GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:02.04.2013

SADIK BADAK (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 443 sayılı Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz aldım. Sözlerime başlarken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz kanun, farklı farklı kurum ve kuruluşlarımızın getirdiği maddelerle tamamlanıyor. Fakat, esas itibarıyla, burada da dile getirildi, varlık kiralama şirketi kurulmasını düzenlemek amacıyla getirilmiş bulunuyor.

Burada, değerli muhalefet temsilcileri "Varlık kiralama şirketinin dayandığı bir kanun yok, hüküm yok, bir esası yok, yönetimi yok, kararı yok, defteri yok, yöneticisi yok." dediler. Hâlbuki öyle değil, dayandığı bir kanun var, geçen yıl çıkardığımız kira sertifikası ihracıyla ilgili kanuna dayanıyor. Buradaki hükümlerle de kurulacak şirketin nasıl işleyeceği hüküm altına alınıyor.

Şimdi, "Şirketin muhatabı yok." dediler özellikle Komisyon görüşmelerinde, "Sahibi yok." dediler. Hâlbuki sahibi hazine, muhatabı doğrudan doğruya Sayın Bakan.

"Kimin imzasıyla kuruluyor?" diyor arkadaşlar. Türkiye'de şirketler ticaret sicil memurunun onanıyla kurulur. Burada hüküm var, bu şirket Sayın Bakanın onayıyla kuruluyor. Hangisi daha kuvvetli?

Aynı zamanda, yayınlanıyor Ticaret Sicil Gazetesi'nde.

Demek ki, karşımızda, kanuna dayanan, yönetimi olan, muhatabı en üst mertebede bulunan bir hükümle, bir şirketle karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlar, Türkiye büyüyor ve Türkiye yeni finansman kaynaklarına ihtiyaç duyuyor. Bu, modern, çağdaş bir finansman kaynağı. Yurt dışında pek çok ülkenin başarıyla uyguladığı bir modeli, Hükûmet Türkiye'ye yine başarıyla uygulanmak üzere getiriyor. Bunu  desteklemekten daha tabii ne olabilir? Eleştirmek yerine eksiklerini tamamlayalım fakat bunun sanki arkasında bir hukuk yokmuş, bir yönetim yokmuş, bir muhatap yokmuş gibi doğru olmayan ifadelerle de eleştirmeyelim. Biz, bu yeni finansman kaynağını son derece ülkemize faydalı olarak buluyoruz. Nitekim, şu son bir yıl içerisindeki uygulamaların da diğer ülkelerden, bunu uygulamakta olan diğer ülkelerden daha başarılı olduğunu takip ediyoruz.

Yine, görüşmekte olduğumuz kanun zorunlu sigorta acentelerine başka işlerle, bugüne kadar yapabildikleri başka işlerle uğraşmama yasağı getiriyor. Bunun da çağdaş bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz.

Ayrıca, burada eleştirildi, Kültür ve Turizm Bakanlığı marifetiyle Yassıada ve Sivriada'da bir demokrasi müzesi ve turizme dönük bir düzenleme yapılması yasada öngörülüyor.

Değerli arkadaşlar, bütün ülkelerin, özellikle demokrasiyle ilgili geçmişlerinde, gelecek nesillere örnek olabilecek, âdeta informel manada bir eğitim merkezi olabilecek yerleri, mekânları var. Hatta, bırakalım demokrasiyle ilgili merkezleri, bu gibi merkezlerin romanlara konu olmuş noktaları da bugün ziyaret yerleri hâline getirilmiş. San Francisco'ya giden arkadaşlar oradaki "Alcatraz Kuşçusu" romanındaki adayı bir ziyaret merkezi olarak görebilirler. Keza, Cape Town'a gidenler Mandela'nın orada hapis olarak tutulduğu adanın bir demokrasi adası olarak düzenlendiğini göreceklerdir. Yassıada da bizim demokrasi tarihimizde büyük bir trajedinin yaşandığı bir merkezdir. Ülkemizde demokrasinin daha da genişlediği ve yaygınlaştığı, derinleştiği bu yıllarda Yassıada'yı gelecek nesillere bir demokrasi eğitim merkezi, görsel bir merkez olarak, o günün, o trajik hadiselerinin yaşandığı bir merkez olarak bırakabilmeliyiz. Bu, bizim görevlerimizden biridir. Nitekim, bu konuda Hükûmetin getirdiği bu düzenleme, değerli muhalefet temsilcisinin ifade ettiği gibi birkaç ayda gerçekleşmemiştir, gelişmemiştir; uzun yıllardır, üç beş yıldan bu yana bu konudaki projelerin üzerinde görüşmeler, gelişmeler sağlanıyor. Nitekim, nasıl gerçekleşebileceği üzerine mutabık kalınmış ve bu maddeyle kamu niteliğindeki sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına tahsis edilmek suretiyle, kâr amacı gütmeyen tesisler yapılması öngörülüyor. Bunların da   -burada ifade edildi- Türkiye Odalar Borsalar Birliği gibi- ki kendilerinin güzel örnekleri var, bazı gümrük kapılarımızı son derece modern bir şekilde inşa ettiler- nitekim, TÜRSAB gibi -onların da son derece güzel örnekleri var, son zamanda müzelerimizi modern bir şekilde işletmekteler- bu kuruluşlarımızın elinde hem Yassıada'nın hem Sivriada'nın ülkemize demokrasi müzesi ve turizm merkezi olarak kazandırılmasını son derece isabetli buluyoruz.

