GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un 36 sıra sayılı 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 37 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin birinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ve İYİ Parti olarak her iki bakanlığın bütçesine "ret" oyu vereceklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:42
Tarih:21.12.2023

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Çok teşekkür ederim.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. Sayın Bakanlara da saygılarımı sunuyorum.

Tabii, üç dakikada 2 Bakanlığın bütçesi üzerinde değerlendirme yapabilme imkânına sahip değilim.

BAŞKAN - Uzatıyorum, merak etmeyin.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yok, zaman istemek bakımından söylemedim, değerlendirmem eksik kalırsa diye ifade etmeye çalıştım.

İsrail-Filistin meselesinde gelinen durumdan dolayı büyük endişe ve üzüntü duymaktayız. Hamas'ın da işte İsrail'in, Netanyahu'nun da yaptığı birtakım olayların doğru değerlendirilmesi kanaatini taşıyoruz. Bize göre İsrail Devleti'nin ve Netanyahu'nun yaptığı katliamdır. İsrail, terör örgütüne karşı bir mücadele yaptığından bahsediyor ama terörle mukabele ediyor. Dolayısıyla, sivillere yönelik saldırı yapan her örgüt ve organizasyon -isminin sonunda "devlet" bile yazsa- bizim açımızdan terör örgütüdür ve İsrail'i yapmış olduğu eylemlerden ötürü de kınıyoruz. İYİ Parti olarak Orta Doğu'da akan kanın bir an önce durmasını ve bölgenin kalkınma ve refahla anılmasını umut ediyoruz.

Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti ve Dışişleri Bakanlığımızın Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerinin trajedisine bu denli kayıtsız kalmalarını yadırgıyoruz. Dünyadaki pek çok ülke bu hadiseleri yakından takip edip parlamentolarında kararlar çıkarıp uluslararası gündeme taşımalarına rağmen AK PARTİ iktidarının ve Dışişleri Bakanlığının hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmasını kabul edilebilir bulmuyoruz. Bu davanın birinci derecede lokomotif savunucusunun Türkiye Cumhuriyeti devleti olması gerektiği hususuna da vurgu yapıyoruz. Adalet Bakanlığıyla ilgili söylenecek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Dervişoğlu.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitireceğim bir dakikada.

Yaşanan birçok olay var. Sayın Bakanımız adalet saraylarının iyileştirildiğinden bahsetti ve hatta 2002 yılından yazılmış bir mektuba vurgu yaptı. Biz içinde adalet olan adalet sarayları arzuluyoruz. O sebeple, Sayın Bakanlığın "saray" diye isimlendirdiği adliye binalarının adaletin temin ve tesisi noktasında yeterli olacağı kanaatinde değiliz. Adalet duygusu zedelenirse bir toplumda -defaatle söyledim, tekrarlamakta da fayda mülahaza ediyorum- zedelenmemiş hiçbir müessese kalmaz. Yargının iş yükünün ağırlığı hâlâ devam ediyor. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki kriz devam ediyor. Bu belki yarına da yansıyacak bir süreci beraberinde getirecek. Hukuk endeksleri sıralamasında Türkiye'nin düştüğü durum içler acısıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Adalet endekslerinde ülkemizin sıralamasının gerilemesini sorun etmeyen iktidar, yargı sisteminin bir kara deliğe sürüklenmesine vesile olmuştur; yargı giderek yozlaşmış ve yargı içinde çeşitli yapıların oluştuğu ifade edilmekte. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan dilekçede avukatlar, bürokratlar, hâkim ve savcıların yanında İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı hakkında da birçok iddia yer almaktadır. HSK'ye yazılan dilekçede yargıda yozlaşma, bazı hâkim ve savcıların akçeli işlere karışması, haberlere erişim engeli kararlarının ve uyuşturucu operasyonlarındaki tahliyelerin bazı yargı mensupları tarafından rüşvet karşılığı yapıldığı bildirilmiştir; bu vahim bir durumdur. Bu konuda yapılan haberlerin İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından aceleyle erişim engeline uğratıldığı biliniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Son cümlem.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ayrıca sığınmacılarla ilgili haberler yaptığı için halkı yanıltıcı bilgileri yaymakla itham edilen 2 genç kardeşimiz; Süha Çardaklı doksan üç gündür, Serkan Kafkas da altmış yedi gündür tutuklu durumdalar. Böyle keyfî tutuklamaların, keyfî mahkeme kararlarının ülkemize yakışmadığını belirtiyorum. Süha Çardaklı ve Serkan Kafkas kardeşimin hürriyetlerine kavuşması temennisiyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. Ayrıca her 2 bakanlığın bütçesine İYİ Parti olarak "ret" oyu kullanacağımızı da ifade ediyorum.

Saygılarımla efendim.