GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:23.01.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, konuşmama başlarken depremde kaybettiğimiz bütün vatandaşlarımıza Yüce Allah'tan rahmet; ailelerine, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Tabii ki acımız büyük. Bizi en çok üzen konuların başında, kendilerine ulaşılamayan, bir şekilde tespiti yapılamayan birçok vatandaşımızın ve çocuklarımızın olması. Devlet olarak öncelikle bu sorunu hem fiilî olarak hem hukuki olarak bir açığa kavuşturmamız gerekmektedir.

Depremin doğası gereği elbette can kayıpları yaşanabilir. Tabii, deprem sonrası bizim devlet olarak öncelikle yapmamız gereken, enkazın altında kalan canlı vatandaşlarımızı bir an önce oradan çekip çıkarmaktır. Devletin en önemli görevi de budur. Daha sonra depremin yaralarını sarmak, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermek, barınmasını, yemesini, içmesini, sağlamak da devletimizin en önemli görevlerinden bir tanesidir. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki devletimiz, bu söylediğimiz deprem sonrası yapılması gereken bütün konularda sınıfta kalmıştır. Yeterli arama kurtarmayı vaktinde, zamanında yapamamıştır. İnsanlar âdeta enkazın altında donarak, açlıktan, susuzluktan, havasızlıktan yaşamlarını yitirmişlerdir. Vaktinde müdahale edilebilseydi birçok kişinin enkazın altından sağ çıkabileceğini düşünüyoruz. Bir de buna kayıp çocuklarımızın konusu eklendi. Milletimizin yüreğini sızlatan, acısını günbegün taze tutan bu konunun mutlaka bir gün çözüme kavuşturulması gerekir. Depremde bu çocuklarımız yaşamlarını da yitirmiş olabilirler ancak öncelikle bu çocuklarımızın herhangi bir şekilde kaçırılıp kaçırılmadığını, insan ticaretine konu olup olmadığını devletimizin ciddi bir şekilde araştırması gerekir, bir tespit yapılması gerekmektedir. 99 depreminden sonra da benzer sorunları yaşadık. Bazı çocuklarımızın istismar edildiği, kaçırıldığı yönünde haberler hatta isimleri de medyada yer aldı. Devletimiz bu konuyu da tam açığa ne yazık ki kavuşturamadı. Yeterli incelemelerin de yapılmadığını görmekteyiz, düşünüyoruz. Hem 99'daki hem de 6 Şubat 2023 depremindeki bu kayıp vakaların ciddiyetle, Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyüklüğüne yakışır bir şekilde araştırılıp sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Devlet olarak, biz fiilî olarak kayıplarımızı bulamıyorsak hemen arkasından hukuki anlamda kayıp kişilerin ya da çocuklarımızın gaipliğine dair bir hukuki süreç de başlatılmalıdır. Bunun yanında, elimizde somut bir bilgi olmamakla birlikte, kayıp çocuklarımızın istismar edilip edilmediği, yurt dışına kaçırılıp kaçırılmadığı gibi konular da milletimizin zihninde ciddi soru işaretleri oluşturmuştur. Bu konu vatandaşlarımızı ciddi anlamda rahatsız etmektedir.

Değerli milletvekilleri, Mehmet Akif Ersoy'un "Safahat"ında da dediği gibi: "Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu/Gelir de adl-i İlahî sorar Ömer'den onu!" Bir koyunun hesabını soran Yüce Allah, kaybolan vatandaşlarımızın da çocukların da hesabını sorar. Buradan Hükûmete, Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Gelin, bu konuyu gerekiyorsa Meclis araştırmasıyla ve teknik anlamda hukuki süreci başlatarak milletimizin yarasını daha da acıtmayacak şekilde çözelim, sonuçlandıralım. Eğer yurt dışına kaçırılmış bir çocuğumuz, evladımız var ise Türkiye Cumhuriyeti olarak biz her bir vatandaşımızın hukukunu dünyanın her yerinde korumakla, kollamakla ve gözetmekle yükümlüyüz. Ülkemizden kaçırılmış bir çocuğumuz var ise istihbaratımız çalışsın, medyamız çalışsın; insanlarımız çalışsın; dünyanın neresine götürülmüşse gidip onları tekrar ülkemize getirelim, aileleriyle, yakınlarıyla buluşturalım. Eğer yok ise kaybolan çocuklarımızla hukuki süreci işleterek bu konuda devlet olarak yapılması gerekeni yapalım. Burada söz konusu olan anasını babasını kaybetmiş, belki de tüm yakınlarını kaybetmiş Türk balaları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYKUT KAYA (Devamla) - Bizler, Türk milletinin vekâletinin sorumluluğu taşıyan bireyleriz. Her birinizin de bu kutsal sorumluluğu taşıdığına inancım tamdır. Siyaseti döklü kalsın, bir Türk balasını uluslararası istismarcı, aşağılık bir örgüte kurban ettiysek sorarım size, hanginizin gözüne uyku girebilir? Bir Türk balası aşağılık ve istismarcı örgütlerin eline düşünceye kadar "Gök girsin kızıl çıksın." diyecek kadar yiğit bir milletin temsil edildiği Büyük Millet Meclisinin fertleriyiz. O zaman, gök girecek kızıl çıkacak, hiçbir Türk balası öksüz kalmayacak. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in de üzerine titrediği bu konunun devletimizin haysiyet meselesi olduğunu hatırlatıyorum; Türk balası yaşayacak.

Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)