Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 51 |
Tarih: | 23.01.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuz adına bir araştırma önergesi verdik, bu araştırma önergesinin cemaziyelevveline doğru gitmek istiyorum.
Burada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz Bey bizim yolsuzluklarla ilgili yapmış olduğumuz konuşmaya vermiş olduğu cevapta "Dünyada yolsuzluk vardır, Türkiye'de de yolsuzluklar vardır ama biz yolsuzlukla ciddi mücadele veriyoruz, o nedenle büyüyoruz ve o nedenle de kişi başına düşen gayrisafi millî hasılamız artıyor." dedikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına cevap vermek üzere kürsüye gelmiştim, şöyle demiştim: "Dünyada" demeyin, "dünyada" derseniz aklımıza Güney Afrika gelir, Afrika gelir, Güney Amerika gelir, bazı Orta Asya ülkeleri gelir ama yerleşik demokrasiden bahsedin; Amerika'dan, Kanada'dan, Avustralya'dan, Avrupa Birliğinden, Benelüks ülkelerinden ve İskandinavya ülkelerinden, Japonya'dan, Avustralya'dan bahsedin demiştik. Oralarda da yolsuzluk olur, olmaz değil ama olduğu zaman sistem uyarır, özür dilerler ve aynı zamanda istifa ederler ve yargı da yakalarına yapışır dedik. Ve ben de bazı örnekler vermiştim burada, 17-25 Aralık dâhil olmak üzere örnekler verdim ve ardından da bir yere gelince Sayın Fuat Oktay'la, sabık Cumhurbaşkanı Yardımcısıyla ilgili de bazı iddialar var, inanmıyorum ama... Konuşmamı aynen okumak istiyorum: "Fuat Oktay Bey'le ilgili de bir iddia var. Ben olduğuna inanmıyorum. Ben Türkiye'de Cumhurbaşkanı Yardımcılığı yapmış bir kişinin bu tür şeylerle ilgili zan altında bırakılmasını doğru bulmuyorum. Ne yapması lazım? Birinci derece akrabaları dâhil olmak üzere ve eşinin de birinci derece akrabaları dâhil olmak üzere mal varlığını açıklaması gerekiyor. Bunu açıklarsa eğer ve açıklar ve kamuoyunun huzuruna çıkarsa doğru bir iş yapmış olur." demiştim. Ne var bunda, bir şey mi var? Çıkacak, diyecek ki: "Evet, bu iddialar var. Herkes hakkında iddialar olabilir ve bu iddialarla ilgili suç duyurusunda bulundum -aynen burada söylediği gibi- savcılığa suç duyurusunda bulundum. Mal varlığımı da -sadece Meclis Başkanlığında değil- açıyorum ve açıklıyorum." demesi lazım. Ben Selçuk Özdağ olarak mal varlığımı açıklamaya hazırım efendim.
Aynı zamanda Sayın Fuat Oktay buraya çıktı ve konuşmasında aynen şöyle söyledi, dedi ki: "Siyaseten zerre kadar karşılığı olmayan kişiler..." ve aynı zamanda "siyasetin hırsızları..." Yani Cumhuriyet Halk Partisiyle iş birliği yaptık ya biz, siyasetin hırsızları oluyoruz. Peki, HÜDA PAR'a niye bunu söylüyor, ayıp değil mi? Menfumumuhalifinden HÜDA PAR'a da aynısını söylemiş oluyor -ki onlar öyle değiller- aynı zamanda Yeniden Refahla ilgili, DSP'yle ilgili ve Büyük Birlik Partisiyle ilgili de aynı şeyi söylemiş oluyor. Siyasetçiler ağzından çıkanı kulağı duymuş olacak.
