GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kuzey Atlantik Antlaşmasına İsveç Krallığının Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:23.01.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA FUAT OKTAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. İsveç'in NATO'ya katılımına ilişkin protokolün onaylanması hakkında kanun teklifi çerçevesinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Öncelikle ülkemizin ve milletimizin birliği ve güvenliğinin korunması için her türlü zorluğu hiçe sayarak görev yapan kahraman Mehmetçiklerimize ve tüm güvenlik güçlerimize buradan bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Bu vesileyle, şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; küresel dengelerin sorgulandığı ve değiştiği bu dönemde, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle, Türkiye merkezli 360 derece yaklaşımla kararlı, ilkeli ve etkili bir dış politika izlenmektedir. Sadece gelişmelere göre pozisyon alan değil, gelişmelere yön veren bir Türkiye var. Mevcut sistemin zaaflarından arındırılması gerektiğini "Dünya 5'ten büyüktür." ve "Daha adil bir dünya mümkün." ifadeleriyle uzun süredir ortaya koymaktayız. İlkeli ve insan odaklı dış politikamızla, bölgemiz başta olmak üzere, dünyada mazlumların sesi olmaya devam ediyoruz. Bunu hem sahada hem de masada mümkün kılan ise izlediğimiz, izlenen politikalardır.

Savunma sanayisi alanında dışa bağımlılığımızı azaltmak için başlattığımız hamleler sonuç vermeye başlamıştır. Savunma sanayimizin ulaştığı seviyede hedefimiz tam bağımsızlıktır ve burada artık ülkemize ve çıkarlarımıza yönelik tehditlerle mücadelemizde de dışa bağımlılığımızın kısıtlamalarını en az seviyede yaşıyoruz, bunu zaten günbegün görüyoruz. Gerektiğinde millî imkânlarımızla sınırlarımızın ötesinde de mücadele edebilme yeteneğine sahibiz ama biraz önce de ifade ettiğim gibi hedefimiz tam bağımsızlıktır, savunma sanayisinde tam bağımsızlıktır.

Masadaki mücadelemizde de dünyadaki 5'inci en geniş diplomatik temsilcilik ağımızdan yararlanmaktayız etkin şekilde. Vatandaşlarımız dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar devletimizin koruması ve desteğine sahiptirler. Yüce Meclisimizle ilgili tüm organlarıyla parlamenter diplomasiyi etkin kullanarak ülkemizin güvenlik ve çıkarlarını ilgilendiren her konuda dış politika alanındaki çalışmalarını sürdürmekte.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gündemimizde bulunan İsveç'in NATO üyeliği konusunu değerlendirirken içinde bulunduğumuz uluslararası ortamı ve bölgemizdeki durumu da dikkate almak gerekiyor. İsrail'in Gazze'deki yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşan 25 binden fazla sivilin hayatına mal olan saldırılarıyla başlayan gelişmeler ve çatışmaların başka bölge ülkelerine de yayılmaya başlaması durumun bir bölgesel çatışmaya dönüşme riskini her an her dakika itibarıyla artırmakta.

Öte yandan, Ukrayna'da devam eden savaşın da tekrar alevlenerek küresel etkileri olacak bir çatışmaya dönüşme riski hâlâ kuvvetli bir ihtimal. Bölge dışından güçlerin Karadeniz'e yönelik ilgisi de bu bölgedeki riski arttıran bir diğer tutum.

Balkanlar da kriz riski barındıran bir başka komşu bölgemiz tabii; Sırbistan, Kosova ve Bosna Hersek'te yaşanan gerilim bu bölgenin yakın takibini zorunlu kılmakta.

Akdeniz'de KKTC'nin haklı davasının savunulması ve güvenliğinin sağlanması, Libya'daki kırılgan durum, göçmen krizinin kıyıdaş ülkeler üzerinde ve bunların aralarındaki ilişkilerde yarattığı baskılar ülkemizi etkilemektedir.

Kafkaslarda ise can Azerbaycan'ın vatan toprakları üzerinde sağladığı fiilî hâkimiyet henüz kalıcı bir barış anlaşmasına dönüşmüş değil. Maalesef bölge dışı aktörler Ermenistan'a yanlış mesajlar vermeye devam etmektedir.

1.200 kilometrelik güney hudut hattımızın hemen karşısında bulunan ve devlet kontrolünde bulunmayan bölgelerden kaynaklanan terör tehdidi ise hepimizin malumu. Suriye'de yaşanan kriz, bölge dışı güçlerin sahadaki varlığı ve terör örgütleriyle yaptıkları iş birliği nedeniyle yine artan bir risk oluşturmaktadır.

AB'yle ilişkilerimiz ise yine AB'nin vizyonsuz ve belli ülkelerin etkisinde şekillenen politikalarının etkisinde ne yazık ki. Küresel sorunlar karşısında kendi içinde de ciddi bir bölünme yaşayan AB'nin ülkemizi dışlamaya devam ettiği sürece -özellikle siyasi konularda- küresel bir aktör olamayacağını, hatta bu yaklaşım sonucunda yabancı düşmanlığı ve İslamofobi sarmalına kapılması tehlikesi bulunduğunu anlamasını da ümit ediyoruz, umuyoruz.

