| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 23.12.2023 |
CHP GRUBU ADINA SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Kuzey Irak'ta şehit olan 6 kahraman Mehmetçik'imizin acısı daha içimizdeyken maalesef şimdi aldığımız bir haberle 6 şehidimizin daha olduğunu öğrendik. Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum ve hain terör örgütü PKK'yı bir kere daha lanetliyorum.
2024 yılı bütçesini görüşüyoruz. Milletin gasbedilen bütçe yapma hakkı suistimal edilerek, her alandaki adaletsizlik mahalli idarelerde de hâkim kılınıyor. AKP'nin adında geçen "adaletin" "a"sı dahi olmadığı bu bütçe bir rant bütçesidir, zengini zenginleştiren, yoksulu yoksullaştıran bir bütçedir.
Yirmi bir yıldır belediyelerin içini boşaltmak ve muhalefet belediyelerine vesayet kurmak için kanun çıkarıyor, bütçe yapıyorsunuz. 2012 yılında çıkarılan Kanun'la 6360 sayılı Kanun'la büyükşehir yaptınız 29 ili ve ardından 2013 yılında Mart ayında da benim kendi ilim olan Ordu'yu nüfus taşıyarak, seçmen taşıyarak büyükşehir yaptınız. Büyükşehir yaptınız ama hani "Hizmetler büyüyecekti, gelen kaynaklar çok olacaktı." diye herkes beklenti içine girdi ama sadece sorunlar büyüdü, vatandaşın derdi büyüdü. Beldeleri kapattınız, köy tüzel kişiliklerine el koydunuz ve şimdi hem iç göç arttı hem de köylerden, kırsaldan kente göçü artırdınız ve kırsalın içini boşalttınız ve birçok da kent tüzel kişiliğine el koyarak oradaki üreticiyi, oradaki çiftçiyi de mağdur ettiniz. Tabii, dediniz ki: "Biz bir yönetim biçimi bulduk, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bunun öncüsü olarak da biz belediyeleri de merkezden yönetelim." ve bütün belediyelere vesayet koydunuz; yetkilerini aldınız, gasbettiniz ve bakanlıklar aracılığıyla, planlar yaptınız, birçok yetkisini gasbederek vatandaşın iradesini, o anayasal hakkını elinden aldınız. 5216 sayılı Yasa'yla imar konularında tam bir vesayet uyguladınız. Evet, bunları yaptınız da tabii, kendi belediyelerinize, Cumhur İttifakı belediyelerinize kamunun her türlü imkânını sundunuz ama muhalefet belediyesine zırnık koklatmadınız. Üstelik, borçlandırma yetkisini dahi Meclislerinde alma hakkını elinden aldınız. Birçok yükü üstüne bıraktınız "Yerel yapsın." dediniz ama ne hazineden kaynak ayırdınız ne de kredi noktasında kendilerine destek oldunuz. Maalesef, şu anda belediyelerimiz, sadece bizim değil birçok belediye borç batağı içerisinde, çözümsüzlük içerisinde. Bir İller Bankası var ki belediyelerden ayrılan kaynakla finanse edilen, maalesef, tam bir ayrımcılık, ayrıştırmanın içerisinde. Düşünebiliyor musunuz; özellikle bağışların yüzde 92'sini Cumhur İttifakı belediyelerine yapıyor. Bu vicdansızlık değil de nedir? Yani bu ayrıştırmacılık değil de nedir? Bakın, Cumhur İttifakı belediyelerine... İller Bankasından şu anda bizim belediyelerimize kredi dahi verilmiyor. Ya, altyapı, içme suyu, birçok insani konularda dahi kredi talep ediliyor, maalesef, kredi dahi verilmiyor. Bir Belediyeler Birliği var ki yani belediyelerin bütçesinden kesilerek kaynak oluşturuluyor; hibelerinin yüzde 97'si Cumhur İttifakı belediyelerine. Ya, Allah aşkına, bu vicdan kabul edilir mi? Bunu her yerde anlattık; Danıştaya gittik, Meclis Başkanına gittik, bakanlara gittik "Bu haksızlığı durdurun." dedik ama maalesef sonuç alamadık; sadece dinlediler ve geçiştirdiler. Ya, siz sadece Belediye Başkanlarını cezalandırmıyorsunuz, orada yaşayan vatandaşları da cezalandırıyorsunuz. Yani yazık değil mi? Orada AK PARTİ'ye oy veren vatandaşımız yok mu yani? Ama bu vicdansızlığı da maalesef yapıyorsunuz. Bir de her bir belediyemize inanılmaz engeller koyuyorsunuz. Yani sudan bahanelerle "Nasıl görevden alırız, nasıl kayyum atarız, ne yaparız?" bunun çabası içerisindesiniz. Bakın, size iki tane komik olay anlatayım. Birincisi, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde Tatlar Arıtma Tesisinin, Meclis kararıyla, Meclisteki çoğunluk var ya, reddettirdiniz... Bu tesis Ankara'daki tarım arazilerinde kullanılacak suyun artırılması için gerekliydi yani üreticinin ürününü üretmesi için gerekliydi. Aynı zamanda, bu su Sakarya Nehri'ne bağlandığında İstanbul'daki Ömerli Barajı'na akacaktı ama yaptığınız bu ayrımcılık yani "Belediyeyi başarısız kılalım da ne yaparsak yapalım." anlayışı maalesef bu hizmetten de alıkoydu. Bir örnek daha vermek isterim: Hani dirilerle uğraşıyorsunuz ya, ölülerle bile uğraşıyorsunuz. İzmir Büyükşehir Belediyemizin mezarlık tahsisleri Bakanlık tarafından bekletiliyor, hâlâ, kaç aydır sonuç alınamadı. Tahsisi için başvurulan arazilerin toplam genişliği 790 bin metrekare genişliğinde. Ya, buraya sonuçta ölüler defnolunacak; bu, acil bir iş yani burada bari partizanlık yapmayın. Dedim ya, diri üzerinden yapıyorsunuz, ölülerimize bari saygı gösterin, onların üzerinden bu ayrımcılığı yapmayın yani ölüleri bile cezalandırmaya çalışıyorsunuz.
