| Konu: | Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 07.02.2024 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Efendim, şimdi, ben aslında bu tür tartışmaların adamı değilim, siz de biliyorsunuz, bu yüce Meclis de biliyor ama bakın, beni çaresiz bırakıyorsunuz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Gereksiz uzatıyorsunuz, siz uzatıyorsunuz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ben size dedim ki: Bakın, yerinizde olsam unutturmaya çalışırım.
Şimdi, ben cümleleri söyleyeyim...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Kendi yerinizdesiniz, ben kendi yerimdeyim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - ...siz de tevil edin.
Şimdi "iftira" dediniz, "çarpıtma" dediniz, bunlar bizim meşrebimizde olmayan işler yani birbirimizi de şahsen tanıyoruz. Hararetinizle...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Siz niye üstünüze aldınız? O sözü söyleyenler var.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Meclise hitap etmiyor musunuz siz?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Hayır, söylenenler var, tutanaklara bakın. Tutanaklardan...
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bakın, ben...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Buyurun, buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Niye bakayım tutanağa ki?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Tutanaklara bakın.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ya, ben tutanağa bakmıyorum, ben Sayın Cumhurbaşkanının... Ya, Cumhurbaşkanı bazen yanlış laf edemez mi?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Burada yanlış olan bir şey yok.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Cumhurbaşkanına bu Allah'ın...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Yanlış olan bir şey yok.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Dinle, anlatacağım.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Yanlış olan olsa, yanlış yok.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bakın... Ya hatayı...
BAŞKAN - Sayın Akbaşoğlu, lütfen...
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Efendim, bakın, hatayı hararetle savunmak imanı zedeler, sizi bu konuda uyarıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Şimdi, burada açık ve net "Merkezî yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma hâlinde olmazsa..."
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Öncesini okuyun, öncesinden başlayın lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Öncesini siz okursunuz cevap verirken.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Okuyun, oradan başlayın.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ya, anlatıyorum ben, hüküm cümlesini okuyorum canım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - İşte o yüzden kürsüden konuşalım diyorum Sayın Başkan, olmuyor yani böyle.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Diyorum ki: "Merkezî yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma hâlinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı."
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Yerel yönetimler yönünden.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Dinle, müsaade buyur, dinle! Siz yine tevile uğraşın ama bu, sizi bataklığın içine çeker. Yani Cumhurbaşkanının hakkını, hukukunu bu Meclis savunur, size kalmaz. Yani böylesine bir mesele gündeme gelirse o savunmayı da yaparız biz yani bundan siyaseten nemalanmaya uğraşmayız; edebimiz, terbiyemiz, ahlakımız ve mazimiz bize kefildir bu konuda.
Şimdi, bunun üstüne adayını methediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Arkasından da şeyden bahsediyor: "Bade harabül Basra." Bu Arapça cümlenin Türkçesi de "Basra harap olduktan sonra çaresiz kalırsınız." Yani "Zamanında, yerel seçimlerde görevinizi yapın." diye Hatay halkına, Cumhurbaşkanı, açık ve net olarak aba altından sopa gösteriyor. Bu, siyaseten yanlış bir şey olduğu için elbette ki savunmaya muhtaç bir cümledir. Şimdi, muhalefet de bundan istifade eder. Biz, siz bize geri dönüş yapmadan önce lisanımünasiple bunu anlattık, ama bu kadar hararetle cevap verirseniz bu tartışma maksadı aşacak hâle gelir. Ben, az önce de dedim ya şimdi cümleler üzerinde tartışıyoruz. Tartışmaya devam edersek şayet, niyetler üzerinde tartışmaya başlarız. Bu tartışma, sonunda bu cümleyi edenin psikolojik durumunun tartışılmasına kadar da varır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - O sebeple, ben cevap verirken hassaten özen göstermenizi istirham ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)