GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:24.12.2023

CHP GRUBU ADINA ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli vatandaşlarımız; sizleri Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ata'mın Meclisinden sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Pençe-Kilit Operasyonlarında kaybettiğimiz, ülkemizin yiğit vatan evlatlarına Allah'tan rahmet; ailelerine, ülkemize ve aziz milletimize sabır diliyorum. PKK terör örgütünü ve terörün her türlüsünü lanetliyoruz.

Bugün, burada 2024 bütçesini ve ülkemize neler getireceğini konuşuyoruz fakat bu bütçede büyük ekonomik sıkıntılar yaşayan milletimizin sorunlarına çare olacak reçeteler ne yazık ki göremiyoruz. Bu dönem, maalesef, varsıl ile yoksul arasındaki farkın uçuruma dönüştüğü bir dönem olarak tarihe geçecek. Vatandaşlarımız yüksek enflasyon karşısında çaresizlik içinde; gençler umutsuz, çocuklar geleceksiz, anneler-babalar çaresiz, yaşlılar büyük bir sessizlik içinde. Türkiye, yüzde 29'a varan genç işsizliğiyle OECD ülkeleri arasında maalesef sondan 2'nci sırada. Ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağına yönelik bir eğitim politikamız yok. Ülkemizin nüfusu demografik fırsat penceresinde yani çalışabilecek nüfus oranımız yüksek, iş gücü potansiyelimiz var, ülkemizin coğrafi avantajları var fakat ne yazık ki biz bu avantajları bir enkaza dönüştürmüş durumdayız. Yatırımcılar güven duymadıkları ülkemizden yatırımlarını çekti. Bizim o kıymetli gençlerimizin binlercesi Meksika sınırından Amerika'ya gidiyorlar çaresizce. Büyük bir beyin göçü yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı sayıları az göstermeye çalışsa da yurt dışına gitmek isteyen doktor sayısı binlerce. Ne acıdır ki bu genç beyinlere neden gittikleri sorulduğunda ekonomik sebepler kadar, adaletin eksik olduğu ülkemizde güvende ve güvencede hissetmediklerini söylüyorlar.

Gelelim eğitimdeki durumumuza. AKP yirmi yılda 20 bin köy okulunun kapısına kilit vurdu. 2022-2023 yılında dünya sıralamasında ilk 500'de hiç üniversitemiz yok. Nasıl olsun ki değerli milletvekilleri? Büyük bir baskı altında üniversiteler, müthiş bir ayrıştırmaya maruz bırakılıyor. Memurlar geçinemiyor ve kira bedellerini karşılayamıyorlar, karşılayamazlar da. Önceden lojmanlar vardı, en zor dönemlerde yapılmış lojmanlar. Nedense alelacele satıldılar, birer birer satıldılar; babalarının malı gibi sattılar.

Değerli milletvekilleri, ben de bir memur çocuğuyum, biz de lojmanda oturduk ve ben kurumun öğrenci yurdunda kalarak okudum üniversiteyi. Bugün üniversite öğrencilerinin yurt sorunu aldı başını gitti. Benim kaldığım öğrenci yurdu Orman Genel Müdürlüğünündü. Ağaçların içindeki o mütevazı binalarda binlerce çocuk okudu, meslek sahibi oldu. Atatürk Orman Çiftliğinin içindeki o binaların yerinde şimdi ne var biliyor musunuz? "İtibardan tasarruf olmaz." denilen, günlük gideri 33 milyon olarak açıklanan, Amerika Birleşik Devletleri Başkanının Beyaz Saray'ının 10 katı bir saray var. Orada ne yazık ki artık ne orman ne ağaç ne de o çocukların yurtları kaldı. Sorarım şimdi sizlere: Bir, bir şey yapılacaksa neden Atatürk Orman Çiftliğine yapıldı? İki, bu kadar şatafa gerek var mıydı? Şimdi diyeceksiniz ki: "Her şeye muhalefetsiniz. Bu bütçeye 'evet' deyin." Gençlerin eğitimine, yurduna, işsizliğe, çocukların sağlıklı beslenmesine, uyuşturucuyla mücadeleye, memurun, işçinin, emekçinin geçimine yetecek kadar bütçe ayırsaydınız elbette biz de "evet" derdik ama nasıl diyelim? 7.500 TL emekli maaşıyla geçinen Ahmet amcam ilaç fiyat farkına maaşının yarısını veriyor, biliyor musunuz? En basit ağrı kesici şurupta bile 50 TL fiyat farkı çıkıyor. Bir eczacı olarak söylüyorum, yıllardır söylediğimiz, bugün 3 dozu 10 bin TL'yi bulan HPV aşısı ve hastalık her geçen gün artıyor. Hâlâ ödenmezken, koruyucu sağlık hizmetine, ilaca yeterli bütçe ayrılmamışken, üstüne üstlük, en kötüsü, bunlar görmezden gelinirken Allah aşkına, neye "evet" dememiz gerektiğini bir açıklayın da biz de bilelim.

