GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Muğla Milletvekili Kadem Mete'nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, AK PARTİ Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Aydın Ayaydın'a, bugün Merkez Bankası Başkanının yaptığı konuşmaya, emekli ikramiyesine yapılacak artışla ilgili tartışmalara, devlet bankalarının CHP'li belediyelere kredi vermediğine, Anayasa Mahkemesi Başkanının bugün yaptığı konuşmaya ve Anayasa Mahkemesinde bugün düzenlenen törene Yargıtay Başkanının gelmemesine, cumhuriyet tarihinden bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin nüfusunun en çok düştüğü dönemin yaşandığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:08.02.2024

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Muğla Milletvekili Kadem Mete, gencecik, pırıl pırıl adayımızla ilgili hem Genel Başkanımızın bir videosunu dinletti hem de onun hakkında bazı tespitlerde bulundu; konuşmama başlarken bununla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum: Bir sefer, ben Muğla'nın damadı olarak da Muğla'yı çok iyi bilen birisiyim. Bodrum'da, cumhuriyetten bugüne kadar yaşayan dördüncü kuşak bir ailenin evladını aday yaptık, 30 yaşında ve "mandalinacı mı, limoncu mu" diyor ama mandalinayı Bodrum'a getiren bir aile olduğu için soy ismini buradan alan bir aile ve onun çocuğu; mimar, Meclis üyemiz. Aslında gurur duyması lazım bir Rizeli ve Muğla Milletvekili olarak bu durumdan ama bu bile burada, Meclis tutanaklarında, konuşmalarda geçebiliyor.

Şimdi, Bodrum ve Muğla'yı çöple, kirlilikle yan yana getirdi. Ben, Marmaris'in, Bodrum'un, Fethiye'nin pırıl pırıl olduğunu ve başta kendi otelinin çöpleri olmak üzere çöplerin toplandığını görüyorum. Çöp ile Bodrum'u yan yana getiriyor beyefendi. Oysa ben Muğla'da bambaşka bir aday görüyorum, ithal bir aday görüyorum; aslında Cumhuriyet Halk Partisinin çöpe, kenara bıraktığı bir ismi aday yaptıklarını görüyorum; yazları sadece tatil yapmaktan öte bir aksiyonu, ilgisi olmayan bir adayı büyükşehre getirdiklerini görüyorum; önce ona baksınlar. Sonra, bu beyefendi tur rehberiymiş, asıl mesleği o; öncelikle Muğla adayına, -bir görev versin parti, Aydın Ayaydın'dı herhâlde ismi- Muğla'yı gezdirsin rehber olarak, Muğla'yı bir tanıtsın, Bodrum'u, Fethiye'yi, Köyceğiz'i, köylerini, o güzel insanları tanıtsın, seçim boyunca da yanından ayrılmasın, kaybolur Ayaydın çünkü orada; onu da söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)

Bir şey daha söyledi, "İngilizce biliyor." dedi, "Bodrum'da kediler bile İngilizce biliyor." dedi. E, o da Muğla'nın kalitesini gösterir, Muğla'nın kedileriyle bile onur duysun.

Şimdi, diğer bir konu... Bugün Merkez Bankası Başkanı konuştu. Herhâlde, bu ucube sistemden sonra gelen beş yılda 5'inci Merkez Bankası Başkanı. TÜİK'in bazı verilerini vermek isterim: Bugün bu ülkede ülkenin en zengin yüzde 20'lik kesimi ülke gelirlerinin yani parasının yüzde 49,8'ini alıyor. Peki, en fakir, en yoksul yüzde 20'lik kesim ne kadarını alıyor? 5,9'unu alıyor. İşte ülkenin geldiği nokta bu; fakir daha fakir, zengin, daha zengin oldu bu ülkede ve bunu yaratan tek bir kişi ve parti var, Cumhurbaşkanı ve AKP'dir. Niye böyle olduk? Bu ülkenin tüm ihalelerini sipariş usulü belli şirketlere verirsen, bir de ondan vergi almazsan, bir de sigorta almazsan, tüm istisnaları ve hakları onlara verirsen, bu ihaleleri 21/B'yle yaparsan ülkenin parasının büyük çoğunluğu onlara gider, onlar AKP'nin yarattığı zenginler olarak tarihe geçer ama bu ülkede emekli, işçi, öğrenci, çiftçi işte bu ülkenin 5,9'luk gelirinden pay alır.

Şimdi, bir şey daha söyledi Merkez Bankası Başkanı "Enflasyon tahminlerimiz aynı. Seçime kadar sadece doğal gaz ve elektriği baz almadık." dedi. Demek ki seçimden hemen sonra doğal gaz ve elektriğe büyük zam geliyor ve seçimden hemen sonra zam yağmuru olacak. Hepimiz gerçekçi olalım; bu ülkede hissedilen, yaşanan enflasyon, fiyat durumu, Türk parasının değeri ortada. Bu Merkez Bankası Başkanının da sonunu iyi görmüyoruz çünkü Merkez Bankasını beyefendiler değil, hanımefendiler değil, saray yönetiyor.

