GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:25.01.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Partimizin grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

"Selam sana, ey yılları heba olan genç/İstikbalin gitti diye tasalanma sakın/Haydi artık bitsin bütün ızdırapların." Ekmeğinin peşindeki işsiz gençler, selam sizlere.

Resmî tanımla, çalışma irade, istek ve gücüne sahip olmasına ve asgari ücret düzeyinde iş aramasına rağmen iş bulamamış ve karşılaştığı bu durum kesinlikle kendi isteği dışında olan, 15-24 yaş aralığında bulunan kişiye "genç işsiz" denir. Lakin, genel manada, 35 yaşına kadar da bir insana "genç" denir. TÜİK verilerine göre ülkemizde 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 17'nin üzerinde. 35 yaşa göre bakacak olursak da gençlerimizin üçte 1'i işsiz durumda. Öğrenci olan gençlerimiz "işsiz" tanımına girmediğine göre, öğrencilerimizi de TÜİK verilerinden düşecek olursak gençlerimizin neredeyse yarıya yakını işsiz.

Yapılan çeşitli araştırmalara göre gençlerimizin yüzde 80'i daha iyi bir gelecek için yurt dışına geçmek istiyor. Her 2 gençten 1'i mutlu olmadığını ifade ederken yüzde 77'si torpilin yetenekten daha etkili olduğuna inanıyor yani torpilsiz iş bulamayacağını söylüyor. Maalesef ki çaresiz kalan gençlerimiz çareyi yurt dışında arıyor.

TÜİK'in 2023'te yayımladığı Uluslararası Göç İstatistikleri verilerine göre Türkiye'den yurt dışına 287.651 kişi göç etmiş. Bu rakamın büyük bir çoğunluğunu eğitimli gençlerimiz oluşturuyor. Gençlerimiz, sadece insanca kazanıp insanca yaşayamadıkları için değil, insan yerine konulmadıkları için, ülkemizde gelecek görmedikleri için yurt dışına gitmek istiyor; aslında, gelecekleriyle ilgili hayalleri artık ülkemizin içinde değil. Yurt dışına çıkabilen gençlerimiz kendini kurtarıyor, kalanlar ise umutsuz ve çaresiz. Kimi İstanbul Teknik Üniversitesi Uzay Mühendisliği Bölümü öğrencisi olan ve kampüs içindeki bir iş yerinde çalışan Okan Bayram gibi intihar ediyor, kimi uyuşturucu ve alkol bataklığına saplanıyor, kimi de illegal grupların tuzağına düşüyor ve kolay para kazanma yöntemlerine sapıyor. Peki, kanser hastası olan Dilek Özçelik'i hatırlayanınız var mı; dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'dan kanser ilaçlarının temini için yardım isteyen ve kendisine verilen parayı "Dilenci değilim." diyerek geri çeviren onurlu Dilek Özçelik'i? Ben söyleyeyim, bu kızımız 27 yaşında hayata gözlerini yummuştu.

İktidar sıralarına sesleniyorum: Bu eser sizlerin. Pırlanta gibi gençlerimiz ya ülkemizi terk ediyor ya pes edip hayatına son veriyor ya da kalıp yılları heba oluyor. Toplumdan o kadar kopuksunuz ki anlamıyorsunuz, anlayamıyorsunuz, dinlemiyorsunuz, dinlemek bile istemiyorsunuz, çare olmuyorsunuz, bir kulağınızdan giriyor ve transit bir şekilde öbür kulağınızdan çıkıyor. Sizin beğenmediğiniz, adam yerine bile koymadığınız gençlerimizi ise gelişmiş ülkeler âdeta kapışıyor, en iyi ve en güzel yerlere yerleştiriyor. Soruyorum sizlere: Bir doktor olmak kolay mı? Kolay mı yetişiyor bir doktor? "Giderlerse gitsinler." ne demek? "Eskiden doktorlara bir şey diyemezdik, artık AK PARTİ'si sayesinde doktor bile dövebiliyoruz." diyebilen bir toplum zihniyeti oluşturmak hangi aklın, hangi vicdanın ürünü?

Arkadaşlar, gençlerimiz, ülkemizin dünü değil, bugünü değil, yarınlarıdır, geleceğidir. İktidar sahipleri bunu asla unutmamalı, gelecek planları yaparken gençleri asla göz ardı etmemelidir. Ancak gençlerimizin sorunlarını çözmek için yıllardır hiçbir müspet adım atmayan AK PARTİ'sinin bu konudaki en büyük icraatı gençlerimizin sorunlarını görmezden gelmek, onları yok saymak olmuştur.

AK PARTİ'si milletvekilleri, sözüm sizlere; sorun ortada, sorun belli, çözüm de ortada. "İşveren, çalıştıracak vasıflı insan bulamıyor." diyorsunuz ya "İnsanlarımız, gençlerimiz iş beğenmiyor." diyorsunuz ya, alın size çözüm yolu: Mesleki eğitim merkezlerinin sayısını çoğaltın, işverenler ve mesleki eğitim merkezleri arasındaki organik bağı oluşturun, bu bağın denetmeni ve kollayıcısı olun, teşvik edin, bu merkezlerde eğitim alan gençlerimize iş garantisi verin, kölelik sistemine değil de akla ve vicdana uygun bir maaş politikası belirleyin. Bu bir çözüm değil mi? Bu çözüm yolu bir tek bizim mi aklımıza geliyor? Hayır, eminim ki sizlerin de bu çözüm yollarını bildiğini... Peki, neden bu çözüm yollarının üzerine yoğunlaşmıyorsunuz, elinizi kolunuzu kim bağlıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Niye 1 tane genç vekiliniz yok?

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Laf atma! Laf atma! Biraz sonra gelsin, senin buradaki partilin cevap versin.

Ülke, bir milletin egemenliği altında bulunan, başkenti ve bayrağı olan bağımsız toprakların tümüne denir. Bir ülkenin vatandaşı olmak, bir ülkede özgür bir şekilde yaşamak en büyük zenginliktir. Bir ülke nitelikli genç nüfusuyla güçlüdür. Gençlerimiz umutsuz, gençler mutsuz. Gençleri dünyanın dört bir yanına dağılmış, gençleri uyuşturulmuş bir Türkiye için dış güçler zaten yıllarca çalıştı. Hani "dış güçler" diyorsunuz ya, dış güçlerin de ekmeğine yağ sürmeyin. Lütfen, Türk'e, Türk gencine layık işler yapın, gençlerimizin umudunu çalmayın, ülkemizin geleceğini karartmayın.

Bütün Türk gençliğini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)