| Konu: | 24 Ocak 1993'te katledilen Uğur Mumcu ile sekiz yıl sonra aynı gün katledilen Gaffar Okkan'a, eski Bakan İsmail Cem'e, hayatını kaybeden çocuk işçilere, emekli aylıklarına ve TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2024 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 24 Ocak 1993'te, bir pazar günü, arabasına yerleştirilen bombayla katledildi Uğur Mumcu. O günden bu yana 25 İçişleri Bakanı, 20 Adalet Bakanı değişti ama Uğur Mumcu cinayeti aydınlatılmadı. Tüm yaşamı boyunca gerçeklerden yana olan, aldığı tüm tehditlere rağmen doğrulardan sapmayan Uğur Mumcu tam bir cumhuriyet sevdalısıydı. Yıllar önce kullandığı cümlede "Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar yıllar sonra general olacaklar ve cumhuriyete karşı ayaklanacaklar." demişti. Evet, 15 Temmuzda bu acı gerçeği gördük. Uğur Mumcu yıllar önce bizleri uyarmıştı ama uyardığı için katledildi, faillerini hâlâ bulamadık. Uğur Mumcu cesaretiyle, duruşuyla bu ülkede hâlâ tüm baskılara rağmen gerçeklerin üzerine giden gazetecilere örnek olmuştur. Kendisini rahmetle, özlemle, saygıyla anıyoruz.
Ali Gaffar Okkan, ne acıdır ki Uğur Mumcu öldürüldükten sonra "Katillerini bulacağım." diye söz vermişti. Sekiz yıl sonra, aynı gün valilik binasındaki Uğur Mumcu anma törenlerine giderken kurulan pusuda katledildi ve üzülerek söylüyorum ki bugün, ülkemizde Gaffar Okkan'ı kimin katlettiğini, hangi yapının katlettiğini hepimiz biliyoruz; Hizbullah ve uzantıları katletmişti ve onu savunanlar... Üzülerek söylüyorum, bu Mecliste partisi olan, milletvekili olan bir partinin Bismil'deki adayı o davada yargılanıyordu bugün, bu çok üzüntü verici. Biz, Gaffar Okkan'ı da saygıyla, rahmetle anıyoruz.
İsmail Cem, aramızdan ayrılan değerli bir siyasetçi, Bakanımız, naif insan, örnek insan, onu da rahmetle saygıyla anıyoruz.
Değerli milletvekilleri, MESEM'li bir çocuk daha öldü, 15 yaşındaki Erol Can Yavuz, mobilya atölyesinde suntaların üzerine devrilmesi sonucunda can verdi; tıpkı, klima montajı sırasında çatıdan düşerek hayatını kaybeden 17 yaşındaki Ömer Çakar gibi, çalıştığı inşaatın 5'inci katındaki elektrik döşeme işini yaparken düşüp yaşamını yitiren 16 yaşındaki Zekai Dikici gibi, kafası sac büküm makinesine sıkıştığı için on altı dakika boyunca kimsenin görmemesi sonucu kaybettiğimiz 14 yaşındaki Arda Tombul gibi. O kadar çok kötü örnek var ki. Evet, 2 milyar kazanç sağlıyorlar diye bu çocuklar neden ölüyor? Denetim var mı? Yok. Bu vahim trajedilerden örnek alan bir iktidar, bakanlık var mı? Yok. Çünkü güvensiz bir şekilde çalışıyorlar, çünkü denetim yapılmıyor. Aslında bu çocuklar okulda olmalı, bu çocuklar okulda eğitimini görmeli ama maalesef ki çocuk işçiler denetimsizlik, ihmalsizlik yüzünden aramızdan ayrılıyor ve bununla ilgili açıklama yapmayan, önlem almayan bir bakanlık var.
Biz de yine emekli aylıklarına değineceğiz. İktidar dalga geçiyor, azap çektire çektire artış yapıyor, emeklilerin gerçek durumunu görmezden geliyor. Şimdi, emeklinin durumu, mutfağı belli, geçinemediği belli; bunu anlıyorlar ama parça parça zam yaparak iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar ama emekli çile çekiyor, bu durumda azap çekiyor. Bakın, saray kendine dakikada 23 bin lira ayırırken emekliye verdiği maaş ortada. Burada kimin fedakârlık yapması gerekiyor? Saray bir emekli maaşını yirmi yedi saniyede tüketiyor, yirmi yedi saniyede. Kendi tahtlarından, kendi giderlerinden, şaşaalı hayatlarından taviz ve ödün vermeyenler emekliden ödün istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ben buradan sormak isterim: Zam önce yüzde 5 arttı, sonra bir artış daha yaptılar yüzde 49,25'e yükseldi; peki, en düşük emekli maaşı hâlâ 10 bin lira, buna yapacakları bir şey var mı? Bugün -hepimiz, çevremizdeki insanlar buradan çıkıp bir pazara gitse- 10 bin lira emekli maaşıyla geçinen yüz binlerce insan var, aile var; sormak istiyorum: Bu durum milletvekilleri olarak bu Parlamentoyu, iktidar partisi milletvekillerini, diğer milletvekillerini üzmüyor mu? Israrla söylüyoruz, bu yasa bugün görüşülecek, 17 bin lira olan asgari ücretle aynı seviyeye getirin çünkü büyük bir yük olarak bunu söylüyorsunuz ama bundan daha büyük bir sorumluluğunuz yok; bu, Parlamentonun sorumluluğu. Bu yasa bugün görüşülecek, gelin, önerge de veriyoruz, diğer partiler de önerge verecek, en düşük emekli maaşını 17 bin lira yapalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu ülke de bu Parlamento da bu iktidar da bu utançtan kurtulsun. "Yüzde 5 yaptık." "Hadi yüzde 7 daha yapalım." "Hadi yüzde 1 daha yapalım..." Ya, kimse kimseye sadaka vermiyor, bizim olanı veriyor ve bir gerçek var: Bu zamların hiçbiri en düşük emekli maaşı olan 10 bin lirayı etkilemiyor. Yüz binlerce insan makamlarımızı arıyor, bizi arıyor, sokakta yakamıza yapışıyor; bilmiyorum, pazara, çarşıya gidiyor mu değerli milletvekilleri, göz göze geliyor mu? O yüzden, bugün, yarın, gelin bu rezalete hep beraber son verelim.
Son olarak, TÜİK'e değinmek istiyorum çünkü emekli maaşı da memur maaşı da işçi maaşı da... Bunun sebebi tek bir kurum, aslında saray ama saraya bu altyapıyı ve bu hizmeti veren TÜİK'tir ve suç işliyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlelerim.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - "TÜİK" denilen o kurum ortaya attığı yüzde 64,77'lik enflasyon oranıyla emekliyi de işçiyi de memuru da dolandırmıştır; onların mutfağına, sofrasına, cebine elini sokmuştur. Gerçek enflasyon yüzde 129'dur, eğer bu gerçek veriyi verseydi bugün başka bir şey konuşacaktık ama veriyi açıklayan kurum TÜİK, kalem elinde sarayın, sabah verdikleri verileri akşamüzeri açıklıyorlar ve bu rezalet ortaya çıkıyor. Gerçek enflasyon verileri açıklanmalı. TÜİK artık ciddiyetini yitirmiştir ve milyonlarca işçinin ve memurun ahı üzerindedir diyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.