Emekli ikramiyesi... Geçen hafta büyük mücadeleler verdik bu Mecliste muhalefet partisi milletvekilleriyle, "En azından asgari ücret olsun." dedik, kürsüyü işgal ettik, her şeyi söyledik. Şimdi, yine, bu ikramiye tartışılıyor. 2021'de 1.100 lira olmuştu, 2023'te 2.000 lira oldu. 3.000 lira mı yapacaklar, 4.000 lira mı yapacaklar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biz bu halkın vekilleri olarak, muhalefet partisi milletvekilleri olarak bir kez daha vicdanlarına seslenmek istiyoruz: Nasıl "En düşük emekli maaşı asgari ücret olsun." dediysek aynı noktadayız; gelin emekliye, asgari ücret oranında bir ikramiye verin. Hadi bunu veremiyorsunuz, emekli maaşı oranında verin ama 3 bin lira gibi artık bu çağın gerisinde kalmış bu miktarları tartışmayın bile. Sokağa çıkın, insanlarla görüşün, emekliyle görüşün; gelin burada hep beraber misafir edelim, 81 ilden 81 emekliyi buraya çağıralım, dinleyelim; ne diyorlarsa, ne şartlarda geçiniyorlarsa karar versinler. Ben Meclisin halkın isteklerine, sorunlarına artık bir parça ses vermesini istiyorum; bari, emekli ikramiyesinde onları duyalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Dün yine bir konu vardı: Devlet bankaları CHP'li belediyelere kredi vermiyor. Valla, selam da vermiyorlar. Çünkü ben Ziraat Bankasının Yönetim Kurulundaki AKP'lilere bakıyorum: Veysi Kaynak, 25'inci ve 26'ncı Dönem AKP Milletvekili; Fatih Aydoğan, İBB meclis üyesi; Fazlı Kılıç, eski Kâğıthane Belediye Başkanı; Vakıfbankta 6-7 eski milletvekili, saraydaki bürokrat var; Halk Bankasında Mevlüt Uysal'dan başlıyorum, Ebubekir Şahin'e kadar 5 kişi var. Ya, kamu bankalarını bu hâle getirdiyseniz, kamu bankalarını eski milletvekillerinin rehabilite edildiği bir yer noktasına getirdiyseniz, tabii ki belediyelere kredi vermezler, selam da vermezler! Ama kamu bankalarının yani Ziraat Bankasının, Vakıfbankın, Halk Bankasının bu hâle gelmesi utanç meselesidir. Yok mu vatan evladı bu ülkede? Ne okullarda ne ekonomistler yetişiyor; ne bankacılar, pırıl pırıl gençler var!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Niye milletvekili olamayan, saraydan emekli olan, partinizden bir şekilde görevi sonlandırılan insanlar emekliliklerini bu bankaların yönetim kurullarında geçiriyor? Ya, çıkıp söylesinler, başka insan yok mu? "Yok!" Niye? Çünkü bunları getiriyorlar ki -Demirören gibi- kanallarında beyefendilere yer veren bu şirketlere, bu patronlara milyarlarca liralık krediyi verecekler, beş yıl içerisinde ödemeyecek, icraya vermeyecekler. Yazık, gerçekten yazık!

Sayın Başkanım, son olarak, bugün Anayasa Mahkemesi Başkanı konuşmasında Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir yasal zemininin olmadığını hatırlattı. Kimin gözünün içine bakarak hatırlattı? Bu ülkenin Cumhurbaşkanının, Anayasa Mahkemesi kararlarının en üstün karar olduğunu, yargıda kişisel sebeplerle de olsa tartışılmayacağını belirtti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ama daha acı bir durum vardı; bugüne kadar pek görmediğimiz bir durum: Anayasa Mahkemesine, Meclise kafa tutan, bir anlamda aslında bir darbe girişiminde bulunan Yargıtay Başkanı bu toplantıya gelmedi. Cumhurbaşkanı geldi, devlet erkânı oradaydı, herkes oradaydı, Yargıtay Başkanı gelmedi. Ne hakla, bu gücü kimden alıyor, nereden alıyor, ben merak ediyorum.

Son olarak, Türkiye nüfusu neden azalıyor? Herkese "3 çocuk yapın, en az 3 çocuğunuz olsun." diyen bir Cumhurbaşkanı var ama görüyoruz ki cumhuriyet tarihinden bugüne kadar -TÜİK'e göre o da- Türkiye Cumhuriyeti'nin nüfusunun en çok düştüğü, Avrupa'nın da gerisinde kaldığı bir dönemi yaşıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlelerim...

BAŞKAN - Buyurun.

Son kez mikrofonunuzu açıyorum Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Türkiye'de yaklaşık 10 milyon sığınmacı var, onların nüfusunun ne kadar arttığını bilemiyoruz bile ama bildiğimiz bir şey var: Yoksulluktan, göçten insanlar artık çocuk yapamıyor.

Şimdi, bir çocuğun maliyeti 7 bin lira civarında. Yeni evlenecek bir ailenin sadece eşyaları 500 bin lira ve Avrupa'nın gerisinde nüfusumuz artıyor ama sığınmacıların nüfusu kat kat artıyor. Bu, hayra alamet bir şey değil, bu konuşulmalı, tartışılmalı. Mecliste de bununla ilgili bir önerge vereceğiz diyorum, teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)