Bu sorunların ve krizlerin karşısında tabii ki seyirci değiliz, zaten seyirci de kalmamız mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm bölgesel ve küresel sorunlara yönelik olarak ülkemizin güvenlik ve çıkarlarını merkeze alan, önleyici ve çözüm odaklı, sorumluluk almaya hazır bir dış politika uygulamaktayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemize ve milletimize yönelik tehdit ve saldırılarla gerektiğinde tek başımıza mücadele edebilecek imkân ve kudrete elbette sahibiz. Ancak ülkemizin istikrarı ve güvenliğinin korunması yönünde dost ve müttefiklerimizle iş birliği içerisinde hareket etmemiz öteden beri savunduğumuz dış politika yaklaşımının bir gereği. Ülkemizin üyesi bulunduğu uluslararası örgütlerin tamamında bu anlayışımız çerçevesinde etkin ve yönlendirici bir siyaset izliyoruz. Yetmiş yılı aşkın süredir ülkemizin Avrupa ve Atlantik bölgesiyle siyasi ve askerî ilişkilerinin bir nevi çıpasını oluşturan NATO da bu örgütlerin en önemlilerinden biri. Türkiye, NATO'nun en büyük 2'nci ordusuna sahip ve operasyonlarına en fazla destek sağlayan ilk 5 üye arasında. Oydaşmaya dayanan karar alma sistemi çerçevesinde ülkemiz NATO'da alınan tüm kararlarda söz sahibi. NATO'nun güçlü ve etkin caydırıcılığa sahip kalması ülkemizin siyasi ve askerî öncelikleri arasında. Bu çerçevede, NATO'nun genişlemesini hem ittifakın gücünü ve caydırıcılığını artıracağı hem de ülkemizin de faydalanacağı bir güvenlik ve istikrar alanı oluşturduğu için desteklemekteyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Finlandiya ve İsveç, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrasında kökünden değişen tehdit algıları nedeniyle uzun zamandan beri korudukları tarafsızlık tutumunu değiştirerek NATO'ya katılma kararı aldılar malumunuz. Bu ülkelerin başvurularını ilke olarak olumlu karşıladık ancak müstakbel müttefiklerimiz olarak ülkemizin meşru güvenlik kaygılarını gözetmelerini ve ittifak dayanışması ruhuyla hareket etmeye başlamalarını beklediğimizi sürecin başından beri vurguladık. Bu amaçla NATO Madrid Zirvesi öncesinde İsveç ve Finlandiya'yla yaptığımız üçlü görüşmeler sonucunda bir Üçlü Muhtıra imzalandı. İsveç ve Finlandiya, bu bölgelerde PKK-PYD/YPG ve FETÖ'ye destek sağlamamayı, terörizmle mücadelede ülkemizle iş birliği yapmayı ve savunma sanayisi ürünleri ticaretindeki engelleri ortadan kaldırmayı taahhüt etmişlerdir. Bu taahhütlerin hayata geçirilmesini ve somut ilerlemeleri takip etmek için de bir Daimî Ortak Mekanizma tesis edilmiştir. Finlandiya, Madrid'de imzalanan Üçlü Muhtıra çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirdiğinin değerlendirilmesi üzerine yüce Meclisimizin de onayıyla 4 Nisan 2023 tarihinde NATO'ya katılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere, İsveç, geçmişte özellikle PKK terör örgütünün varlığı ve faaliyetleri bakımından Avrupa'da merkez hâline gelmiş bir ülke konumundaydı, 2015 sonrasında FETÖ unsurları da bu ülkeye yuvalanmaya başlamışlardı. İsveç, ülkemizin bu durumdan duyduğu haklı endişeleri gidermek üzere NATO Madrid Zirvesi'nde imzalanan Üçlü Muhtıra'dan kaynaklanan taahhütleri çerçevesinde adımlar attı ancak Hükûmetimizin İsveç'in anayasa ve yasalarında yapılan değişikliklerin özellikle terörle mücadele alanındaki somut sonuçlarını görmek istemesi nedeniyle İsveç'in üyelik süreci Finlandiya'nın gerisinde kaldı. İsveç makamlarıyla yürütülen temaslar sonucunda İsveç'in taahhütlerini uygulama düzeyi ve samimiyeti dikkate alınarak konu 2023 Ekim ayında Meclisimizin onayına sunuldu. Dışişleri Komisyonunda İsveç'in NATO'ya katılımının ülkemizin çıkarları açısından yaratacağı etkileri ciddiyetle ve özenle tartışıldı, değerlendirildi, incelendi. Bu ülkenin Madrid'de imzalanan Üçlü Muhtıra ve bilahare Vilnius'ta yapılan üçlü ortak açıklama çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konularında Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarımızın temsilcilerinden bilgi alındı, gerekli değerlendirmeler yapıldı. Yine, öte yandan, ayrıca görüştüğümüz İsveç'in Ankara Büyükelçisinden de ülkesinin üçlü mutabakat ve terörle mücadele çerçevesindeki taahhütlerinin yerine getirilmesi konusundaki çalışmaları hakkında da ayrıntılı bilgi aldık.

