GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:23.12.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Dün akşam yüreğimize düşen ateşe bugün bir kor daha eklendi ve maalesef bir acı haber daha aldık. Dün ve bugün eli kanlı bölücü terör örgütü tarafından yapılan hain saldırılar sonucunda bir ateş de memleketim Denizli'ye düştü. Şehit düşen hemşehrim Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan ile beraberindeki diğer kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Kederli ailelerinin, hemşehrilerimin ve milletimin başı sağ olsun. Ruhları şad olsun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

13'üncü maddede Türkiye İhracat Kredi Bankası Anonim Şirketine ilişkin hükümler yer almakta. İhracat, bir ülkede üretimi gerçekleştirilen ürünlerin farklı ülkelere satılması olarak ifade edilir. Ülke ekonomisi için son derece önemli olan ihracat, dış ticaret dengesinin en önemli faktörleri arasında yer almaktadır ve ülkeye döviz girdisinin en temel kaynağı olarak ifade edilmektedir.

İhracat günümüzde gelişmekte olan ülkeler açısından çok önemlidir. İhracatın artması millî geliri çoğaltır ve ülkedeki döviz darboğazının da ortadan kaldırılmasına katkıda bulunur, ekonomik kalkınmaya destek olur. Böylece, ekonomideki üretim kaynaklarının tam olarak kullanılmasına katkı sağlar.

Dünyadaki küreselleşme eğilimlerinin artması sonucu birçok işletme kendi ürünlerini ihraç etme konusunda büyük sıkıntılarla karşılaşmaktadır. Teknoloji, finansman, insan kaynakları ve benzeri eksikliklerden dolayı KOBİ'ler dış ticarete girmekte zorlanmakta, kendi ürünlerini dış piyasaya satabilmek için desteklenmeye ve kredi kaynaklarına gereksinim duymaktadırlar.

İşletmelerin ihracata yönelmeleri hâlinde karşılaştığı sorunlara baktığımızda; elverişsiz kur oranları, yabancı pazarlarda yoğun rekabetin etkili olması, devlet desteği ve teşviklerin yetersiz oluşu, yurt dışında yasal düzenlemelerin tam olarak bilinmemesinin negatif yönde etkili olması, yüksek gümrük vergileri ve vergi dışı engeller önem arz etmektedir. Nitelikli ihracat elemanlarının eksikliği, ihracat finansmanı için çalışma sermayesinin yetersizliği, ihracata yönelik bürokratik işlemlerin çokluğu ihracata yönelen işletmelerimizin büyümesi ve başarılı olmasının önündeki büyük engellerdir.

Gerek az gelişmiş ülkelerde gerekse gelişmiş ülkelerde sanayileşmek iktisat politikalarının temel sonuçlarından biridir. Bilindiği gibi, ekonomik kalkınma sanayileşmeyle aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu nedenle, kalkınmanın temel şartı sanayileşmektir.

Ülkeler mevcut ekonomik yapılarını korumak ve geliştirmek amacıyla ihracata özel bir önem vermektedir. Gelişmekte olan ülkelerin ihracatlarını artırmak amacıyla giriştikleri bu mücadelede ihracatı teşvik sistemi önemli bir yer teşkil etmektedir. İhracatı teşvik tedbirleri ihracat endüstrilerinin kazançlarını artırarak kaynaklarını iç piyasa yerine ihracata yöneltme amacına hizmet eden önlemlerdir. Ülkeler dışa yönelik sanayileşme stratejisini uygulama aşamasında ihracatın artırılması amacıyla çeşitli teşvik araçları kullanmaktadırlar. Gerçekçi döviz kurları, politik reel faiz oranları, para kredi sisteminde verimi artırıcı reformlara gidilmesi, ihracata vergi iadesi, ihracat kredileri ve sigortası gibi araçlar ihracata yönelik sanayileşme stratejisini benimseyen ülkelerde ihracatı artırmak için uygulanan politikalar arasında sayılabilir.

