| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2024 |
HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine İYİ Parti adına söz almış bulunuyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, işverenlerimizin desteklenmesini önemli ve yerinde bulmakla birlikte, İşsizlik Sigortası Fonu'ndaki birikimin işverene destek amaçlı kullanılmasını doğru bulmuyoruz. Bu ödemelerin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan değil, merkezî bütçeden ya da hazineden karşılanması gerektiğine inanıyoruz. İşsizlik Sigortası Fonu istihdama destek olmak amacıyla işini kaybeden sigortalıların işsiz kaldıkları dönemde geçinebilmeleri için AK PARTİ hükûmetleri öncesinde kurulmuştur. Ancak iktidarın tercih etmekte olduğu politikalar sonucu bu Fon işçiler için kullanılan bir kaynak olmaktan ziyade işvereni destekleme fonuna dönüşmekte ya da dolaylı yollarla bütçe açıklarını kapatmakta kullanılmaktadır. İşsizlik sigortasının amacı, işsizliğin önlenmesi veya işsizliğin azaltılması değil, işsiz kalan kişiye işini kaybettiği ve bu nedenle gelir elde edemediği için yasalarla belirlenmiş süreyle sınırlı olmak üzere bir güvence sağlamaktır. AK PARTİ iktidarı sap ile samanı o kadar karıştırmıştır ki kurumları dahi asli kuruluş amaçlarından saptırmıştır. Günü kurtarmak adına atılan adımlar hiçbir zaman çare olmamıştır. 5 milyona yakın işsizin olduğu bu ülkede İşsizlik Fonu'nun bütçesini işverene destek amaçlı kullanmak tam anlamıyla iş bilmezliktir, milyonlarca işsiz vatandaşımızın hakkını gasbetmektir, kul hakkına girmektir. İlla bir fondan işverene destek olunacaksa, Cumhurbaşkanlığının bir yıllık harcaması 12,3 milyar TL'dir, günlük harcaması 34 milyon TL'dir; buradan biraz tasarruf ederseniz bu işverene destek olunabilir. Tabii, itibardan tasarruf olmaz ya, saltanatınıza zeval gelir ya, nasılsa milletin kesesinden çıkıyor, tasarruf etmek itibarınızı sarsar ya... Evet, iktidar mensubu muhterem milletvekilleri, sizin bu israfınızı milletin içinde bulunduğu bu vahim şartları düşünerek gözden geçirmenizi tavsiye ediyoruz. Ülkenin cari ekonomik şartlarına baktığımızda bu lüks, israf ve şatafattan utanmanız gerektiğini düşünüyoruz. Dizginlenemez ve önlenemez harcama hırsınızı finanse etmek için ülkeyi soktuğunuz borç batağı yetmezmiş gibi alicengiz oyunlarıyla milletin de cebine göz diktiniz. Bu milletin büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır ve sizin alicengiz oyunuyla bu garip milletin cebinden âdeta çaldığınız paralar yüzünden milleti daha da yoksullaştırdınız. İşin cabası, bu alicengiz oyunlarınıza devletin güzide kurumlarını da alet ediyorsunuz ve suç işliyorsunuz. Nasıl mı? TÜİK'i alet ediyorsunuz mesela. TÜİK'in yaptığı alicengiz oyununu zımnen itirafına hep birlikte tanık olduk. Ne diyor TÜİK? "Vatandaşımız enflasyonu 2 kat hissediyor." diyor. Tesadüfen mi hissediyor? Demek ki enflasyon gerçeği bu, gerçek olan hissedilir. Nasıl ki Meteoroloji hava sıcaklığına "Eksi 5 derece." der ama hissedilen eksi 10 yani gerçek hissedilen odur, TÜİK'in yaptığı da maalesef bu şekilde bir gerçeğin itirafıdır. "Enflasyonu düşük göstererek milletin cebine göz diktiniz, âdeta parasını çaldınız." dememdeki kasıt şudur: Enflasyonu düşük göstererek işçinin, memurun, emeklinin alması gereken zammı onlara vermeyerek daha düşük gelir seviyesinde kalmalarına ve daha da yoksullaşmalarına sebep olmuş durumdasınız. Bu şartlarda, hakkını iç ettiğiniz asgari ücretlinin, emeklinin geçinebilmesi için âdeta sihirbaz olması gerekmektedir.
Sizleri daha adil, daha dürüst olmaya davet ediyor, milletin cebinden elinizi çekmenizi öneriyor, yüce heyeti saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)