda gündeme gelen iddialara göre kanal yapan firma betonu çok ince atıyor ve çökmeler bu yüzden yaşanıyor. İktidarın milletvekilleri her yıl "Su gelecek." diye çiftçilerimizi avutuyorlar, kanala her yıl göstermelik bir su veriliyor ama sonuç yok, su yok. Özellikle Çumra ve Karapınar çiftçisi Hotamış depolamasına bırakılacak suyu dört gözle bekliyor fakat suyun gelmesi geciktikçe çiftçinin de umutları tükeniyor; yer altı suları sürekli çekiliyor, enerji masrafları almış başını gidiyor. 2023 yılına geldik ama hâlâ su yok. Şimdi, gazete haberlerinden öğrendiğimize göre kanaldaki çökmelere çözüm bulunamamış. Kanalın suyu taşıyamaması nedeniyle suyun artık açık kanalla değil de kapalı boru sistemiyle taşınmasına karar verilmiş yani milyarlarca TL'ye yapılan Apa-Hotamış Kanalı çöpe atılmış, yine milyarlarca TL'ye mal olacak yeni bir kapalı boru sisteminin inşaatına başlandı. Milletimizin alın terinden toplanan vergiler basiretsiz, liyakatsiz, hesap vermeyen iktidarın ve onun bürokratları eliyle çarçur ediliyor, israf ediliyor. Milletimiz Apa-Hotamış Kanalı Projesi'ni başarısızlığa uğratan, yandaş müteahhitlerden hesap sormayan ve liyakatsiz bürokratları görevden almayan bu iktidardan kamu zararının, israfın ve savurganlığın hesabını mutlaka soracaktır.
Yine, KOP Projesi'nin bir diğer ayağı olan ve yapımına 2012 yılında başlanan Afşar-Hadimi Tüneli de yıllardır tamamlanamadı. Afşar Barajı'nda 2019 yılında gövde inşaatı tamamlandıktan yaklaşık iki yıl sonra su tutulmaya başlandı. Suyun geç tutulması nedeniyle Afşar Barajı'nın betonlarında çözülme ve çürümeler olduğunu 2021 yılında yerinde inceleyerek şahit olmuştuk. Gelecek Partisi Konya İl Başkanlığı olarak Afşar Barajı'nın durumunu kamuoyuna taşımamızın ardından 2021 yılında barajda göstermelik olarak su tutulmaya başlanmıştı ancak Konya Ovası susuzluktan kururken, çiftçilerimiz zor günler yaşarken yine plansızlık, ihmaller ve liyakatsizlik nedeniyle Afşar Barajı'nın suyu bir türlü Konya Ovası'na akıtılamadı çünkü Afşar Barajı'nda toplanan suyu Eğiste Barajı'na taşıyacak 18 kilometrelik Hadimi Tüneli de yıllardır bitirilemedi. Tünelin bitmemesi Afşar Barajı'nın kaderine terk edilmesine sebep oldu. Konya Ovası için önem taşıyan bir su tünelinin iktidar tarafından on bir yıldır hizmete açılamaması Hadim ve Taşkentliler kadar ovada su bekleyen çiftçilerimizi de derinden yaralamaktadır. Konya Ovası ve Konya'nın geleceği iktidar tarafından kaderine terk edilmiştir. Sayın Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu Başbakanlık görevine devam etmiş olsaydı Konya Ovası Projesi Konya'mıza ve Türkiye'mize şimdiye kadar çoktan kazandırılmış olacaktı. Konya Ovası Projesi tamamlanmış olsaydı Konya Ovası'ndaki tarımsal verimlilik ve çeşitlilik artacaktı, çiftçilerimiz daha fazla üretim yapacaktı, katma değeri yüksek ürünler üretilecekti; böylece gıdada ithalata bağımlılık azalacaktı, çiftçilerimiz suya ulaşmak için 300-400 metre derinliğinde kuyu açmak zorunda kalmayacaklardı, elektrik başta olmak üzere enerji maliyetleri düşecekti.
Konya Ovası Projesi'ni ihmal eden iktidarın önceliğinde şimdi Kanal İstanbul Projesi var. Bir grup imar rantçısının menfaati için Kanal İstanbul'u yapıyorlar. Oysa Kanal İstanbul Projesi'nin üçte 1'i maliyetine Konya Ovası Projesi'ni tamamlamak mümkün. Buradan iktidara çağrıda bulunuyorum: Gelin, sınırlı bütçe kaynaklarımızı Kanal İstanbul gibi rant projelerine değil, geleceğin stratejik alanları olan gıdaya, tarıma, çiftçimize ve en önemlisi suya ayıralım yani 85 milyonun ortak geleceğine ayıralım. Gelin, Kanal İstanbul Projesi'ne derhâl son verelim, Kanal İstanbul Projesi'ne ayrılan bütçeyi Konya Ovası Projesi'ne ve ülkemizin diğer sulama projelerine kullanalım. Bütçemizi çevre havzalardaki Fırat'ın, Kızılırmak'ın ve diğer nehirlerin suyunu İç Anadolu havzasına taşımak için kullanalım çünkü geldiğimiz nokta itibarıyla Konya Ovası'nın kurtulması için bu bir zorunluluktur. Gelin, artan kuraklıkla birlikte tarımda kendi kendimize yeterliğimizi artırmak ve gıda güvenliğimizi sağlamak için Konya Ovası Projesi'ni bir an önce tamamlayalım, milletimizin kaynaklarını yine milletimiz için kullanalım, çiftçilerimiz için kullanalım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)