Beni kendilerini temsil etmem için gönderen, onur duyduğum memleketim Giresun'un da pek çok sorunu var. Benim ilimde de gençler göç ediyor. 2022 TÜİK verilerine göre gelir sıralamasında il olarak en son sıralarda yer alıyor benim güzel şehrim. AKP iktidarları döneminde yatırımlar ve devlet bütçesinden aldığı ödeneklerde nice haksızlıklara uğradı. Şimdi size soruyorum: Ulaştırma Bakanlığının başlangıcını 28 Aralık 2012 olarak söylediği Güney Çevre Yolu Projesi yatırım programına alındı mı? Şehir içi trafiğimiz için vazgeçilmez olan Liman Köprülü Kavşak Projemiz için kaç TL ayrıldı? İlimizde organize sanayi bölgelerinde büyük istihdam sağlayacak fabrikalarımız yok. Serbest bölge... Üretimi ve istihdamı artıracak olan serbest bölgeden Giresun'u neden mahrum bıraktınız Sayın AKP yöneticileri? Siz, bizim SEKA'mız ile bizim kalem fabrikamızı, bizim ADEL'imizi, bizim kâğıt fabrikalarımızı neden kapattınız? Neden bizi işsizliğe mahkûm ettiniz? Siz bu memlekette yaşayıp yaşlanmayacak mısınız? Siz bunun vebalinden korkmuyor musunuz?

Sayın milletvekilleri, Tirebolu Çay Fabrikasından vazgeçilirken Rize'ye 2 organik çay fabrikası açıldı. Diğer illerde yeterli olan bütçe imkânları, benim ilime gelince yeterli olmuyor bir türlü. Giresun Limanı hizmete girdiği yıldan özelleştirme sürecine kadar şehrin gelişimine büyük katkı sağlamıştı, ticaret için kullanılırdı. Biliyor musunuz, benim çocukluğumda gelen gemileri gezerdik biz, turist gemilerini gezerdik heyecanla. Giresun Limanı eski günlerine dönmeli, Giresun ticaret ve turizm merkezi olmalı.

Sayın milletvekilleri, defalarca dile getirdiğimiz Giresun ve çevresini kalkındıracak ulaşım projeleri hayata geçirilmeyi bekliyor.

Elektrik sorunumuz var; elektrik altyapısı otuz, kırk yıllık olan köylerimiz var. Yol sorunumuz var.

İlimde, kalp damar, onkoloji, çocuk, aile sağlık hizmetleri ve dâhiliye uzmanı yetersiz, yoğun bakım yatak problemimiz var. Nemli bir bölgede yaşıyoruz, romatizma hastalarımız çok, romatoloğumuz yok. Maalesef, kanser vakalarımız çok fazla. Alanında hizmet verecek bir bölge hastanemiz yok.

Bakır, kurşun ve çinko bakımından zengin Giresun'un tüm ilçeleri maden şirketlerine tahsis edildi. "ÇED Gerekli Değildir" raporu nedir arkadaşlar? Bir anlatın bana, benim vatandaşıma bir anlatın. Bir maden şirketine "ÇED Gerekli Değildir" diye rapor vermeyi bir anlatın. Her geçen gün büyüyen çevre felaketine dönüşmek üzere bu kontrolsüz işletmeler. Benim memleketimi daha ne kadar görmezden geleceksiniz?

"Fındık" diyoruz... Dünyanın en kaliteli fındığını üretiyoruz fakat maliyetini karşılamıyor, üretici çaresiz. Dönüm başına verilen alan bazlı fındık desteği tam on yıldır 170 TL, on yıldır. Fakat bunları konuşan yok. Millî Fındık Şûrası toplanmalı ve acilen bir politika belirlemeliyiz. Giresun'a dünya fındık merkezini kurabiliriz.

Biz bu bütçeye "evet" derdik fındığımız değerini bulsaydı, fındıktan katma değer üreten çikolata fabrikaları için ekstra teşvikler verilseydi, yollarımız yapılsaydı, güzel şehrimin yüzü gülseydi, hastalarımız ilacına ulaşsaydı, emeklimizin fiyat farkından boynu bükülmeseydi; bu bütçe emekçinin, emeklinin, gencin, çocukların bütçesi olsaydı, sarayın bütçesi olmasaydı biz de "evet" derdik. Merak etmeyin, zaman çabuk geçer. Halkın bütçesini biz yapacağız. Savaştan çıkıp cumhuriyetin ilk yıllarında bile sayısız fabrika kuran "köylü, işçi, emekçi, eğitim" diyen Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında biz kuracağız ve tüm bunları Ulu Önder'imizin şu sözünü de şiar ederek yapacağız: "Memleketini en çok seven, görevini en iyi yapandır."

Saygılarımla.