Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 9'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 41 |
Tarih: | 20.12.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Burada 2022 yılı kesin hesabını, 2024 yılı bütçesini görüşmek üzere toplandık. Ne var ki bu bütçe tarihte unutulmayacak sahnelere şahit oldu. Asla görülmemesi gereken her şey görüldü, işitilmemesi gereken şeyler işitildi ve unutulmayacak bir anıyla hafızalara kazındı. Elbette, halkımız, milletimiz bütçeden çıkacak sonucu bekliyor. Acaba bu bütçe derdime derman olacak mı, hangi yarama merhem olacak diye bekliyor ama görüyoruz ki bütçede böyle bir öngörü maalesef yok.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı hakkında konuşuyoruz. Tereddütsüz ki mahir olunan en önemli konu özelleştirme. Her şeyi satmaya çok mahir AK PARTİ, bugüne kadar, limanları, sanayi kuruluşlarını, stratejik tesisleri, havaalanlarını, yolları, köprüleri, bankaları, sigorta şirketlerini, toprağımızı, her şeyi ama her şeyi sattı. Daha ötesi, bize güvenen Suriyeliler satıldı, dava satıldı, hiç olmazsa Filistin'i satmayın arkadaşlar, öncelikle buradan başlamak isterim.
Değerli milletvekilleri, buraya çıkan iktidar mensubu arkadaşlar bütçe savunmasına başlarken -bağışlayın "şımarık" tabirini kullanmak istemiyorum ama- bir kibir ve gururla, 22'nci bütçeyi yapmış olmaya ısrarla dem vuruyor. Elbette bu milletin size verdiği yetkiye şımarıklık yaparak değil, belki teşekkürle karşılık verilebilir. Bütçenin sayısı değil içeriği, rakamlar önemli olmalıdır; ne var ki burada hiçbir konuşmacıdan "Şu alana, şu kadar miktar yatırım öngördük, bütçe tahsis ettik." gibi, böyle bir mukayese hiçbir şekilde yapılmadı. Aranızda rektörler var, profesörler var, YÖK bütçesi görüşülürken bekledim ki Şehir Üniversitesine yapılan müdahaleye tepki göstersinler, bilim adına "Yapılan yanlıştır." desinler; ağızlarını açmadılar. Aramızda hukukçular var, Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken, ülkemizde yapılan KHK zulmünden, haksızlıklardan, hukuk dışı müdahalelerden hiçbirisi söz etmedi.
Biz aslında burada bütçe yapıyoruz ama aynı zamanda bir israf içerisindeyiz. Binlerce sayfalık baskıyı, kâğıdı, defteri gönderdiniz, hiçbiriniz içeriğini okumadınız, okumadık çünkü burada, noktasına ve virgülüne dokunulamadan bir bütçe aynen geldi, geçiyor. Bugüne kadar -bütçe öncesinde de- insafla, vicdanla yaklaşıldığında "Mutlaka buna 'evet' dememiz gerekir." dediğinize çok emin olduğum hâlde tek bir konuda bile "evet" demediniz. Yüzlerce defa haklı bir taleple de gelsek eğer bunu muhalefet getiriyorsa kökten karşısınız, bu bütçeye de hiçbir şekilde müdahale edemedik.
Bu bütçede istihdam yok işsizlik var, bu bütçede yatırım yok yandaş var, üretim yok ithalat var, bütçede adalet yok ama bir kişiye 10 maaş var, bütçede kalkınma yok ama çok bol miktarda faizciler var, bu bütçede EYT'liler, emekliler, asgari ücretliler, memurlar yok rantçılar var, bu bütçede depremzedeler yeterince yok ama müteahhitler fazlasıyla var değerli arkadaşlar.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı -tutanakları incelemenizi tavsiye ederim buradaki bütçe konuşmasında Maastricht Kriterlerine göre bütçe açığı yüzde 3'ün üzerinde olursa "iflas" deniyor- "2022'de bütçe açığımız millî gelire oranla yüzde 1'di. (Alkış)" dedi. Ama 2024 hedefi yüzde 6,4 arkadaşlar, iflasın tam 2 katı, 2 katı; 2 defa iflas etmiş durumdayız önümüze konulan hedeflere göre ki evdeki hesap da çok defa çarşıya uymaz.
Üzüntülü taraf şudur ki hangi yüzle bu bütçe bu milletin karşısına getirildi? Bu bütçenin neyini savunuyorsunuz Allah aşkına? Bu kadar yıl boyunca tam tamına 64 milyar dolarlık özelleştirme yaptınız, işbaşına geldiğinizde 130 milyar dolar olan dış borç bugün 480 milyar dolara çıktı. Şurada bekleyen 480 milyar dolar dış borç var, 2024 bütçesinde ise gider 11,1 trilyon, gelir ise 8,4 trilyon hesap ediliyor yani baştan 2,6 trilyon açık. Yani asgari ücretli birisi "11.402 lira maaş alacağım. Bu maaşımın şu kadarı ev kirasına, bu kadarı pazar masrafına gidecek, öyleyse otobüse binmeyip yürüyerek gideyim." diyor, ay sonunu hesap ediyor ama sizin ortaya koyduğunuz şu bütçede ise daha başından "gelirimiz 8,5 trilyon, giderimiz 11 trilyon." diyerek zaten iflas bayrağını çektiğinizi tam olarak ortaya koyuyorsunuz.