Türkiye ekonomisi 1970'li yılların sonlarına doğru çok önemli bir ödeme güçlüğü ve döviz darboğazıyla karşı karşıya kalmıştı. 1980 yılına kadar geçen süre zarfında uygulanan sanayileşme politikaları öncelikle iç talebi karşılamaya yönelikti. Bilinçsiz bir şekilde izlenen ithalat politikaları sonucunda ithalata bağımlılık oranı artmış, döviz sıkıntısına yol açılmış ve üretimde kapasite kullanım oranı yüzde 50'lerin altına düşmüştü. Bu darboğazı gidermek amacıyla 24 Ocak Kararlarıyla ekonomide köklü dönüşümleri amaçlayan bir program yürürlüğe konulmuş, bu tarihten itibaren ithal ikameci sanayileşme politikaları terk edilerek ihracata öncelik ve ağırlık veren bir sanayileşme stratejisi benimsenmiştir. İhracatı teşvik eden politikalar sonucunda sanayiciler iç piyasa yerine dış piyasalara da yönelmeye başlamışlar ve iç piyasanın darlığından kurtulmuşlardır. İhracatla birlikte kalite yükselmiş, ambalajlar iyileşmiş, teknoloji gelişmiş, modern işletmecilik kuralları uygulanmaya başlanmış, dış pazarlar yakından izlenir olmuş, uluslararası finansman kuruluşlarıyla ilişkiler artmış, yeni pazarlama yöntem ve teknikleri yurda getirilmiş, yönetimde profesyonelleşme başlamış, yabancı sermaye girişinin çoğalmasıyla yeni ortaklıklar yaratılmış ve yeni iş ilişkileri geliştirilmiştir. Bütün bunların sonucunda, sanayi ürünlerinin üretimi ve ihracatı hızla gelişmiş, toplam millî gelir içerisindeki sanayi sektörünün payı artmıştır. Bunun sonucunda ihracat alanında artan pay dış ticaretin ve ihracatın finansmanı konusunu gündeme getirmiştir.

Bu bağlamda, 1988 yılında ihracata destek faaliyetlerinde bulunmak amacıyla TÜRK EXIMBANK kurulmuştur. TÜRK EXIMBANK uygulamaya koyduğu kredi ve sigorta programlarıyla ihracatın geliştirilmesi, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç malları için yeni pazarlar yaratılması gibi amaçların gerçekleştirilmesine yönelik hizmetler vermektedir. İhracatta teşvik tedbirlerinin yeniden düzenlenmesi, sisteme yeni tedbirlerin katılması ve ihracat işlemlerinin kolaylaştırılmasıyla ihracat rakamlarımız 1970'li yıllara oranla büyük bir artış göstermiş göstermiştir.

Bugüne geldiğimizde, dünyanın 10'uncu büyük ekonomisi olma hedefiyle hazırlandığımız 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı'ndaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalayamadınız. Ticaret Bakanlığının verilerine göre, ihracat dövizdeki aşırı yükselişe veya Türk lirasının değer kaybetmesine rağmen 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine nazaran neredeyse aynı seviyede kaldı. Bu kötü sonuçlar birdenbire ortaya çıkmadı, bu sonuçlar siz ihracatçımızın sesine kulak tıkadığınız ve gerçekleri ısrarla görmezden geldiğiniz için bağıra bağıra geldi. Merkez Bankası tarafından açıklanan imalat sanayisi kapasite kullanım oranı mayıs ayında yüzde 78 iken kasım ayında yüzde 75'lere kadar düştü, imalat sanayisi genelindeki bu oran bazı alt sektörlerde yüzde 70'in altında seyrediyor. Enerji maliyetindeki artışın frenlendiği kapasite kullanım oranları özellikle tekstil sektöründe istihdam kayıplarını da beraberinde getirmeye başladı.