Yine, kanunun düzenlediği hususlardan bir tanesi, esasen bir düzeltme olmakla beraber, burada üzerinde çok duruldu, çok eleştirildi, bu bakımdan ifade etmek istiyorum, Vakıflar Genel Müdürlüğünü ilgilendiren bir madde. Bu, 2008 yılında çıkarken, esasen, Vakıflar Genel Müdürlüğünün yüzde 50'nin üzerinde hissedarı olduğu bir şirket olmadığı kanaatine varılarak hüküm altına alınmış bir madde olduğu anlaşılıyor. Benim yaptığım incelemeler, araştırmalar bu yönde.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kim ödeyecekmiş parayı? Başka kurum yok ya.

SADIK BADAK (Devamla) - Nitekim, Kamu Aydınlatma Platformu'na gönderilen o günkü açıklamada Vakıflar Genel Müdürlüğünün Vakıflar Bankasındaki hissesinin -(A) tertibi hisse- yüzde 43 olduğu ifade ediliyor ve hüküm koyucu?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yüzde 58'i itiraf ettiler Sadık Bey, komisyonda söyledi arkadaşlar.

SADIK BADAK (Devamla) - ?kanaat getiriyor ki, Vakıflar Genel Müdürlüğünün yüzde 50'nin üzerinde pay sahibi olduğu herhangi bir şirket yok. Fakat daha sonra (B) tertibi hissedar olan mülhak vakıflara sahip (B) tertibi yüzde 15 hissenin de bu kanun kapsamına gireceği iddia ediliyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ediliyor.

SADIK BADAK (Devamla) - Böyle bir iddia ortaya çıkıyor ve bu iddia ihtilaf yaratıyor, taraflar arasında bir ihtilaf yaratıyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - (B) adına (A)'nın elinde. Mülhak vakıflar adına mazbutların elinde diyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sadık Bey, yapma, yetimin hakkı var.

SADIK BADAK (Devamla) - Kanunun, hükmün, maddenin ruhu üzerinde bir ihtilaf yaratıyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Faaliyet raporunda yazıyor bak. (B) adına (A)'nın elinde.

SADIK BADAK (Devamla) - İhtilafın giderilmesi için de Vakıflar Genel Müdürlüğü tekrar yüce Meclise başvuruyor, diyor ki: "Hüküm üzerinde ihtilaf var, bu ihtilafı tekrar Büyük Millet Meclisi gidersin."

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - İhtilaf yok beyefendi, ihtilaf yok. Vakıflara ait onların hepsi, ihtilaf yok. Yapmayın ya!

SADIK BADAK (Devamla) - Burası çözüm giderme yeri. Biz bundan kaçınamayız değerli arkadaşlar.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Bırak siyaset yapmayı ya! İhtilaf yok ya!

SADIK BADAK (Devamla) - Nitekim burada sayın muhalefet temsilcileri ifade etti, dedi ki: "Peki, Vakıfların eserleri hangi parayla tahliye edilecek?"

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hangi şirkete uygulanacakmış bu kanun, onu da söyle.

SADIK BADAK (Devamla) - Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Bankasından son beş yılda 650 milyon liraya yakın temettü almış vaziyette. Yani, Vakıflar Bankası Vakıflar Genel Müdürlüğüne para ödemiyor değil ki. 650 milyon liranın üzerinde temettü ödemiş. Bunun üzerine bir de diyorsunuz ki: "750 milyon lira daha versin."

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ya kanunu siz çıkarmışsınız  Sadık bey, biz çıkarmadık. Kanunu çıkaran sizsiniz.

SADIK BADAK (Devamla) - Fakat kanun çıkarken değerli arkadaşlar, bu hüküm yok, bu anlayış yok, bu kavrayış yok, böyle bir kabul yok. Yüzde 43 olduğu kabul ediliyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Yanlış yapmışız, temizliyoruz" de. Olmuş bir yanlışlık.

SADIK BADAK (Devamla) - E buyurun, Kamu Aydınlatma Platformu'na gönderilen yazı, bilgi orada, ortada.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ya, "Eksik." de, "Yanlış yapmışız." deyin ya.

SADIK BADAK (Devamla) - Dolayısıyla, bizim burada bu ihtilafı gidermek görevimiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - O bilgiyi verenlerle ilgili soruşturma açılması lazım, kamuoyunu aydınlatmak lazım.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ayıp ya.

SADIK BADAK (Devamla) -  Değerli arkadaşlar, sonuç itibarıyla, bu konu üzerinde eğer cezai bakımdan sorumlulukları olanlar varsa bu elbette ilgililer tarafından takip edilir. Fakat hükmün düzeltilmesi bizim görevimizdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SADIK BADAK (Devamla) - Bu itibarla, kanunun diğer maddelerinin de ülkemize faydalı sonuçlar getireceği kanaatindeyim.

Tasarı üzerinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.