Aynı süreçte, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet suçlarından hapis cezası alan 2 belediyeye hâlâ dokunmadınız, hâlâ görevden almadınız, hâlâ hiçbir işlem yapmıyorsunuz. Kendinize gelince ak pak ama bize gelince kayyum veya görevden alma. Ama bu ayrımcılığınıza, inanıyoruz ki çok az kaldı, 31 Mart 2024'te inşallah birçok belediyeyi alarak da son vermiş olacağız. Bakın, bir de yani halkın iradesiyle göreve gelmiş birçok belediyede "kayyum" adı altında o iradeyi gasbediyorsunuz. Gasbediyorsunuz da hani sudan bahanelerle atadığınız kayyumlarla yönettiğiniz belediyeler kirlilik içerisinde. İnanın, şu anda, bakın, Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresinin borç limiti 150 milyonken 1,5 milyar liraya çıkarmışsınız. Ya, Diyarbakır Yenişehir Belediyesine atanan kayyum taşınmazda hızını alamayarak mahalleyi satışa çıkarmış, mahalleyi; arsayı, araziyi değil mahalleyi satışa çıkarmış yani atanan bu kayyumların yaptıkları artık ayyuka çıktı. Tabii, özellikle 6360 sayılı bu Büyükşehir Yasası'yla hem büyükşehirlerde hem de ilçe belediyelerinde inanılmaz idari ve mali çatışma var. Bölük pörçük bir yapı, alelacele çıkarıldı zaten düzelte, düzelte, düzelte hâlâ işlevsiz. Defalarca söyledik, ya, gelelim bir araya, hep birlikte üzerinden bir rant devşirmeden, üzerinden bir menfaat devşirmeden ortak akılla bir yerel yönetimler yasası çıkaralım. Her siyasi partiden belediye var, aşağı yukarı hepsinin derdi de aynı ama maalesef geçmişte genel başkan yardımcılarıyla, bakanlarla görüşmemize rağmen bir sonuç alamadık ve bugünkü yasalar artık vatandaşımızın sorununu çözmekten uzak. 2 kent, mesela Ordu ile Giresun'dan biri 6360'a, biri 5393'a göre yönetiliyor. Yani 2 il, yan yana ama yönetim biçimi farklı. İnanılmaz ayrışmalar var, bunlara bir an önce son vermek lazım. Bunun yolu da -bunu da defalarca birçok kez dile getirdik- yerel yönetimler bakanlığının bir an önce kurulması lazım. Yerel yönetimler çok önemli, bugün bakın Almanya'ya gittiğinizde 10 binin üzerinde belediye var, İsviçre'de 7 binin üzerinde, Fransa'da 20 binin üzerinde belediye var ama bizde 1.393 belediye var ve baktığınızda tamamen yetkiler merkezde toplanmış. "Biz istersek sadece geneli değil yereli de yönetiriz, saraydan her türlü kararı alırız, siz ne atarsanız atayın, ne yaparsanız yapın, hangi iradeyi koyarsanız koyun belediyeleri de biz vesayetle yönetiriz." demek istiyorsunuz. Bu yasa artık geçerli değildir, bu yasa artık eskimiştir, bu yasanın vatandaşa faydası yoktur; bir an önce de mutlaka yerel yönetimler yasasıyla ilgili ortak akılla sorunları çözecek, yerinden yönetimi güçlendirecek bir yapıyı, bir iradeyi de ortaya koymak gerekir. Bu şartlar altında 2024 bütçesinin ne tarafını konuşacağız bilmiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SEYİT TORUN (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.
Burada iki haftaya yakındır tartışıyoruz, konuşuyoruz, değerlendiriyoruz ama eminim ki iktidarın bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor, gerçi onların da çok fazla söyleyecekleri yok ama her şey sarayda yapılıyor, sonra da önümüze getiriliyor, biz de burada işte, tarihe sadece not düşmüş oluyoruz, o kadar. Bu şartlar altında 2024 bütçesini reddediyoruz. Merkezî hükûmet bütçesini yapan da bu bütçeden faydalanan da bu bütçeyi hortumlayanlar da aynı siyasi ittifakın müttefikidir. Biz bu ayrımcı, rantçı bütçeye "ret" oyu veriyoruz, kabul etmiyoruz ve 31 Mart 2024'te yapacağımız yerel yönetimler seçimleriyle birlikte bu haksızlığa da son vereceğiz ve halkın iktidarını tekrar kuracağız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.