Burada arkadaşların rakamsal bazda konuştukları şey şu, kafaları çok eskilerde: "1943, 1963 yılında, altmış yıl önce, seksen yıl önce Türkiye'de kaç tane okul vardı, bugün kaç tane var?" Mukayeseleri kırk yıl, elli yıl ötelerler. Yeni bir dünyada yaşıyoruz arkadaşlar, siz geçen seneyle kıyaslayın, önümüzdeki dönemlerle kıyaslayın. Maalesef ki bugün bu bütçe içerisinde aslan payını faiz almıştır. Burada Sayın Maliye Bakanı huzurlardayken, kendisi o dönem İngiltere'deydi, Merkez Bankası Başkanı Amerika'daydı, Sayın Cumhurbaşkanımızın nasla ilgi vurgularını belki duymamış olabilirler, ben kendilerine bir kez daha hatırlatmak istiyorum. "Düşük faize de yüksek faize de hepsine karşıyım." diye Sayın Cumhurbaşkanımız ifadede bulundu. "Dün de 'düşük faiz' diyordum, bugün de 'düşük faiz' diyorum, yarın da 'düşük faiz' diyeceğim. Bu benim tabi olduğum, nastır, bundan asla taviz yoktur çünkü faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir illettir." diyor ama ne hikmetse Cumhurbaşkanımızın da bu sözü sanki dinlenmiyor; buradan da bunu hatırlatmış olayım.
Değerli arkadaşlar, burada bütçe görüşmelerinde şahit olduğumuz bir başka husus da bütçe görüşmelerinin sabote edilmesi. Burada soru-cevap teknik olarak bütçeye ilişkin detaylı bilgi alma hususunda ihdas edilmişken, iktidar mensubu arkadaşların bunu âdeta sabote ederek başka gündemlerle meşgul ettikleri açık, ortada. İç tüzük hazırlanıyorsa, tavsiyem, Sayın Doktor Hanım, burada soru-cevabın dışında hiç olmazsa bütçe döneminde saboteye müsaade edilmesin. Burada yine, atanmış olan sayın bakanlardan bazılarının konuşmalarının içeriğini aslında takdir etmemiz gerektiği hâlde, sırf artistik hamasi tavırlar şık olmadı arkadaşlar. Burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi halkın iradesinin en yüksek oranda tecelli ettiği yerdir.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bakanlara, bize Meclis Başkanına, herkese ayar veriyorsunuz; tebrik ediyorum sizi(!)
NECMETTIN ÇALIŞKAN (Devamla) - Evet, Doktor Hanım, siz bana ayar vermeden önce grubunuza ayar verin, 24 kişiyle şu bütçe görüşülüyor. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar) Yani özür dilerim, siz zaten söz alabiliyorsunuz ancak ben zatıalinize saygı duyuyorum, evet, sizi geçmişten takdir eden birisi olarak.
Onun için, değerli milletvekilleri, şunu söylemek isterim ki burada tarıma, çiftçiye, yatırıma, üretime, eğitime, dar gelirliye ayrılan bütçeler artırılmadığı sürece iflah olması mümkün değil. Burada sadece "Faizi nasıl öderiz?" sorusunun hesabı yapılarak hazırlanmış bir bütçe ve en acısı da şu ki: Geçen yıl 565 milyar olan faiz ödemesi önümüzdeki yıl için 1,25 trilyon yani şöyle böyle faize 2,5 kat daha para ödeyeceğiz. Böyle bir noktada elbette bu mevcut bütçenin savunulabilmesi hiçbir şekilde mümkün değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın,
NECMETTIN ÇALIŞKAN (Devamla) - Eyvallah Başkanım, sağ olun.
Değerli milletvekilleri, ben, buraya Ticaret ve Sanayi Odasında on bir yıl yöneticilik yapmış birisi olarak geldim; bütün iş adamlarının temel problemi önünü görememesi. Yarın kur ne olacak, enflasyon ne olacak bilemiyoruz. İşsizlerin, gençlerin kaçtığı gibi, sermaye de yabancı sermaye de ülke dışına kaçıyor ve en önemli problem de güvensizlik; açıklanan hiçbir veriye insanlar güvenmiyor, güvenemiyor. Bir taraftan TÜİK, bir taraftan ENAG rakam açıklıyor; çarşı pazarda başka bir enflasyon var, bir de Sadık ağabey var. Hangisine inanacağımızı bilemiyoruz. Onun için de devlet yönetimi halkına güven vermektir; bütçe yönetimi kaynakların doğru kullanımıdır. Faize aktarılan bütçe kesilmediği sürece bu milletin iflah olması mümkün değildir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)