GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Artvin'de heyelan ve şevlerden düşen kayalar nedeniyle yaşanan mağduriyetlere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:23.01.2024

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Ayrıca televizyonları başında Artvin'den bizleri izleyen bütün hemşehrilerime saygılarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, bakın, size bir fotoğraf göstereceğim sözlerimin başında. Bu, Artvin'in kaderi değerli arkadaşlarım; Artvin, böyle bir kaderle karşı karşıya. Artvin-Şavşat yolunda, Artvin-Yusufeli yolunda, Artvin-Borçka yolunda, sahil yolunda değişmeyen bir kaderle karşı karşıyayız; sürekli taş geliyor değerli arkadaşlarım. Karadeniz'in iki tane kaderi var; biri sel felaketi, bir tanesi de heyelanlar. Heyelanlarla alakalı sıkıntı yaşıyoruz. Şavşat'ta insanlar evlerinden çıkarken -bakın, abartmıyorum, bir trajediyi size anlatmaya çalışıyorum- özellikle yağmurlu havalarda, helalleşerek Artvin'e gidiyorlar; başka ile gidiyorken, başka ilçelere gidiyorken. Taşın nasıl düştüğünü, kayanın nasıl düştüğünü göstermesi açıdan en çarpıcı örnek. Ben de geçen hafta Artvin'deydim, bir gece Artvin'e ulaşamadım, Ardanuç ilçemizde kaldım değerli arkadaşlarım. Bu nasıl oluyor? Artvin-Şavşat yolunda iki tane baraj var yapılması gereken; bir tanesi Bağlık, bir tanesi Bayram Barajı. Ne yazık ki bu barajlar yapılmıyor. İki tane firmaya verdiler, iki tane firma bir çivi bile çakmadı. Eğer çalışma yapsaydılar 16 tane tünel yapacaklardı, baraj kotunu, yol kotunu yukarı çıkaracaklardı; hiçbir işlem yapmadılar. Karayolları bu konuda büyük bir ihmal içerisinde, Devlet Su İşleri büyük bir ihmal içerisinde; bu konuda büyük bir problem var.

Bir hakkı teslim etmemiz gerekiyor -taş nasıl geliyor, kaya nasıl geliyor- Karayollarında çalışan işçiler, taşeron işçilerle alakalı; onların insanüstü çabalarını, gayretlerini gördüm değerli arkadaşlarım. Köle gibi çalıştırılan taşeron işçileri gördüm, 11 bin lira maaşla çalıştırılan bu işçileri gördüm, boğaz tokluğuna çalıştırılan, ekmek parasına çalıştırılan, -bir yemek bile yemeğe- fazla çalışma ücretleri verilmeyen işçileri gördüm; o Karayolları işçilerini Meclisten saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Diyorum ki inşallah, önümüzdeki dönemde bir iyileştirme olur değerli arkadaşlarım.

Burada söyleyeceğimiz başka şeyler de var, bunlar da nedir? Bakın, Artvin, evet, zor bir coğrafya, kolay bir coğrafya değil. Bu zor coğrafyanın içerisinde insanlar bir yerden bir yere gitmeye çalışıyorlar. Değerli arkadaşlarım, taş, kaya düştüğü zaman partiyi ayırmıyor; şu partilidir, bu partilidir, AK PARTİ'lidir, CHP'lidir, MHP'lidir, İYİ Partili'dir diye ayırmıyor. Değerli arkadaşlarım, taş, kaya her partiden insanın üzerine geliyor, bu konuda kıyamet kopartıyoruz. Artvin, barajlar kenti, en önemli kentlerden bir tanesi, devletin en önemli yatırımlarından bir tanesi ama ne yazık ki bunu önleyemiyoruz. Yaralılar veriyoruz, hasarlar veriyoruz, ölüler veriyoruz, canlarımızı kaybediyoruz; soru önergeleri veriyorum, araştırma önergeleri veriyorum, kimse dinlemiyor değerli arkadaşlarım. O yüzden de bu konuşmayı aldım; ben buradan Hükûmete, AK PARTİ yetkililerine sesleniyorum: Siyasal kaygıları bir tarafa bırakarak özellikle Şavşat tarafında, özellikle iç taraflarda meydana gelen bu felaketlerin önlenmesi açısından bir an evvel yetkili yerlere gerekli talimatların verilmesini talep ediyorum. Görüyoruz ki koşa koşa geliyor tehlike değerli arkadaşlarım.