İkinci olarak şunu söyledi: "Siyasette zerre kadar karşılığı olmayanlar..." Ben de şimdi Fuat Oktay Bey'e bir çağrıda bulunuyorum: Bakın, Ankara demiyorum -benim kökenlerim Ankara- Manisa demiyorum, Muğla demiyorum -Muğla Milletvekiliyim, 3 dönem de Manisa Milletvekilliği yaptım- Yozgat'tan gelin beraberce bağımsız aday olalım. Çok da zamanımız var. Kimin zerre kadar karşılığı var, kimin Bozok Yaylası kadar karşılığı var, göreceğiz. Ben Bozok Yaylası'na çok uzağım, kendisi oralı. O nedenle diyorum ki ben burada: Siyasetçiler burada konuşmalarını yaparken dikkatli olmak zorundadırlar. Ben, Cumhurbaşkanlığı makamına zarar gelmesin diyerek inanmıyorum diyorum ve ardından da şunu söylüyor kendisi, diyor ki: "Tescilli bir FETÖ'cünün..." Söylemiş olduğu "tescilli FETÖ'cü..." Peki, şimdi söylemez miyim o zaman, geçmişte, tescilli terörist olanların gizli tanıklığı üzerinden Genelkurmay Başkanları nasıl tutuklandı Türkiye'de? Niye onları kale aldınız da şimdi bunları kale almıyorsunuz? Ben oradan da duymamıştım, sadece sosyal medyadan görmüştüm İngilizce ve Türkçe olarak. Burada böyle iddialar var, bu iddialar hiç kimseye yapışmasın, gelin, beraberce açıklayalım diyerek bunları söylemiştim.
Değerli milletvekilleri, bizler burada hep beraber temiz siyaset yapmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin çok ciddi şekilde temiz eller operasyonuna ihtiyacı var; her zaman söylüyorum, Türkiye'de tuz kokmuş vaziyette. Geçenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının yapmış olduğu ihaleleri bu kürsüden de dile getirmiştim, biliyorsunuz. Allah aşkına, nerede yolsuzluk varsa, hırsızlık varsa, bunun dedikodusu varsa... CİMER'i niye kurdunuz, niye AKİM'i kurdunuz? Şundan dolayı kurdunuz: "Vatandaşlar buraya şikâyetlerini dile getirsin, aynı zamanda da görmüş olduğu problemleri dile getirsin; aynı zamanda yolsuzlukları, hırsızlıkları, keyfîlikleri dile getirsin; biz de görevimizi yapalım." diyerek CİMER'i kurdunuz veya AKİM'i kurdunuz, AK PARTİ İletişim Merkezini kurmuş oldunuz.
Şimdi, aynı şekilde ben de diyorum ki buradan: Hep beraber, hep birlikte mal varlıklarımızı sadece Meclis Başkanlığına vermeyelim, açalım bu mal varlıklarını, kimin hakkında ne iddia varsa gelelim bu kürsülerde, basın toplantılarında "Bizim mal varlığımız budur ve de veremeyeceğimiz hiçbir hesap yoktur eğer varsa da gereği yapılsın." diyerek bunları dile getirmemiz gerekmektedir.
Onun için sözlerimi şöyle toparlamak istiyorum değerli milletvekilleri: Şimdi, bu grup önerimize, araştırma önergemize bütün milletvekillerinin "evet" oyu vermesini bekliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Son cümlem Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Ve hep beraber, hep birlikte Türkiye'de hiçbir yerde yolsuzluk olmasın, hiçbir yerde hukuksuzluk olmasın, hiçbir yerde keyfîlik olmasın ve de... İtalya bunu yaptı da biz niye yapmayalım? Neden Türkiye'yi bu dedikodularla meşgul edelim? Kimin nerede bir yanlışı varsa, kimin nerede bir hatası varsa, hukuksuzluğu varsa bunun hakkında gereğini yapmak hepimizin boynumuzun borcudur. Gelin, bunu yapalım, yapmak mecburiyetindeyiz. Niye davetiyeli ihaleler oluyor diye soralım ve aynı zamanda da şunu söyleyelim: Niye Türkiye'de istismarlar, niye nepotizm -akraba kayırmacılığı- niye mülakatlar vardır diye dile getirelim. Türkiye'nin imkânlarını 85 milyona taksim edelim. Bir yandan eğitimde fırsat eşitliğini bir diğer yandan gelirde, gelir dağılımında adaleti sağlayalım ve de bunu yapabilirsek Türkiye'de gelecek kuşaklar bizleri hayırla yâd ederler, yapamazsak eğer bizlere pek de güzel şeyler söylemezler diye düşünüyorum.
Bu duygularla Meclis araştırması önergemize "evet" oyu vermenizi bekliyoruz.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)