GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:50
Tarih:17.01.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri ve aziz milletimiz; öncelikle vatan müdafaasında şehit olan aziz şehitlerimizi, en son geçen hafta Afyonkarahisar Sinanpaşa Çalışlar köyümüzden Teğmen Ramazan Günay kardeşimizi ve bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Annesi Firdevs Hanım'ın ve babası Ahmet Bey'in o gösterdiği mütevekkil tavır bütün şehitler adına her türlü saygıyı hak ediyor.

Değerli milletvekilleri, bugün Can Atalay davasıyla ilgili DEM PARTİ'nin verdiği önerge hakkında görüşlerimi beyan edeceğim. Öncelikle şunu söyleyeyim: Bireysel başvuruyu getiren AK PARTİ, Anayasa değişikliğini yapan biziz, buna karşı çıkan da siz saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımızsınız. Biz bunun doğru olduğuna, bu memleket için önemli bir kazanım olduğuna inanıyoruz. Anayasa kuralları içinde üstünlük kuralı yoktur, bir anayasa kuralının diğerine üstünlüğü yoktur; temel haklar ve çekirdek hakların öncelikleri vardır ancak biri diğerinden üstün değildir. Anayasa 153/6 "Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar; yargı, yasama, yürütmeyi bağlar." diyor ancak 154/1 ve 155/1'de Danıştayın idari yargının, Yargıtayın da adli yargının en üst karar mercisi olduğunu ve en son kararı söyleyeceğini söylüyor. Tabii, bireysel başvuruyu getirdiğiniz anda bunun bazen süper temyiz mahkemesine dönüşme ihtimali de işin içeriğinde mevcut. Şimdi, mesele şu: Can Atalay olayını kendi bağlamından koparmamak gerekiyor. Yargıtay diyor ki onama kararında: "Can Atalay'ın yaptığı Gezi olayları eylemleri Türk Ceza Kanunu 312'deki hükûmete darbe suçudur, aslında müebbet verilmesi gerekir ancak karşı temyiz olmadığı için yardımdan ceza verilmiş, bunu onaylıyorum." Tutuklu olduğu ve hüküm aldığı dönemde milletvekili seçiliyor. Temel sorun şu: Sayın Tanal, bu 83'üncü maddenin iki istisnası vardır.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - İstisnaya girmez.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Birincisi, suçüstü ağır ceza hâlleri; ikincisi, 14'üncü maddedeki durumlar. 14'üncü maddedeki durumlarla ilgili ihtilaf şu: Efendim, burada bir pozitif düzenleme boşluğu var mı, yok mu? Bir kısım hukukçular diyor ki: "Burada pozitif düzenleme boşluğu yok, yargı dolduruyor." Bir kısım hukukçular da diyor ki: "Hayır, burada Terörle Mücadele Kanunu'nun 3'üncü maddesindeki mutlak terör suçları, 4'üncü maddesindeki teröre matuf suçları kapsar." Bunu düzenlemek CMK 161... Bu, bundan tartışmasız. Yargıtayın çok önemli vurguladığı bir husus var, diyor ki: "Kandil'deki terörist katiller ile Pensilvanya'daki terörist katillerin gelmesine engel olmak lazım. Dünyanın hiçbir demokrasisi kendisini yıkacak katillere yol ve imkân vermez."

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)