"Bu neden oldu, niye böyle oldu?" diyebilirsiniz. Bakın, yıllardır, bu barajlar yapılmadan evvel böyle şeyler yoktu; baraj yapımı sırasında dinamit atımları sonucunda kayaçlar meydana geldi, kayalarda ayrışma oldu, özellikle kış aylarında o kayaların arasına giren sular donuyor, genleşme oluyor ve orada patlamalar, çatlamalar olunca sürekli olan bir şev ve sürekli olan bir kaynama var değerli arkadaşlarım. Bu nedenle, bunun önlenmesi için gerekli müdahalelerin yapılması, o ilgili yerlere gerekli beton ankrajlarının yapılması, setlerin yapılması ve gerekli tel çalışmalarının yapılması gerekiyor. Çok büyük değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti için devede kulak bile değil, devede tüy bile değil, yeter ki bunun yapılabilmesi için gerekli siyasi irade olsun.

Bakın, biliyorum ki şu saatte Artvin'de binlerce kişi bizi dinliyor. Değerli arkadaşlarım, Artvin'in sorunu, yağmur yağınca bu kent bitiyor, bu kentte bir ilçeye bile gidemiyorsunuz. Bakın, çarpıcı olması açısından söylüyorum -sayın bakanlara sordum- en büyük övündüğünüz projelerden bir tanesi bölünmüş yol ama 2002'den 2023'e kadar Artvin'de sadece 24 kilometre bölünmüş yol yapıldı değerli arkadaşlarım, ondan önce 22 kilometreydi, Artvin'de siz iktidara geldikten sonra yaptığınız bölünmüş yolun bütün kilometresi 24 kilometre. Ne kadar komik değil mi değerli arkadaşlar, ne kadar komik yani!

Artvin-Yusufeli arasında barajlar nedeniyle bazı tüneller yapıldı, o tüneller kısmen de olsa bu heyelanları engelledi ama özellikle ifade ediyorum, Şavşat'ta meydana gelen bu olay göz göre göre cinayettir. Ne diyoruz değerli arkadaşlarım, önce tedbir alınması gerekiyor, sonra tevekkül. Biz tedbir alırsak, tedbirleri yerine getirirsek gene de o şey gelirse ona diyeceğimiz yok ama bir an önce tedbirin alınması gerekiyor, bu yollarda bir an önce iyileştirmenin yapılması gerekiyor. Bu iyileştirmeler bugüne kadar yapılmadı; Artvin kaderiyle baş başadır, Artvin bu konuda sahipsizdir. Artvin, devlete her şeyini verdi; mezarlarını verdi, arazilerini verdi, topraklarını verdi "Allah devletimize zeval vermesin." dedi ama devletimiz demiyorum, Hükûmetimiz şu yolların iyileştirmesiyle ilişkili olarak ne yazık ki sınıfta kaldı değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, buradan açık açık ifade ediyorum: Bakın, büyük felaketlerin gelmesi söz konusudur. Kâhin değilim, kehanette de bulunmuyorum ama muhtemel bir büyük felaketin, büyük bir heyelanın gelmesi söz konusudur; toprak altına canlar verilmemesi için... Özellikle sahilde, Karadeniz Sahil Yolu'nda, Sarp yolunda her sene ölüler veriyoruz, yurttaşlarımızı bu ucuz ölümlerle kaybediyoruz değerli arkadaşlarım. Artvin'in her tarafındaki yollarda böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız. O nedenle, buradan, Parlamentodan bir kere daha sesleniyorum: Karayolları yetkilileri, Ulaştırma Bakanlığı, ilgili birimler, Cumhurbaşkanlığı hangi makam ve mevki olursa olsun lütfen Artvin'deki bu kanayan yaraya "Dur!" deyin, Artvin'de insanlar yollarda ölmesin değerli arkadaşlarım, yollarda insanları kaybetmeyelim.

Artvin'in yolları sevgi yolu olsun, ölüm yolu olmasın diyorum. Bu haykırışımı yetkililerin duyacağını umuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)