Finansman bulamadığı için üretim yapamayan işletmelerin ihracat siparişlerini kaçırmaya başlaması ihracatta tehlike çanları çaldığının büyük göstergesi. Arkadaşlar, ihracatçılarımız finansa erişim konusunda büyük sorunlar yaşıyor. EXIMBANK'ın verdiği kredilerdeki faiz oranları yüzde 35'ler civarında. Özel bankaların verdiği kredilerdeki faiz oranları yüzde 55-60'ları buluyor. İhracatçılar zaman zaman özel bankaların verdiği kredilerde günlük faizlerin yüzde 65-70'lere kadar çıktığını söylüyor. Özellikle bitmek bilmeyen kredi prosedürleri ve kredilerin aktif hâle getirilmemesi dile getirilen şikâyetlerin başında yer alıyor. İhracatçılar nakit akışlarında uygun faizli kredi bulmakta büyük güçlük çekiyor. Finansmana erişim ve döviz işlemlerinde serbest piyasa, serbest kur ve serbest kambiyo rejimine uygun olmayan, getirdikleri dövizin yüzde 40'ını bozdurmak zorunda olan ve ihraç ettikleri ürünlerin ham maddeleri için yapmak zorunda oldukları ithalat sebebiyle tekrar döviz almak durumunda olan ihracatçılarımız yapılacak uygulama ve işlemler sebebiyle nefes alamayacakları bir noktaya getirildi.

Dünya ekonomisiyle bütünleşme çabalarını sürdüren Türkiye'nin imajına zarar verebilecek bu tür negatif uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir. İhracatçılarımızın ve sanayicilerimizin rahat bir nefes alabilmeleri için enflasyonla ilgili hedeflerinin acil olarak revize edilmesi gerekmekte, Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye akımlarını çekebilmesi için uluslararası finans dünyasına güven tesisine yönelik adımlar atması gerekmekte, katma değeri yüksek olan ürünlerin ihracatına öncelik verilmesi gerekmekte, ihracatın madde ve ülke bazında çeşitlendirilmesi teşvik edilmeli, ihracatımızın ithalatı karşılama oranının artırılmasına yönelik uygulamalar ivedilikle devreye alınmalı, banka ve özel sektör bilançolarının bozulma riskine karşı sermayelendirme ihtiyacıyla ilgili çözüm alternatifleri açıklanmalı, reel sektöre yönelik kredi ve teşvik politikalarına ağırlık verilmeli, büyümenin üretken sektörlerin teşvikiyle sanayi üretimine ve ihracata dayalı büyümeye dönüştürülmesi için alınacak önlemlerin bir an önce açıklanması gerekmektedir. Sektör temsilcileri, kritik sektörlerde enerji maliyetlerinin ivedilikle düşürülmesini talep etmektedirler.

Gelişmiş ülkelerdeki ihracatçılar kredi ihtiyaçlarını genelde ticari bankalardan karşılamakta, EXIMBANK'ları ise garanti ve sigorta faaliyetleri yürütmektedir. Türkiye'de ise ekonomik konjonktüre bağlı olarak ticari bankaların ihracat finansmanına gerekli katkıyı sağlayamaması TÜRK EXIMBANK'ı zorunlu olarak ihracat finansmanı alanına yöneltmektedir. TÜRK EXIMBANK en kısa zamanda ihracatın kısa vadeli finansmanını ticari bankalara bırakıp asıl görevi olan garanti ve sigorta alanlarına yoğunlaşmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Tüm bunlar içerisinde AK PARTİ'si iktidarı olarak gerekli alt ve üstyapıyı bir an önce oluşturmak zorundasınız. "Ben yaptım oldu. Her şeyin en iyisini ben bilirim." demekten bir an önce vazgeçmeli, konunun muhataplarının taleplerini ve uyarılarını dikkate almalısınız. Yoksa, önlem almak, gerekli olan adımları atmak için çok geç olacak.

Sonuç, Türk milleti yaptığınız her yanlış ve her eksik işin bedelini ödemekten yoruldu.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)