Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 45 |
Tarih: | 24.12.2023 |
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli Genel Kurul üyeleri; hepinizi DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Grubu bulunmayan milletvekilleri olarak bu kürsüde çok az söz hakkı elde edebiliyoruz. Bugün AK PARTİ'nin 2002'den 2023'e kadarki seyrine dair bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyordum; ekonomide, iç siyasette, dış politikada, hukuk ve adalette son yirmi iki yılda yapılan farklı uygulamalara dikkat çekerek biraz "Nereden nereye..." demek, biraz da "Hangi AK PARTİ?" diye sormak istiyordum; özenle hazırladığım o konuşmayı umarım başka bir zaman yapabilirim.
Bütçe görüşmelerini burada sürdürüyoruz ancak önce 6, sonra 12 olarak gelen şehit sayısı şüphesiz hepimizin yüreğine ateş düşürdü. Bugün 12 evde acı var, daha doğrusu 12 delikanlının anne-babaları, ağabeyleri, ablaları, arkadaş ve sevdikleri, belki metanet ve gururla ama büyük bir acıyla cenazelerini bekliyorlar.
Burası yani Meclisimiz elbette çözüm mercisidir, her türlü sorunun konuşulma yeridir; bugün ülkemizi kavuran terör saldırıları, Kürt meselesinin serencamı ve çözümü, devletin defalarca denediği ama sonuç alamadığı, terör örgütünün silahsızlandırılması yani çatışma çözümü imkânları, şehitlerin kaybındaki olası operasyon hataları üzerine doğrusu ne benim konuşacak bir mecalim var ne de kimsenin bunları dinlemeye hazır bir ruh hâli. İnşallah ilk fırsatta tüm bunları burada sağlıklı ve çözüm odaklı olarak konuşuruz.
Değerli arkadaşlar, dün, burada 4 siyasi parti grubunun imzası bulunan bir metin tam 4 kez okundu, sonra başka bir grubumuz kendi metnini okudu ama ne acıdır ki 12 şehidimizin adı bir kez dahi okunmadı. Kıymetli arkadaşlar, ölüm birer sayı değildir, istatistik hiç değildir; her biri can, evlattır, babadır, kardeştir, arkadaştır, komşudur. Ailelerin metaneti, buğulu gözlerle "Vatan sağ olsun!" demeleri çok kıymetli ama unutulmamalı ki vatan sağ olanlarla daha güzel; vatan, kaybettikleriyle değil, yaşattıklarıyla daha güzel; vatan, özgür, müreffeh ve geleceğe güvenle bakan gençleriyle daha güzel. Şehit haberlerinin ulaştığı bayrak takılan o evlerin fotoğraflarını görünce hangi birimizin yüreği 2'nci kez parçalanmıyor ki? Hiç mi bir rezidansa takılmaz o al bayrak? Hiç mi bir villanın kapısına gitmez o kara haber? Hiç mi güvenlikli bir sitenin kapısında durmaz haberci taşıyan o ambulanslar? Yemen'den bu yana değişmez mi o kara yazgı? Nasıl yakılmıştı o ağıt, hatırlayalım: Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir. Ben şimdi 12 şehidimizin, 12 kara yağız delikanlının, bedel ödeyemeyip önce askerlik yapan, sonra da sözleşmeli statüde aldığı maaşın karşılığını canıyla ödeyen o 12 canın ismini ve nüfusa kayıtlı oldukları illeri okuyarak onlara rahmet dilemek istiyorum. Uzman Çavuş Abdulkadir İyem, Şanlıurfa; Uzman Çavuş Ahmet Arslan, Yozgat; Sözleşmeli Er Cebrail Dündar, Mardin; Sözleşmeli Er Semih Yılmaz, Kırıkkale; Sözleşmeli Er Kemal Aslan, Elâzığ; Sözleşmeli Er Enis Budak, Ağrı; Sözleşmeli Er Yasin Karaca, Tokat; Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu, Sinop; Sözleşmeli Er Emre Taşkın, Malatya; Teğmen Ramazan Günay, İzmir; Uzman Çavuş Mehmet Serinkan, Denizli; Uzman Onbaşı İsmail Yazıcı, Zonguldak. Bir kez daha rahmet diliyorum, ailelerinin acılarını paylaşıyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz sonra, saat 13.30'da, Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nin önünden Ulus Meydanı'na kadar "Büyük Gazze Yürüyüşü" diye bir yürüyüş yapılacak. CHP Ankara İl Başkanlığı dâhil onlarca kurum bu yürüyüş için çağrıda bulundu. Ben de konuşmamdan sonra sevgili Cemal Enginyurt'u da dinleyip bu yürüyüşün bir kısmına katılmaya çalışacağım. Doğrusu, Londra'da, Gazze'de, Barselona'da, Berlin'de yürüyen yüz binlere karşı Türkiye'de 3 binlik, 5 binlik cılız sokak eylemlerini görünce hep içim cız ediyordu, umarım, bugün Ankara'da yüz binler yürüyerek Gazze'nin sesine ses olurlar. Ancak ben hep bizim devletimizin ve iktidarın Malezya kadar dahi olamayarak İsrail'le ticareti durduramamasını, Uluslararası Ceza Mahkemesine heyet gönderirken Adalet Bakanımızın savcılara İsrailli savaş suçluları hakkında soruşturma iznini niye vermediğini merak ediyordum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ekmen, lütfen tamamlayın.
MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Buradan AK PARTİ'li arkadaşlara sataşma yoluyla bir söz hakkı tanımak istiyorum. Hepinizin çok yakından tanıdığı Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen bir sayın vaiz, dün "Toplum olarak haddimizi bilelim, Yahudilerle çok da arayı açmaya gelmez, Merkez Bankasını batırırlar. Zaten ekonomimiz bozuk. Ondan sonra ne yiyeceksin, ne içeceksin? Millet marketlere saldırır, iç savaş çıkar. Kesin olarak biliyorum, işte bunlar göze alınamıyor." demiştir.
Sevgili AK PARTİ'li yöneticilerimiz, merak ediyorum, gerçekten, devletimiz, atması gereken adımları Cübbeli Ahmet Hoca'nın söylediği kaygılar nedeniyle atamamış mıdır?
Teşekkür ediyorum.