GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:61
Tarih:15.02.2024

MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ilk olarak şunu söylemek istiyorum ki bu kanun teklifinin sahadan kopuk, sendikalardan, sivil toplum kuruluşlarından ve sağlık çalışanlarından görüş alınmadan hazırlanmasının tüm paydaşların katkısı olmadığı için verimli olamayacağı kanısını taşımaktayım. Anayasa'yla güvence altına alınan hekimlerin demokratik haklarının kısıtlanması ve cezalandırılmasına yönelik maddeleri barındıran bu kanun teklifi ilerleyen günlerde birçok sorunu beraberinde getirecektir. Bu acelecilik neden? Gerçekten anlamak mümkün değil. Dünya ülkeleri arasında hasta-doktor oranına göre en fazla ameliyat yapan, hasta muayene eden hekimler Türk hekimleridir. Esnek olmayan çalışma saatlerine, olumsuz çalışma koşullarına, şiddete, hak ettiği değeri görememesine rağmen hekimlerimiz ülkemizde mesleklerini devam ettirme gayesindedir. Fakat her geçen gün hak gasbına uğrayan sağlık çalışanlarımız bu koşullarda daha fazla çalışma mücadelesi içinde olamayacağından maalesef yurt dışında gelecek planlaması yapmaktadırlar. Covid-19 gibi dünyayı etkisine alan salgın sürecinde "Haklarını nasıl öderiz?" dediğimiz sağlık çalışanlarımızın bugün haklarını gasbetmek itibar suikastı yapmak değil midir? Maalesef bunun izahı olmaz. Bu sebeple hekimlerimizin sorunları daha dikkatli ve kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin sağlık sistemindeki derin sorunlar artık üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir noktaya ulaşmıştır. AK PARTİ iktidarının Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın getirdiği sorunlar artık görmezden gelinemeyecek kadar açıktır. Öncelikle, sağlık çalışanlarına performansa dayalı ödemelerin nitelikli, sağlıklı hizmetlerin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirtmek isterim. Hekimlerin beş dakikada bir muayene etmeye zorlanması hastaların hak ettikleri tedaviyi ve ilgiyi alamamalarına neden olmaktadır. Ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluk gibi faktörler sağlıksız bir toplumun oluşmasına katkı sağlamaktadır. Sağlıklı beslenme olanaklarından yoksun bırakılan vatandaşlarımızın hastalıklara yakalanma riski ve hastanelere başvuru sayıları artmaktadır. Ayrıca nüfusumuzun giderek yaşlanması da sağlık sistemimizdeki yükü arttırmaktadır. Kronik hastalıkların yaygınlaşması ve hastane yatışlarının artması mevcut kaynakların daha da zorlanmasına neden olmaktadır.

Değerli milletvekilleri, hekimlerimizden bahsederken unutulan diş hekimlerimizden de söz etmek istiyorum. Sadece bir kanal tedavisinin yaklaşık bir saat kadar zaman aldığı bir ortamda randevu aralıklarının kısa tutulması hem diş hekimlerimiz hem de vatandaşlarımız açısından sorunlara neden olmaktadır. Bu sebeple, kamuda istihdam edilen diş hekimi sayıları sembolik anlamda değil, ihtiyacı sağlayacak oranda artırılmalıdır. Üniversitelerde diş hekimliği fakülte kontenjanları son yirmi yılda yüzde 1.000 oranında artırılmış durumda ve önümüzdeki beş yıl içerisinde 50 bin yeni diş hekimi mezun olacaktır fakat kamuda yapılan alımlar maalesef bu oranlarda değildir. Diş hekimliği fakülte kontenjanları tekrardan gözden geçirilmeli, yeni fakülteler açılmamalı ve fiziki yeterliliğini sağlamayan fakültelere yeni kayıt alımının önüne geçilmelidir. Plansız bir şekilde kurulan diş hekimliği fakültelerinin sonucunda birçok diş hekimi ya işsiz ya da hak ettiği değerin altında çalışmak zorunda kalmaktadır. Sonuç olarak, vatandaşımızın dişsiz, diş hekimlerimizin de işsiz kalmamaları için bu sorunlar göz ardı edilmemelidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)