Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 53 |
Tarih: | 25.01.2024 |
SELMA ALİYE KAVAF (Manisa) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 91 sıra sayılı Kanun Teklifi'yle İşsizlik Sigortası Kanunu'nda yapılacak düzenlemelerle ilgili söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Gerek kısa çalışma ödeneği gerek işsizlik sigortası ödenekleri gerekse de Esnaf Ahilik Sandığı aylıkları sonuç itibarıyla işsiz kalan vatandaşlarımıza yönelik gelir güvencesi uygulamalarıdır. İşsiz kalan vatandaşlarımız arasında bu ödenekten süre ve uygulama yönünden yasada farklı uygulamaların düzenlenmesi çalışma hayatı açısından iş barışını tehdit eden, sosyal devlet açısından da adaletli olmayan bir durumu ortaya çıkarıyor. İşsiz kalarak kısa çalışma ödeneğine hak sahibi olan vatandaşlarımız için, son üç yılda asgari çalışma süresi şartını dört yüz elli gün olarak belirlerken işsizlik sigortası ya da Esnaf Ahilik Sandığı sigortası doğrultusunda hak sahibi olan vatandaşlarımızın asgari çalışma süresi şartını altı yüz günde bırakmak çalışma barışı ve sosyal devlet ilkeleriyle örtüşmüyor.
Diğer taraftan, teklifte kısa çalışma ödeneği İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanıyor. Sigortanın esas hak sahiplerine göre diğerleri için daha avantajlı hâle getirilmesinin de yasada makul bir gerekçesi yok. Dolayısıyla bu kanun teklifinin beklentileri karşılayabilmesi ve daha adaletli olabilmesi açısından, 18 Aralık tarihinde verdiğim (2/1873) esas numaralı İşsizlik Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin dikkate alınarak işsizlik sigortası hak sahipliği için asgari sigortalılık süresi şartının altı yüz günden dört yüz elli güne düşürülmesini hem de Esnaf Ahilik Sandığının hak sahipliği için gerekli asgari sigortalılık süresi şartının da dört yüz elli güne düşürülmesini öneriyorum.
Bir diğer husus, teklif aynı zamanda kısa çalışma ödeneğine hak kazanan vatandaşlarımızın yararlandıkları süreleri işsizlik sigortası için kazanacakları süreden düşmektedir. Kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası şüphesiz aynı şey değil, böyle bir mahsuplaşma kabul edilemez.
Bir diğer konu, asgari ücret desteklerinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması kabul edilemez. Bu Fon bir hayrat değil, vatandaşlarımızın işsiz kaldıkları günler için önemli bir güvencedir.
Yine, 2'nci maddede istihdam teşviklerinin 2025 yılının sonuna kadar uzatılması, sorunun çözümü için yeterli olmadığı gibi uzun vadeli bir çözüm planı gerektiren devlet anlayışından da uzaktır. Söz konusu teşvikler, orta vadeli program ile kalkınma planındaki hedefler gözetilerek beş yıllık dönemler hâlinde mutlaka uzatılmalıdır. Kamuoyundan gelen tepkilere bakılarak santim santim değiştirilen düzenlemelerin ülkemize ve Parlamentomuza yakışmadığı bir gerçektir. Bir yıla yakın bir süredir tartışılan ve milyonlarca emeklimizin gözünün kulağının olduğu maaş düzenlemeleri buna en büyük örnektir.
Sözünü ettiğim düzenlemeler yapıldığı takdirde yasanın özü daha inandırıcı, mantıklı ve adaletli bir uygulamayı beraberinde getirecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.