Konu: | (10/983, 984, 985, 986, 987, 988) Esas No.lu Erzincan'ın İliç İlçesindeki Bir Altın Madeninde Meydana Gelen Kazanın Tüm Yönleriyle Araştırılması ve Benzer Kazaların Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 60 |
Tarih: | 14.02.2024 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Değerli arkadaşlarım, önce bir tespit yapalım. İliç'te olan bir kaza değil bir cinayettir. Eğer önceden uyarmışsanız ve bu uyarılara uymamışsanız bu artık bir kaza değil. Onlarca milletvekili arkadaşımız gitti, onlarca öneriler verdik, medya konuştu, çevre dernekleri konuştu ama sen hiçbir uyarıyı dinlememişsin; artık bu bir kaza değil bu bir cinayettir. Tam fay hattının üzerine -bakın, bu da kırmızı- bir siyanür havuzu koymuşsun ve yerleşim yerlerinin hemen kıyısına bir maden alanı açmışsın; bu artık bir kaza değil bu bir cinayettir.
Şimdi, onlarca canımız siyanürlü bir toprağın altında. Siyanür likitlerinin de Fırat Nehri'ne mesafesi sadece 250 metre arkadaşlar, tüm Fırat havzası şu anda risk altında.
Romanya'da Şubat 2000, Peru Bolivya'da 1993, Şili'de 1965 yılında binlerce kişi öldü. Romanya'daki sadece 100 bin ton topraktı arkadaşlar ve "Çernobil'den sonra Avrupa'daki en büyük felaket." denildi şu anda oradaki bahsettiğimiz tam 10 milyon metreküp, tonaj itibarıyla 15-20 milyon tondan, Romanya'dakinden 150-200 kat bir şeyden bahsediyoruz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, siyanür ve sülfürik asit çetelerinin işgali altındadır ve biliriz ki hiçbir işgal içeride iş birlikçi olmadan mümkün değildir. İliç'te geçmişte bir İlhan Cihaner olayı var. İlhan Cihaner, şirketten rüşvet alan bir FETÖ'cü savcı hakkında soruşturma açıyor. Daha sonra, bir gizli tanıkla tutuklanıyor. Bu gizli tanığın daha sonradan bu FETÖ'cü savcı olduğu ortaya çıkıyor arkadaşlar. Herkes FETÖ'nün bu işe bu FETÖ'cü savcıyı savunmak için dâhil olduğunu zannediyor ama bilmedikleri bir şey var: Ya, FETÖ o günlerde bu altın madenlerinin bizatihi işleticisi arkadaşlar. O dönemdeki Koza Altın madeninin 5 tane maden sahası şu anda hâlâ daha çalışır durumda, biliyor musunuz bunu? Siyanürle işletilen altın madenleri, FETÖ'nün finansmanında ve devleti işgalinde amiral gemisi olmuştur. İşte, Çöpler'de de aynısı. Şimdi, o Çöpler'deki de FETÖ'den Çalık Grubuna geçmiş, aynen Fatsa'da da böyle. Koza Altının alt taşeronu çalışıyor. FETÖ, bu işleri kolaylamak için size tam 20'ye yakın Maden Kanunu'nda değişiklik yaptırmış. Şunu anlayın: Kim ki bu altın madenlerini savunuyor ise ondan bir menfaati var ve bu işgalin tarafıdır. İşte, Binali Yıldırım da bu işgali, bu şirketi savunuyor. İşte, Murat Kurum da kurumsal olarak geçmiş bakanlığında buna destek vermiş. Çöpler sahası kimyasal sızıntı nedeniyle 22 Haziran 2022'de kapatılıyor. Sadece üç ay sonra tekrar açılıyor. Kimin zamanında? Murat Kurum. Madende kapasite artışına gidilmiş. Onayını kim vermiş? Murat Kurum. "Kapasite artışı için 'ÇED Gerekli Değildir.'" denmiş. Kim demiş? Murat Kurum. Arkadaşlar, maden alanı Çöpler köyüne -burada uzaydan görüntüsü var- 250 metre, İliç ilçesine 850 metre, Sabırlı köyüne 850 metre, Fırat Nehri'nin kenarına sadece 250 metre. Ya, arkadaşlar, burada tam 2.447 futbol sahası büyüklüğündeki bu alan varken sadece 200-250 metre kalmış köyün yanına, nehrin yanına. Siz burayı genişleteceksiniz, kapasite artışı vereceksiniz de daha nereye kadar verebileceksiniz?