Bu çerçevede İsveç'in anayasasında terör örgütlerine destek sağlanmasında yaptırımlar getiren bir değişiklik yaptığını, terörizmle mücadele yasasında yapılan değişiklikle terör örgütüne katılımın ilk kez İsveç'te suç hâline getirildiğini, PKK'nın İsveç'teki ana finansman kaynaklarından sözde Kürt kızılayının banka hesabının kapatıldığını ve söz konusu oluşumun İsveç'teki faaliyetlerine son vermek zorunda kaldığını, bir PKK terör örgütü mensubunun terörizmin finansmanı ve kara para aklama suçlarından hapse mahkûm edildiğini, bunun İsveç bakımından bir ilki teşkil ettiğini, ülkemizde silahlı terör örgütüne üyelikten cezasının infazı amacıyla hakkında arama kaydı olan PKK'lı bir şahsın ülkemize iade edildiğini, İsveç'in PKK'yla iltisaklı olduğu anlaşılan kişilerin ülkeye girişlerini engellediğini, bazı kişilerin de İsveç'i terk etmelerinin sağlandığını, PKK iltisaklı çevrelerin artık İsveç'te eskiden olduğu şekilde rahat bir hareket alanı ve temas imkânı bulamadıklarını, savunma sanayisi alanında ülkemize yönelik kısıtlamaların tamamının kaldırıldığını, İsveç'in ülkemizin AB üyelik sürecine açık destek verdiğini, kutsal değerlerimize yönelik saldırıların engellenmesini sağlamak üzere İsveç yasalarında gerekli değişikliklerin hızla yapılması için bir çalışma başlatıldığını, İsveç Hükûmeti ve İsveç halkının çoğunluğunun da bu saldırıları tasvip etmediğini, İsveç'in bizim makamlarımızla, Türkiye'nin makamlarıyla yakın iş birliği sağlamak için özel görevli bir savcı atadığını tespit ettik.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyonumuza verilen bilgilerden terörle mücadelenin uzun soluklu gayretleri gerekli kılması nedeniyle İsveç tarafı nezdinde takibi gereken iade süreçleri ve terör örgütlerinin gösterilerinin engellenmesi gibi bazı hususların bulunduğu anlaşılmakta. Nitekim, bu durum, Komisyon üyelerimizce yine en çok üzerinde durulan konular arasında yer aldı. İlgili kurumlarımızca bu hususların İsveç'in NATO üyeliği sonrasında da takip edileceği, yakından takip edileceği, İsveç'in taahhütlerini yerine getirmemesi hâlinde devreye sokulabilecek mekanizmaların mevcudiyeti ifade edilmiştir. İsveç'in NATO üyeliği sürecindeki kararlı yaklaşımımız sayesinde NATO içerisinde terörle mücadele konusundaki farkındalık da artmıştır. Genel Sekreter Stoltenberg tarafından NATO Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atandığının açıklanması da bu çerçevede olumlu bir gelişmedir. Dışişleri Komisyonunda yapılan değerlendirmelerde tüm bu hususlar ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Oy çokluğuyla İsveç'in NATO'ya üyeliğinin ülkemizin ulusal çıkarlarıyla uyumlu olduğu değerlendirilerek ilgili kanun teklifi Genel Kurulumuza olumlu görüşle Komisyonumuzca iletilmiştir. Dışişleri Komisyonunda Komisyonumuzun kapsamlı ve uzun değerlendirmesi sırasında millî çıkarlarımız temelinde büyük hassasiyetle hareket ederek sürece değerli katkılar sağlayan tüm Dışişleri Komisyonu üyelerimize buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu vesileyle buradan tüm NATO üyelerine de müttefiklere de bir kez daha seslenmek istiyorum: Terörle mücadele bahanesiyle ülkemizi hedef alan terör yapılanmalarıyla iş birliği yapılmasını, ülkemize yönelik olarak uygulanan kapalı veya açık ambargoları, ifade özgürlüğü çerçevesinde en kutsal değerlerimize karşı yapılan saldırılar karşısında sessiz kalınmasını, ülkemizle ilişkilerin birbirinden farklı konularla irtibatlandırılmaya çalışılmasını asla kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi buradan bir kez daha kuvvetle vurgulamak istiyorum. Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç tarafından bu konularda atılan adımların diğer dost ve müttefiklerimize de örnek teşkil etmesini bekliyoruz.

Biz AK PARTİ Grubu olarak söz konusu kanun teklifi çerçevesinde olumlu oy kullanacağımızı belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)