Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 53 |
Tarih: | 25.01.2024 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Değerli milletvekilleri, 5510 sayılı Kanun'un 55'inci maddesi uyarınca 4/A ve 4/B emeklileri yani SSK ve BAĞ-KUR emeklileri ocak ve temmuz aylarında TÜİK'in açıkladığı altı aylık enflasyon rakamları oranında enflasyon farkı almakta. TÜİK'in enflasyon verilerine göre ocak ayında SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine yapılması gereken zam yüzde 37,57. Görüşmekte olduğumuz bu 7'nci maddeyle BAĞ-KUR ve SSK emeklilerine yüzde 5'lik refah payı verilerek maaş zammı yüzde 42,57'ye çıkarılmak istenmekteydi hatta bu oran iktidarın verdiği önergeyle memur emeklilerinde olduğu gibi yüzde 49,25'e çıkarılacak; bizim önergemiz de aynı doğrultuda. Esasında biz bunu komisyonda defalarca dile getirdik, ikaz ettik; bu 5 puanlık artışın çok az olduğunu belirtmiş olmamıza rağmen bizi dinlemediniz, şu anda böyle bir önergeyle düzeltme yoluna gidiliyor.
Değerli milletvekilleri, hatırlarsanız benzer düzenlemeyi 2023 yılının Temmuz ayında da yapmıştık, bir benzerini seçimlerden önce yani Nisan 2023'te hatta Ocak 2023 tarihinde de buna benzer düzenlemeler yapılmıştı. Yani son bir yıl içerisinde 4 defa emeklilerin maaşlarıyla ilgili düzenleme yapmışız, en düşük emekli maaşlarını arttırmışız, refah payları vermişiz ve dikkat ederseniz bu ülkede ocak ve temmuz aylarında en önemli tartışma konusu emekli maaşlarına ve asgari ücrete yapılacak olan zam oranları. Sizce neden? "Efendim, iktidarımız emeklileri çok seviyor, emeklilerimizi enflasyona ezdirmemek için devamlı refah payı veriyoruz." falan demeyin sakın çünkü iktidarınız döneminde emeklilerin millî gelirden aldığı pay her geçen yıl azaldı. 2019 yılında emeklilerin millî gelirden aldığı pay yüzde 8,5'muş, 2023'te EYT çıkmış olmasına rağmen bu pay yüzde 6,7'ye düşmüş. Ülke yaşlanıyor, emekli sayısı artıyor ancak emeklilerin millî gelirden aldığı pay her geçen yıl azalıyor.
Peki, neden devamlı emekli maaşlarıyla ilgili düzenleme yapmak zorunda kalıyoruz? Bunun nedeni, dünyanın en fazla enflasyonunun yaşandığı ülkemizde TÜİK'in enflasyon verilerinin gerçeğin yanından bile geçmemesinden kaynaklanmakta. Zaten TÜİK'in en son yaptığı açıklaması neredeyse bir itiraf niteliğinde. Ne diyor TÜİK? "Ülkede bizim hesabımıza göre enflasyon yüzde 64 ancak vatandaşın hissettiği enflasyon yüzde 129. Dikkatinizi çekerim, ENAG'ın rakamlarıyla neredeyse aynı. Biz de yıllardan beri aynı şeyi söylüyoruz zaten; açıklanan ile vatandaşın hissettiği enflasyon birbirinden farklı.
Buradan şu çıkıyor: Biz, asgari ücreti, memur ve emekli maaş artışlarını ENAG'a göre yani hissedilen enflasyona göre yapsak yani TÜİK görevini yapmış olsa veyahut da TÜİK'in görevini yapmasına izin vermiş olsalar bu ülkede hiç kimse açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalmayacak. Örneğin, 2024 yılı Ocak ayı emekli maaşlarını ENAG'ın enflasyon verilerine göre belirlemiş olsak SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine yüzde 50,8; memur emeklilerine yüzde 63,6 maaş zammı yapılması gerekirken SSK emeklilerine yüzde 37,57, memur emeklilerine ise yüzde 49,25'lik bir zam öngörülüyor. Peki, şimdi ne yapıyorsunuz? SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin maaş artışını zaten olması gereken orana yani yüzde 49,25'e bu sefer kanun yaparak çıkarmak zorunda kalıyorsunuz ve bunu bir lütufmuş gibi bize pazarlıyorsunuz.
Peki, memur emeklileri ne olacak, memurlar ne olacak? ENAG'ın verilerini göz önüne alırsak, yasa gereği yüzde 63,6 artış olması gerekirken hissedilen enflasyona göre onlara yüzde 49,25 zamma zam veriyorsunuz ve daha da vahimi, en düşük emekli maaşını 7.500 liradan 10.000 liraya çıkartıyorsunuz; artış sadece yüzde 33. Bu ne demek biliyor musunuz? 4,5 milyon emeklinin yüzde 33 zam alması demek.
Tüm bu gerçekler ortadayken, milyonlarca emekliyi açlık sınırının çok altında maaş almak zorunda bırakacaksınız, sonra hiç sıkılmadan "Emekliyi enflasyona ezdirmedik." diyeceksiniz, hatta daha ileriye gidip, 2024 yılını emekli yılı ilan edeceksiniz. Böyle bir durumun izahı olabilir mi? Levent Kırca, rahmetli "İzahı olmayan şeylerin mizahı olur." diyordu; izahı olmayan durumun o zaman biz de mizahını yapalım ama kara mizah.
Dün andığımız Uğur Mumcu'nun bir Türk vatandaşı tanımı, hicvi vardı, hatırlıyorsunuz, işte "Türk, İsviçre vatandaşı gibi yaşar..." falan. Bunun için de eğer Uğur Mumcu yaşasaydı şöyle derdi: "Türk emeklisi TÜİK verilerine göre maaşına zam alan ancak maaşını ENAG verilerine göre harcayan, açlık sınırının çok altında yaşamak zorunda kalan..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)