Yani Murat Kurum, Çöpler'de nasıl bir fantezi hayal ediyorsun, nasıl bir hayalin var da İstanbul'daki hayalini de anlayabilelim, bize anlat, bunu anlayabilelim.
Şimdi, 4 savcı görevlendirmişler. Bence savcıları İliç'e göndermeyin, Murat Kurum'a gönderin, Binali Yıldırım'a gönderin. Bakan, Vali, hâkim, savcı, herkes yardımcı olmuş, hatta bilirkişi heyetine AKP'li koymuşsunuz. O yüzden, siz savcıları İliç'e göndermeyin, doğrudan AKP Genel Merkezine gönderin çünkü bütün bu sorumlular orada duruyor. Türkiye Cumhuriyeti eğer bir hukuk devletiyse Binali Yıldırım ve Murat Kurum hakkında soruşturma başlatılmalıdır, çevre felaketine yol açmaktan ve insan canına sebep olmaktan soruşturma açılmalıdır. Hani, siz sözlükten suç uydurup da Ekrem İmamoğlu'nu yargılıyorsunuz, ceza veriyorsunuz ya; işte suçun daniskası burada. İnsan hayatına mal oluyorsunuz, çevre felaketine yol açıyorsunuz. Neredesiniz savcılar? Ama mahkemeler bu dönemde adalet dağıtma uğraşında değil ki arkadaşlar; iktidarla bir olup, mahkemeler iktidarla bir olup muhalefeti dağıtmaya çalışıyor. Al işte, 6 tane de bana dava açtılar. Ne için biliyor musunuz? Bakın, bundan bir de Fatsa'da var arkadaşlar. Şu gördüğünüz yeşil coğrafyanın bağrındaki bu sarı görüntüye ne dedim ben bir hekim olarak, biliyor musunuz? Dedim ki: Sarı çıban. Ben yeşil coğrafyanın bağrındaki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Adıgüzel, bir dakika.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) - Ben "Yeşil coğrafyanın bağrındaki sarı çıban." dediğim için mahkeme açtılar ve savcı da bunu dikkate alıp "sarı çıban" dediğim için bana mahkeme açtı; 6 tane mahkemem de benim var, helalühoş olsun.
Şimdi, sakın şunu demeyin: "İşte, devlet bu kadar madenlerden para kazanıyor, falan filan." Arkadaşlar, hiçbir şey kazandığı yok. Size söyleyeyim, bakın, çok dramatik gelecek. Şu alan Ordu Fatsa'da, bunun üzerine fındık ekse bir yıllık fındık bedeliyle devlet buradan altından kazandığını fazlasıyla kazanıyor, işte size bedelini anlatmak için güzel bir örnek.
En trajik olan da ne biliyor musunuz? Devlet bu siyanür çetesine 209 milyon liralık vergi affı verdi. Millet kendi toprağını, kendi vatanını savunmak için, mahkemelere başvurabilmek için yardım parasıyla gitmeye çalışıyor yani toprağı devletten millet korumaya çalışıyor değerli arkadaşlarım.
Şimdi, siyanürlü kitlenin Fırat'ın kenarına...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) - ...250 metre kadar yaklaştığını söylemek istiyorum ve Fırat havzası tehlikededir, herkesi göreve davet ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)